Sedat Ergin: Bir Yılmaz analizi

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

ANAP lideri Mesut Yılmaz, 3 Aralık tarihinde gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'le görüşürken, ‘‘Cumhurbaşkanlığı'na aday olmak gibi bir niyetiniz gerçekten var mı?’’ sorusuna şu karşılığı veriyor:

‘‘Hayır, yok...’’

Yılmaz, 21 Aralık günü ATV'de Ali Kırca'nın benzer bir sorusu üzerine şöyle konuşuyor:

‘‘Cumhurbaşkanlığı makamı hayalimde olmadı. Adımın ortaya atılması da benim suçum değil. Ben, önümüzdeki dönemde daha fazla siyaset yapacağım.’’

Özetlersek, Yılmaz, geçen aralık ayında Türk kamuoyuna kendisinin aday olmayacağı yolunda bir çizgi yansıtmaktadır.

* * *

Nitekim Yılmaz, aradan geçen günler içinde tutumunu daha da netleştirmiştir. Örneğin, koalisyon ortaklarının 30 Ocak tarihli zirvesinde, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in görev süresini uzatmak üzere Anayasa değişikliğine gidilmesi yolundaki mutabakata olurunu bildirmiştir.

Bu mutabakata katılması, gönlünden geçse bile adaylığı artık askıya aldığı anlamını taşır.

Aynı Mesut Yılmaz, geçen pazartesi (21 Şubat) günü ANAP Başkanlık Divanı toplantısından önce bir gazetecinin ‘‘Herkesin merak ettiği bir soru var. Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?’’ sorusuna, bakın nasıl bir karşılık veriyor:

‘‘Şu anda daha adaylık söz konusu değil. Biliyorsunuz Anayasa değişikliği söz konusu. Anayasa değişikliği ile ilgili bazı güçlükler var. Onu aşmaya çalışıyoruz.’’

* * *

Görüleceği gibi, daha önce aday olmadığını, aktif siyasete ağırlık vereceğini belirten Yılmaz, konu en yoğun şekilde tartışılırken, adaylığı sorulduğunda daha önceki gibi kesin bir ‘‘Hayır’’ yanıtı vermiyor.

ANAP lideri, aksine, muğlak bir yanıtla aday olmayı düşünebileceğini, bu kartı elinde saklı tuttuğunu çağrıştırıyor; bir anlamda, bilinçli bir şekilde spekülasyonu teşvik ediyor.

Bu tutumun, liderler zirvesinde olurunu bildirdiği mutabakatın özüne ve ruhuna ters düştüğü açıktır.

İlginçtir ki Yılmaz bir gün önce, 20 Şubat tarihinde Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila'ya verdiği bir demeçte ise ‘‘Böyle bir ortamda spekülasyon olması normal. Ben spekülasyonlara bir şey diyemem. Herkes istediği şekilde spekülasyon yapabilir’’ diye konuşuyor.

Spekülasyonların doğal karşılanması gerektiğini söyleyen (20 Şubat) Yılmaz, 21 Şubat'ta verdiği belirsiz yanıtla bizzat spekülasyonları cesaretlendiren bir tutum almış olmaktadır.

Bütün bu alıntılar, sorunun önemli ölçüde ANAP grubundaki aykırı seslerden çok, Yılmaz'ın çelişik açıklamalarının gerçek niyeti konusunda yarattığı belirsizlikten kaynaklandığına işaret ediyor.

Sonuçta, ANAP grubundaki çoğunluk, tereddütsüz bir şekilde genel başkanlarının Çankaya Köşkü'ne çıkmak istediğine inanmaktadır.

Yılmaz'ın ‘‘Demirel'in görev süresinin uzatılmasını, hatta bunun koalisyon protokolüne konmasını ilk öneren sekiz ay önce bendim’’ şeklindeki sözleri ise ayrı bir analiz konusudur.

Bu öneriyi yaparken, Sayın Yılmaz grubuna danışmış mıydı acaba?

Yazarın Tüm Yazıları