Seçim yaklaştı ekonomi bakanlarının söylemi değişti

TÜRKİYE ekonomisinin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak, ekonomiyle ilgili bakanların söylemleri son günlerde değişmeye başladı.

Haberin Devamı

Bence, seçime birkaç gün kaldı ve ilgili bakanlar, seçim sonrası alınacak sert tedbirler için şimdiden kamuoyunu hazırlamaya başladılar.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan önceki gün verdiği demeçte, “durumun ciddi” olduğunu belirterek, Merkez Bankası’nın yanısıra BDDK, TMSF gibi kurumların da devreye girip, bankalara özel önlemler alacağını söylemiş. Aynı demecinde Babacan, yine tüm suçu kredi artışına bağlamış ve kredi hacminin daraltılmasıyla cari açığın önleneceği görüşünü savunmuş. Babacan, seçimden sonraki önlemler için çalıştıklarını, vergi artışının en son başvurulacak önlem olduğunu kaydetmiş. Babacan büyüme oranının düşmesine rağmen hala yüksek olduğunu da kaydetmiş.
Babacan hâlâ açıkca söyleyemiyor ama aslında şimdiye kadar alınan önlemlerden sonuç alınamadığını da, böylece itiraf etmiş oluyor. Buna karşılık hâlâ sadece kredi hacminin daraltılması üzerinde durması, bence ileride alınacak önlemlerin geçerliliğini de şimdiden tartışmalı hale getiriyor.
Babacan’ın hâlâ üstü kapalı biçimde geçmesine rağmen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, çok daha açık biçimde, alınan önlemlerden sonuç alınamadığını söylemiş. “Bir soğutma ihtiyacının olduğu çok açık” diyen Şimşek, “Merkez Bankası’nın bir çabası var, fakat şu ana kadar arzulanan sonuçları tam olarak elde edemedik” şeklinde konuşmuş.

Haberin Devamı

EKONOMİ YÖNETİMİNDE DEĞİŞİKLİK YOK

Nisan ayından itibaren ekonominin nispeten yavaşladığını, bunda para politikası tedbirlerinin yanı sıra küresel büyümeye ilişkin olumsuz gelişmelerin kurlara ve faizlere yansımasının da etkili olduğunu kaydeden Şimşek, bütçe ayaklı vergi tedbirlerine ihtiyaç olmadığını ancak makro ekonomik, ihtiyati tedbir anlamında önlemlerin değerlendirilebileceğini söylemiş.
Özetle, seçim sonrası tedbirler için kamuoyu şimdiden hazırlanmaya başladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün bir açıklama yaparak, Kabine’deki yeni yapılanmayı açıkladı. Başbakan dahil 27 kişiden oluşan Bakanlar Kurulu’nun üye sayısı 25’e inerken, devlet bakanlıklarının ayrı bakanlık haline getirildiği görülüyor.
Açıklamada bence yeni olan en önemli unsur “Bakan Yardımcılığı”nın oluşturulması. Başbakan bu görevlere üçlü kararnameyle özel sektörden de atama yapılabileceğini, ilkokul mezunların bile bakan yardımcısı olabileceğini söylemiş.
Bence uygulamada çok sıkıntı çıkaracak bir düzenleme olacaktır. Müsteşarlar dururken dışarıdan Bakan yardımcılığı bir anlamda Müsteşarlığı teknik düzeye çekip, “siyasi müsteşarlık” gibi ayrı bir makam oluşturmak anlamına geliyor. Bu durum hem bakanları, hem bürokratları rencide edeceği, işleri karıştıracağı gibi, bence yolsuzluk ve kayırma iddiaları ile siyasi etkiyi de artıracaktır.
Başbakanın yeni kabine yapısı açıklamasından benim edindiğim izlenim, daha çok değişiklik olsun diye yapılmış, kozmetik yönü ağır basan, mevcut duruma göre fazla değişiklik göstermeyen bir değişiklik olduğu yönünde.
Ekonomiyle ilgili düzenlemede ise Başbakan Yardımcılığına yine Hazine bağlı olacak. Sanayi ve Ticaret iki ayrı bakanlık oluşturulup, dış ticaret ve Gümrükler Ticaret Bakanlığına bağlanıyor. DPT Kalkınma Bakanlığı haline getirilecek, birkaç bakanlığın da ismi değişecek.
Asıl değişiklik bence “Finansal İstikrar kurulu” oluşturulmasıyla yaşanacak. Bu düzenlemenin asıl amacı ise bağımsız kurum ve otoritelerin siyasi irade içine alınması olacak.
Bence bu organizasyon, yeni Kabine kurulduğunda, Babacan’ın istediği fonksiyonda olmayabilir,
belli ki kişilere de bağlı olarak
bunun fonksiyonunu Başbakan belirleyecek.

Yazarın Tüm Yazıları