Şantaj,onur,akıl

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Hatırlayacaksınız çok değil henüz bir yıl bile olmadı, Tansu Çiller ve onun dışişleri akıldanesi, Ankara AB'nin ‘aile fotoğrafına’ giremediği takdirde Türkiye'nin de misilleme olarak NATO genişlemesini veto edeceği balonunu üfürüyorlardı. Şantajcılık yapıyor ve kamuoyuna gaz veriyorlardı.

Haber daha rivayet olarak yayılır yayılmaz ben böyle bir tehditçiliğin asla sökmeyeceğini vurguladım. Bu evlere şenlik diplomasiyi maytaba aldım.

ABD'nin Avrupa'da varlığını sürdürmek için şart koştuğu Pakt yenilenmesini değil Türkiye'nin hiçbir Eski Kıta ülkesinin ve Rusya'nın engelleyemeyeceğini belirttim. Tükürdüğümüzü yalamak zorunda kalacağımız tehlikesine işaret ettim.

Nitekim Madrid Zirvesi gerçekleşti ve Ankara dahil tüm başkentler NATO'nun Polonya, Çekya ve Macaristan'la genişlemesine onay verdi. Herkes imza çaktı.

Kuru sıkı atmanın hiçbir işe yaramayacağı ayan beyan ortaya çıktı.

* * *

O ne! Bir hafta on gün oluyor bu defa bir baktım, bir televizyon kanalına demeç veren şimdiki hükümet ortağı Bülent Ecevit de aynı telden çalıyor.

Kuzey Atlantik Paktı genişlemesi parlemanto oylamalarından sonra 1999 nisanında resmileşecek ya, Başbakan Yardımcısı Ortak Pazar toplantısından olumlu bir karar çıkmaması halinde Ankara'nın da İttifak'a çomak sokabileceği tehdidini yineliyor. Çiller ve akıldanesinin şantajcılığını tekrarlıyor.

Tam o sırada ise Dışişleri Bakanı İsmail Cem Washington'da temas yapıyor.

Fesüpanallah !

* * *

SIKI durun, peki şimdi ne oldu biliyor musunuz ?

Gariptir bizim dünkü basın olayın bu hayati boyutunu hemen hiç yansıtmadı, önceki gün Brüksel'de toplanan ve Varşova, Prag ve Budapeşte temsilcileri ilk kez katıldığı için tarihi nitelik taşıyan İttifak Konseyi'nde Dışişleri Bakanı Cem söz konusu üç başkentin üyeliklerini fiiliyata geçiren protokolu imzaladı.

AB kararının hemen ertesinde ve yüksekten uçan Ecevit'le aynı partiye mensup olmasına rağmen Türk diplomasinin önderi NATO genişlemesini onayladı.

İsmail Cem onayın gerekçesini soranlara da, çok haklı olarak, elmalarla armutları karıştırmayalım türünden aklı selim sahibi bir cevap verdi.

Hayatın gerçeği bir defa daha ağır bastı ve DSP liderinin tehditkar çağrışımları yine havada kaldı. Perhizden söz eden turşuyu gümbürdetti.

Güler misin, ağlar mısın ?

* * *

GENEL olarak bütün politikalarda özel olarak da dış politikalarda hayali, hissi veya fevri yaklaşımlara yer yoktur. Diplomasi böyle bir lüksü kaldırmaz.

Hem İsrail - ABD eksenindeki rizikolu bir ‘stratejik işbirliği’ne yönelir, hem de aynı ABD'nin hayati addettiği NATO genişlemesini engelleyemezsiniz.

Dışişleri bakanınız bu ‘‘stratejik işbirliği’’ni Washington'da tartışırken siz Ankara'da İttifak'a çomak sokabileceğiniz şantajını tekrarlayamazsınız.

Bunlar akla havsalaya sığmaz. Bunlarla ‘‘onurlu dış politika’’ yapılmaz.

Tam tersine, tıpkı şimdi Ortak Pazar'a gösterilen tepki dozunun fazlasıyla kaçmasında olduğu gibi, böylesine gayr-ı mantiki ve duygusal yaklaşımlar dış politikayı istikrarsızlığa sürükler. Bir o yana, bir bu yana savurur.

İttifak forumunda olduğu gibi de tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalırsınız.

Güç potansiyelinizi ve manevra marjınızı milimine hesapladıktan sonra, dış politikayı ancak soğuk bir rasyonellik, mesafeli bir duyarlılık ve uzun vadeli bir çıkarcılık çerçevesinde yürütebilirsiniz. Onu böyle ‘‘onurlu’’ kılarsınız.

Dileyelim ki bugün AB'ye karşı uygulanmaya başlanan fevri siyasette NATO örneği hatırlansın ve ülkemiz tekrar tükürdüğünü yalamak zorunda kalmasın.

Yazarın Tüm Yazıları