Sedat Ergin: Demirel'den Kutan'a hassas mesaj

Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, geçen cumartesi günü yaptıkları görüşmede Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e şu sözleriyle Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel'i şikáyet ediyor:‘‘Seçime bütün partiler eşit şartlarda girmelidir. Ancak partimiz hakkında yapılan suç duyurusu bu eşitliği bozmuştur.’’Demirel, görüşmeyi anlatırken ‘‘Bunlardan rahatsız olduklarını belirtti, ancak kendilerinin ne yapacağı hakkında herhangi bir şey söylemedi’’ diyor.Cumhurbaşkanı, Kutan'a verdiği karşılığı da şöyle anlatıyor:‘‘Bunlar idari veya siyasi menşeli değildir. Siyaset veya idare, savcıya 'şöyle yap' demiyor. Savcının kendiliğinden yaptığı işlerdir. Bu itibarla benim tarafımdan yapılacak bir şey yoktur. Siz bana devletin başı olarak bunları duyurmuş oldunuz. Böyle bir konuşmaydı.’’Demirel de karşılığında şu beklentisini açıyor Kutan'a:‘‘Ben hukukun adamıyım ve siyaset üstüyüm. Ama ben tarafım; hukukun tarafıyım, Anayasa'nın tarafıyım, kanunların tarafıyım. Benim aradığım şey, Anayasa'nın ikinci, üçüncü ve dördüncü maddelerine herkesin uymasıdır.’’Atıf yapılan bu maddeler, cumhuriyetin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğuna ilişkin değiştirilemeyen niteliklerini tanımlıyor.Demirel, bu hatırlatmayı yapma gereğini duymasını şöyle anlatıyor:‘‘Benim bunları neden beyan ettiğim gibi bir şeyin kimsenin aklından geçmemesi lazım. Çünkü çerçeve budur. Çerçeve içinde kalınırsa, tabii ki eşitlik korunur. Çerçevenin dışına çıkınca eşitlik de bozulur. Ben bunu daha evvel de söyledim. Herkes bu çerçeveye uyarsa, bir sıkıntı olmaz.’’Bir başka anlatımla, Kutan'ın ‘‘DGM'nin FP hakkındaki girişiminin eşitliği bozduğu’’ yolundaki şikáyeti, Çankaya Köşkü'nden ‘‘Anayasal çerçeve dışına çıkılması ve laiklik aleyhtarı tavırlar eşitliği bozar’’ karşılığını alıyor.Kutan, Demirel'in bu sözüne bir karşılık verdi mi? Demirel, ‘‘Hayır, not etti’’ diye anlatıyor.Cumhurbaşkanı, bu arada seçim atmosferinin henüz belirmediğine dikkat çekiyor:‘‘Henüz bayram şartlarındayız. Seçim bir gün yapılsın, bir gün yapılmasın tartışmaları oldu. Herhalde bayram sonrasında seçim meydanları biraz daha hareketlenir. Bayramdan sonra daha on beş gün var. On beş gün içinde seçim atmosferi doğar.’’Demirel, ardından seçim atmosferinin gecikmesinin ‘‘bu seçime özgü olduğunu’’ belirterek, şöyle konuşuyor:‘‘Bu, normal zamandan önce yapılan bir seçim. Dokuz ay evvel ilan edilmiş bir seçim. Üstelik ilan edilirken, aslında yapılacağına da pek fazla inanılarak ilan edilmiş bir seçim değil. Çünkü dokuz ay önce ilan edilince işin ciddiyeti kayboldu. Yapılırdı-yapılmazdı tereddütleri hep vardı.’’ Cumhurbaşkanı'na göre, küskünler hareketi de bu gecikmede rol oynadı:‘‘Tabii, küskünler hadisesi de biraz işi sulandırdı doğrusu. Neyse şimdi hepsi aşılmıştır. Her şey şimdi mecrasındadır.’’Demirel, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun çıkışıyla ilgili sorulara da girmemeyi yeğliyor:‘‘O geride kaldı. Bakın bu geride kalan şeylerin aktüalitesi çoktan geçti gitti. Bugün bir başka gün, yarın daha başka bir gün olur.’’Copyright 1999   Hurriyet| ana sayfa | son dakika | haber indeksi | gündem | ekonomi | dünya | olay | spor | yaşam | yazarlar | tv programlari | fal | | hava durumu | kelebek | | | | insan kaynaklari | gösteri dünyasi | | teknonet | | | | | seri ilanlar | e-mail | | |
Yazarın Tüm Yazıları