Sedat Ergin: Avrupa ne yapmak istiyor?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Terörist Abdullah Öcalan'ın idam cezasına çarptırılması sonrasında Avrupa'da seslendirilen tepkiler, Türkiye'yi Batı ile ilişkilerinde yeni bir yol ayrımına doğru sürüklüyor.

Avrupa ülkelerinin büyük bir bölümü, yargılamanın adil ve düzgün bir şekilde geçtiğini teslim etmekle birlikte, idam cezasının infazına karşı çıkıyorlar.

Bu noktada iki farklı tutum söz konusu. Birinci gruptakiler, infaza Avrupa normlarını gerekçe göstererek karşı çıkarken, ölçülü bir üslup kullanıyorlar.

Buna karşılık, başını sol radikaller ve yeşillerin çektiği etkili bir kesim, infazın engellenmesi için Türkiye'ye baskı uygulamasından yana.

Bu grupların iktidarda olduğu İtalya, şimdiden baskı kampanyasını harekete geçirmiş bulunuyor.

İtalya parlamentosu, özel bir oturum düzenleyerek Öcalan'ın nasıl kurtarılacağını tartışmış, Başbakanı Massimo D'alema kararı ‘‘kabul edilemez’’ bulurken, Cumhurbaşkanı Carlo Ciampi ‘‘Merak etmeyin, Öcalan'ı astırmayız’’ açıklamasını yapmıştır.

Anlaşılmaktadır ki, önümüzdeki haftalarda bu kampanya şiddetlenerek sürecek ve Avrupa'nın pek çok forumunda infazı engellemek için bir dizi yaptırım mekanizması devreye sokulacaktır.

Avrupa, bir kez daha Türkiye karşısında tarihi hataya düşmektedir.

Birincisi, Avrupa'nın önemli bir kesimi, Türkiye'de ayrılıkçılığa kalkışmış, on binlerce insanın ölümüne yol açmış bir katilin yanında yer almaktadır.

Koskoca Avrupa ülkelerinin, neden Türkiye'deki bir teröristi bu ölçüde himaye etme dürtüsü duydukları, üzerinde düşünülmesi gereken bir sorudur.

Bir teröristle dayanışmaya giren Avrupalılar, -hukuki yükümlülüklerden vazgeçtik- Avrupa'yı Avrupa yapan moral değerleri de çiğnemektedirler.

Daha vahimi, bu baskı kampanyası Türkiye'de, basında ve kamuoyunda idam cezasının artı ve eksilerinin olabildiğince açıklıkla ve cesaretle tartışıldığı bir dönemde işletilmektedir.

Avrupa duruma içtenlikle yardımcı olmak isteseydi, Türkiye'nin kendi içindeki bu tartışmayı dışarıdan izleyip, cesaretlendirmekle yetinmesi daha mantıklı olmaz mıydı?

Oysa baskı, içeride serinkanlılıkla muhasebe yapıp idama karşı çıkan çevreleri de silahsızlandırmakta, idamdan yana olan çoğunluğun eline koz vermektedir.

Belli ki, bu ölçüde terbiyesiz bir kampanyanın ters tepeceği ve iş inatlaşmaya gittiği takdirde infazın kaçınılmazlaşacağı, bilinçli bir şekilde görmezlikten gelinmektedir.

Bu noktada gürültü koparanların gerçek amaçlarının yoksa Öcalan'ı astırmak mı olduğu sorusu, ister istemez insanın aklına takılıyor.

İnfaz olursa, Türkiye'yi Avrupa'dan dışlamak ve Kürt sorununu uluslararası platforma taşımak için önemli bir bahane ele geçirilecektir.

Bu sevimsiz tablo karşısında Türkiye ne yapmalıdır?

Belki de, bu sinsi oyun planını tersyüz edecek, bu çevrelerin hiç beklemedikleri ölçüde zekice bir manevra üstünde düşünmenin zamanı gelmiştir.



Yazarın Tüm Yazıları