Saraybosnalı kadını unutmak zor

CUMHURBAŞKANLIĞI gelen davete önce hafif bir ilgi gösteriyor, ama ardından yanıt bile vermiyor. Normal. Zaten, Sezer bu tür sosyal etkinliklere katılmaktan hoşlanmıyor. Başbakan Erdoğan da, değişik gerekçeyle, katılmıyor.

Oysa, Nevşehir’de dünyanın dört bir yanından bine yakın belediye başkanı ve başkan yardımcısı, uluslararası bir toplantı için bir araya geliyor. Barış için. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün altını çizdiği gibi, ‘tek kişilik bir diplomatik zafere’ imza atıyor Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver.

Hem Türkiye’nin tanıtımı, hem de bundan sonra Nevşehir Yerel Yönetimlerin Dünya Barış Merkezi. B.M.’nin bu yönde ofis açtığı kent.

Önceki gece ve dün sabah Nevşehir’de bu etkinliği izliyorum. Toplantıya katılan ilginç kişilerden biri Saraybosna Belediye Başkanı. O bir kadın. Hem de, çok hoş bir kadın. Onunla özel sohbetimiz sırasında, söyledikleri bugün Türkiye’de önemli bir çoğunluğunun kulağına küpe türünde.

ÇOCUKLARIN MUCİZESİ

Savaş, ölümler, acılar, çaresizlikler. Gözleri doluyor Bayan Başkanın:

‘Savaşın mucizesi aslında çocuklar. Çocuklar savaşta büyükler gibi. Herşeyi anlıyorlar. İnsani bir yardım yapıldığında ise, derin bir acıya kapılıyorlar. Gücüne gidiyor çocukların bu yardım.’

Devam ediyor:

‘Çocuklar, savaşın olağan günlük hayatı etkilemesini istemiyor. Saraybosna kuşatma altında iken, hepsi okuluna gidiyor. Bahçede oyun yasaklanınca, çünkü her an bomba düşebilir, sınıflarda şarkı söylüyorlar. Onlara hiç kimse, ne yapmaları gerektiğini öğretmeden, kendiliklerinden.’

Belediye Başkanı olarak, asıl uğraşı Saraybosna’nın yeniden inşası:

‘Benim asıl icraatım imar. Ana hedefimiz bütün mültecilerin geri dönmesi. Onlara yeniden ev yapmak. Din ve etnik fark gözetmeden, buna Sırplar dahil.’

Sırplara, iç savaşın karşı tarafındakilere. Binlerce insanın ölümünden sorumlu olanlara, her türlü insanlık dışı uygulamaları gözlerini kırpmadan yapanlara.

‘Ben Boşnağım, Müslümanım, ama Başkan olarak, herkese eşit mesafadeyim. Benim iki yardımcım var, biri Hırvat, diğeri Sırp. Bütün dini mabetleri, ayrım gözetmeden, yeniden onarıyoruz.’

Saraybosna’da 350 bin kişi yaşıyor. Farklı dinlerden ve farklı etnik guruplardan.

BİR ARADA YAŞAMAK

Gözleri buğulanıyor:

‘Nasıl Boşnaklar kendi yurtlarına, Sırpların işgal ettiği topraklara geri dönüyorsa, Sırpların da geri dönme hakları var. Sırpların Saraybosna’ya geri dönmelerine böyle bakıyorum.’

Sonra en önemli konu. Soruyorum, ‘insanlık suçu işleyen o kadar Sırp var, bu suçlar size karşı işlenmiş, şimdi geri dönmelerinin hak olduğunu söylüyorsunuz, içinizde nasıl bir duygu var Sırplara karşı?..’

Bayan Başkan yerinden doğruluyor, gözleri nemleniyor. Yıllarca içinde taşıdığı duygular, şimdi gerçeklerle karşı karşıya:

‘Sırpları affetmek, evet. Ama, unutmamak koşuluyla. Savaşta yok oluşumuzu unutmak mümkün değil. Ancak, şimdi birlikte yaşamak zorundayız. Ben insan haklarından yanayım. Bunu söylemek yetmez. Bunu uygulamak gerek. Şu andaki görevim, bu uygulamaya denk düşüyor.’

Yok, bu kadın gerçekten çok hoş bir kadın.

BARIŞ BİLDİRİSİ

Dün sabah konferansın bildirisi yayınlanıyor. Kapadokya Barış Deklarasyonu başlığıyla. Altında bine yakın imza var. Paraguay’dan Gürcistan’a, Çin’den Hollanda’ya, Hindistan’dan Brezilya’ya ve Birleşmiş Milletler’e kadar. Bildiri resmen vurguluyor:

‘B.M. Habitat’la yakın işbirliği içinde, konferansın barış önerilerinin uygulanışını izlemek için oluşacak Sekretarya Nevşehir’de kurulacaktır.’

Bıraktım konferansın kendisini, acaba bu karar Sezer ile Erdoğan’ın ilgisini çekiyor mu?..

Belediye Başkanı Hasan Ünver’e, yanında canla başla çalışan halkla ilişkiler firmasına ve yanındaki yardımcılarına Ankara’nın teşekkür borcu var.
Yazarın Tüm Yazıları