Seçimde oyun çook...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Seçime daha üç ayı aşkın zaman var. Bu demektir ki, bazı yanlışları, eksikleri düzeltmek için hem hükümet hem de TBMM bir şeyler yapabilir. Örneğin şu dünkü gazetelere somut örnekleriyle yansıyan ‘‘çift yazım’’ veya bazı yerlerde de ‘‘olmayan seçmenin yazımı’’ yüzünden seçimin kirlenmesi önlenebilir. Bunun için başkasının adıyla oy kullananlarla bunu tertip eden ve göz yumanlara verilen cezalar çok yükseltilebilir.

Ama bize kalırsa temiz seçim yapılmasını sadece çift yazım ve başkası adına oy kullanma (yahut kullandırma) engellemez.

Başka rezillikler, ahlaksızlıklar vardır ki, tek tek değerlendirince ‘‘canım bir yerde oldu diye her yer bozuldu diyecek değiliz ya’’ vurdumduymazlığını geçersiz kılar.

Ve seçimin kalitesini düşürür.

Nedir onlar?

Söyleyelim:

Daha şimdiden bizim kulağımıza ‘‘Şu isimli zat, bu partiye adaylık için başvurmakla kalmadı. Gitti, ilgililerle görüştü. O partiye 50 milyar lira bağışta bulundu ve şu seçim çevresinde liste ikinciliğini garantiledi’’ türünden laflar geliyor.

Şimdi isim misim vermiyoruz. Ama listeler ilan edildiği zaman ‘‘pek temiz’’ sandığımız çevrelerde bu tür dolaplar dönüp dönmediğine kendimiz hükmedeceğiz.

Eğer bu iddialar doğru ise -veya siyasi partilerin başındakiler bu tür ahlaksızlıklara karşı kesin ve caydırıcı tavır koymazlarsa- söyler misiniz 18 Nisan günü biz sandığa ne seçmeye gideceğiz?

Keza ‘‘yolsuzluk, ahlaksızlık’’ veya ‘‘seçim hilesi’’ türünden yanlışlar sadece başkalarında olur da basın (daha doğru ifadeyle medya) dünyasında olmaz dediğimiz sanılmasın.

Tam tersine...

Geçen seçimde özellikle yöresel veya bölgesel yayın yapan radyoların, televizyonların ve yer yer de gazetelerin, sözde tanıtma amaçlı ama aslında düpedüz para karşılığı yayın yaptıklarına ilişkin çok haberler duyuldu. Böylece, ‘‘Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez’’ diyen Basın Meslek İlkesi birçok seçim çevresinde düpedüz ihlal edilmiş oldu. Ama o zaman bu tür olaylara karşı kime nasıl şikâyet edilir bilinmediği için yapanın yanına kâr kaldı.

Oysa artık Basın Konseyi, inandırıcı unsurlarıyla birlikte başvurulduğu takdirde bu tür ahlaksızlık yapan gazete, gazeteci, radyo veya TV kanalını teşhir edebilir. Ama bu yetmez. Yasa koyucu da hukuk devleti ve demokrasi kurallarına uygun düzenlemeler yapmalıdır.

Kısaca, temiz bir seçim hepimiz duyarlı olursak gerçekleşebilir.

Siyasi partilerimiz, vakit varken bu basit sakıncaları giderseler ya...



Yazarın Tüm Yazıları