Sar rüzgarı sırtına yazı işleri müdürüm

Yazı işleri müdürümün kale gibi ürpertici gövdesinin içinde çocuksu bir mertlik, bakire bir ahlak, taş gibi sağlam bir eşitlik inancı vardı..

Haberin Devamı

YAZI işleri müdürleri, rüzgarı sırtlarında taşıyan insanlardır.. Rüzgarla yarışırlar adeta.. Haberi fark edip haber müdürünü uyaracak, en cabbar muhabiri yollayacak, sonra doğum sancısı gibi bir stresle haberin gelmesini bekleyeceksin. Haber yetişince onu düzeltecek, yazıyı dizdirecek, sayfasını çizip hazırlayacak, pikajını, montajını yaptıracak, filmini çektirecek, bütün bunları baskı saatinden evvel kotaracak, en sonunda matbaadan ilk baskıları alıp musahhih (düzeltmen) ile yanlış var mı diye kontrol edecek, geceyarısından sonra da evinin yolunu tutarken ertesi günün haberlerini düşünmeye başlayacaksın. Uyumak ne mümkün!..
Helal olsun tüm yazı işleri müdürlerine..
Tabii, ben biraz bizim zamanımızdaki, yani 30-40 yıl önceki kahraman yazı işleri müdürlerini anlattım. Şimdikilerin de işi hayli zor ama, bilgisayarlı gazete hazırlama tekniği ve geniş bir uzman kadronun çevrelerine toplanmış olması, şimdikilerin işlerini belki biraz hafifletse bile, ülkenin hızla değişen paranoyak gündemi yüzünden çekilen psikolojik baskının pek farkı yine yoktur sanırım.
Bu bakımdan son 40 yılımda birlikte çalışma keyfini yaşadığım Bilgin Peremeci, Ahmet Baharoğlu, Attila İlhan, Akın Simav, Çetin Gürel, Ali İhsan Korur, İskender Dinsel, Cafer Yarkent, Erdal Şafak, Ender Coşkun, Yılmaz Özdil, Fatih Çekirge, Hamdi Türkmen, Mehmet Karabel, Tanju Ataşer, Burhanettin Kamay, Nejat Bekmen gibi usta yazı işleri müdürlerimi hayırla anıyorum. Sırtlarına rüzgarı sarmış bu çilekeş insanlara bakar, bu inanılmaz gücü nasıl bulduklarına hayret ederim.
Bu gün onlardan birini, Demokrat İzmir’den rahmetli Ali İhsan Korur’u sizi anlatacağım.

Haberin Devamı

Gazetecilik yılları

Ali İhsan Korur’un şiirlerini ve karikatürlerini kapsayan kitabı, “Sar Rüzgarı Sırtına” başlığı ile vefatından bir yıl sonra vefakar eşi Berrin Eskiizmirliler’in gayreti ile Etki Yayınları’ndan basıldı.
Ölüm yıldönümü olan 26 Eylül 2011 günü, İnciraltı’nda Martı Restoran arkasındaki bahçeli evlerinde yapılan anma ve kitabını sunma toplantısına Demokrat İzmir’in yine eski yazı işleri müdürlerinden İskender Dinsel ve Etki Yayınevi sahipleri Adem ve Hasan Kargı ile katıldık. Anlamlı, kah coşkulu, kah hüzünlü bir toplantıyla İzmir basınından rüzgar gibi geçmiş olan Ali İhsan Korur’un şiirleriyle baş başa kaldık.
Bana yazdırdığı hatıralarında güreşcilik, boksörlük, vergi dairesi memurluğu, bankacılık, öğretmenlik, tüccar Hasan Güven’in mağazasında 120 kiloluk çuvalları kuş gibi kaldıran hamallık da yaptığını anlatan Ali İhsan Korur, Ege Ekspres, Ekspres, Yeni Asır ve Demokrat İzmir gazetelerinde 10 yıl süreyle birinci sayfa sorumlusu, teknik sekreter, karikatürist, yazar ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Daha sonra zaman zaman basına döndü ya da tek başına haftalık dergiler, gazeteler yayınladı.
Basında çalışırken, İzmir’in en ünlü sol entellektüel meyhanesi olan Alsancak’taki Baraka’yı işletti. “Soldaki 49 fraksiyon müşterimdi, onlara kavga etmeden içmesini öğrettim. Çizgiyi aştıklarında bizzat döverdim onları” derdi. Meyhanecilikten iflas edince şiire başladı. İyi de etti!

Haberin Devamı

Basının kahramanları

“Fırtına gibi gelip geçti İzmir Basını’ndan.. Bir elinde ajans bülteni, öbürü sıkılı yumruk.. Ne eğildi, ne büküldü, hiç ödün vermedi.. Şimdi İnciraltı’nda derviş tadında bir şair”.. Ölmeden önce yazdığım bir şiirimde onu böyle anlatmıştım. Ünlü bir psikolog-öğretmen olan eşi Berrin Eskizmirliler’in Alsancak’taki Masal Ülkesi Ana Okulu ile de epey oyalandı, çünkü o çocuk yürekliydi, kabadayı görünüşünün tersine..
Hem eşi, hem de kendisi iş yaşamından koptukları zaman Berrin Hanım’ın dededen kalma İnciraltı’ndaki bahçesine yerleştiler. Yani bahçeyi ev haline getirip salaş bir yaşamı seçtiler, zaman zaman evi dolduran daimi muhalif dostlarıyla birlikte.
Ali İhsan Korur’un zıpkın gibi sol gazete sayfalarını çizdiği, zehir zemberek karikatürleriyle Süleyman Demirel’e kafa tuttuğu cesaret ve muhalefet dolu yazı işleri masası ile İnciraltı’nda bahçedeki mütevazi Zekeriya sofrası aynıydı sanki.. Burcu burcu yurtseverlik kokardı.. Her iki masaya da ilişmiş olmamın bende büyük gururu vardır, üstelik Başbakan Ecevit’e Amerika’da yapılan suikast haberi geldiğinde bana hayatımdaki biricik “Başyazı” yazma onurunu bahşeden yazı işleri müdürümü nasıl unuturum?..
Ali İhsan ağabey, halkı için savaşan bir gladyatördü..
Her namuslu yazı işleri müdürü gibi..
Rüzgarı sırtına saranları unutmayın..
Onlar, basının gizli kahramanlarıdır.
Şiirlerinle anılacaksın sevgili müdürüm!

Haberin Devamı

Bir yıl sonra buluştular

Ali İhsan Korur’un vefatından bir yıl sonra çok sevdiği İnciraltı’ndaki bahçesinde buluşanlardan bir grup: Ayaktakiler: Demokrat İzmir eski yazı işleri müdürü İskender Dinsel, Etki Yayınevi sahibi Adem Kargı, Ali İhsan Korur’un evlatları Doç.Fevzi Korur, Rifat Korur ve Bilge Korur. Oturanlar: Işık Eskiizmirliler, eşi Berrin Eskiizmirliler, Hakkı Eskiizmirliler ve Yaşar Aksoy. (Fotoğraf: Mustafa Bilge).

18 yıl sonra evlendiler

Berrin Eskizmirliler, Ali İhsan Korur’un Burdur Lisesi’nden öğretmeniydi, o yıllar aldığı evlenme teklifine, tam 18 yıl sonra ‘evet’ dedi. Daima mutlu ve anlamlı yaşadılar. (Fotoğraf: Yaşar Aksoy – 2003)

Haberin Devamı

Sar rüzgarı sırtına

O kadar güzel ki çocuklar
Ağlamak geliyor içimden

Dedim:
Var git çocuk
Sar rüzgarı sırtına

Dedim:
Olan biten ne
Ne ki olmuş olacak
Çık takvimler dışına

Dedim:
Yürek dardaysa,
Dedim:
Mustafa Kemal

Dedim:
Daha ne diyebilirdim?
O kadar güzel ki çocuklar
Artık ağlamamalıyım.

Ali İhsan Korur

Yazarın Tüm Yazıları