Sedat Ergin: Demirel: Fırını ateşledik

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, geçen ay Tiflis gezisinde ortaya attığı Kafkasya İstikrar Paktı önerisine Batı başkentlerinden gelen tepkiler konusunda iyimser bir tonda konuşuyor.

Demirel, gerek Tiflis'te açıklanan öneri, gerek ardından giriştiği mektup diplomasisinin yol açtığı yankıları yakından izliyor.

Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin başlattığı bu diplomasi hamlesiyle birlikte önemli bir hareketliliğin başladığı kanısında. Şöyle konuşuyor:

‘‘Biz sanıyorum ki, dünyanın dikkatini Kafkasya'ya çekebildik. Yani fırını ateşledik...’’

Demirel, önerinin kuvveden fiile çıkması konusunda aceleci gözükmüyor:

‘‘Bunlar bir süreç meselesi. Bu, bugünden yarına olacak bir mesele değil. Zaten biliyorsunuz, Batı toplumları konuşa konuşa bir konsensüse varırlar. Batılılar, konuşmaya başladıkları bir şeyin peşini bırakmazlar.’’

Kafkasya İstikrar Paktı önerisinin patent hakkı kimde?

Türkiye bu öneriyi ABD ile danışarak mı ortaya attı; yoksa kendi özgün düşüncesi olarak mı geliştirdi?

Demirel, ‘‘Kendimiz yaptık. Bana da soruyorlar, ABD ile mutabık kalarak mı yaptınız bunu diye. Hayır. Ama Başkan Clinton'ın Türkiye'de yaptığı ziyaret sırasındaki konuşmalarda da aşağı yukarı biz kendisine bunları anlattık’’ karşılığını veriyor.

Demirel'in bakışında Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra Balkanlar'da yaşanan çatışmalarla, Kafkasya'nın bugün içinde bulunduğu genel istikrarsızlık arasında büyük bir paralellik bulunuyor.

Cumhurbaşkanı, ABD ve Avrupa'nın baştaki isteksizliklerine karşılık sonradan gerek Bosna, gerek Kosova'daki krizlerde müdahil olmak zorunda kaldıklarını hatırlatıyor:

‘‘Müdahil olmaları yetmedi. Sonuçta istikrarı kalıcı kılmak için bir Balkan İstikrar Paktı meydana çıktı. Avrupa, Balkanlar'da huzur ve barış olmadıkça Avrupa'da da barış olmadığını gördü. Balkanlar'da barışı sağlamanın yolu, Avrupa'nın Balkanlar'ı da kanatları altına almasıdır.’’

Demirel, ardından projektörü Kafkasya'ya çeviriyor, bu bölgenin güvenlik ve istikrar sorunlarının Batı'yı aynı derecede ilgilendirdiğini söylüyor.

Cumhurbaşkanı, bölgedeki anlaşmazlıkları, etnik husumetleri ve belirsizlikleri tek tek sıralayarak, Kafkasya'nın Balkanlar'ın yakın tarihte yaşadığı çatışmaların benzerine sahne olmasından duyduğu endişeyi kayda geçiriyor ve ‘‘Kafkasya bugün oturmamıştır’’ uyarısını yapıyor.

Cumhurbaşkanı'nın önerisi, Kafkasya'daki bütün ülkeleri kapsıyor. Ancak, Ankara'nın bakışında, gerek bulunduğu coğrafyanın basıncı, gerek içteki ‘‘kırılgan’’ durumu nedeniyle Gürcistan'ın özel bir önem taşıdığı da aşikár.

Demirel, bu noktada Batı'ya şu çağrıyı yapıyor:

‘‘Öyleyse gelin bu ülkeyi, Balkanlar'da yaptığınız gibi kanatlarınızın altına alın. Böylece Türkiye'yi Orta Asya'ya bağlayan Trans-Kafkas yolu da açılır ve hem Kafkasya, hem Orta Asya, Karadeniz ve Akdeniz'e ve oradan da Avrupa'ya bağlanır. Bunu yapabilmenin şartı, Balkanlar'a sağlanan şemsiyenin buraya da sağlanmasıdır.’’

Bundan sonra bütün mesele, Batı'nın Balkanlar'da içine düştüğü hatayı Kafkasya'da tekrarlayıp tekrarlamayacağı sorusunda düğümleniyor.

Yazarın Tüm Yazıları