Sanayi büyürken ekonomi büyümüyor mu

YURTİÇİ ve dışındaki belirsizlikler doğal olarak tüm ekonomik birimleri "bekle-gör" konumuna itiyor.

Yatırım ve tüketim talepleri ertelenebilecek cinstense, erteleniyorlar. Mali yatırımların vadeleri kısalıp likidite tercihleri değişiyor. Durum daha da kötüleşebiliyor.

2008 yılının ilk yarısı belirsizlikler içinde geçiyor.

Yurtiçindeki siyasi belirsizlikler zaten iyimser olmayan ortamı biraz daha karartıyor.

Kısacası, ileriye dönük iyimser olabilmek için fazla bir ipucu bulunamıyor.

Sonuçta, herkes şikayetçi oluyor.

ÜRETİM ARTIYOR

Esnaf ve tüccarlar
şikayetçi.

Mal satamadıklarından, mal satsalar parasını alamamaktan şikayetçiler.

Sanayiciler şikayetçi.

Talep yok diyorlar.

Girdi fiyatları artıyor, maliyet artışlarını fiyatlara yansıtamadıklarından şikayet ediyorlar.

Ücret ve maaşla geçinen çalışanlar şikayetçi.

Enflasyon yüzde 10 dendiği halde, gıda fiyatlarındaki yüzde 20’leri aşan artışlara, kiralara yapılan zamlara ücret ve maaş artışlarının yetişemediğinden şikayet ediyorlar.

Çiftçiler şikayetçi.

Onların deyimiyle ürettikleri mal para etmezken, mazot ve gübredeki fiyat artışlarına dayanamamaktan şikayetçiler.

Bazen ürün tarlada kalıyor.

Bugünlerde iktisadi açıdan hayatından memnun olan bir kesim bulmak zor.

Hayatından memnun olanlar dahi, memnun görünseler yanlış anlaşılır düşüncesiyle şikayetçi olmayı tercih ediyorlar.

Bütün bu şikayetlere kulak verip rakamları izlemeyenler Türkiye ekonomisinin battığı izlenimi edinebilirler.

Halbuki, rakamlar farklı şeyler söylüyorlar.

Yılın ilk dört ayında, geçen yılın aynı dönemine göre imalat sanayi üretimi ortalama yüzde 4.8 arttı.

Geçen yıl aynı dönemde aynı bazda üretim büyümesi yüzde 6.4 olmuştu.

Dolayısıyla, imalat sanayinde üretim artışı yavaşladı, ama üretimde küçümsenmeyecek bir artış nisan ayı itibariyle hala devam ediyor görünüyor.

Tarım üretimi geçen yıla göre daha iyi olacak gibi görünüyor.

Ülkenin batı tarafında tarım üretimi kendini toparlarken, özellikle GAP bölgesinde tarım üretiminin o denli iyi olmadığı konuşuluyor.

Ama, toplam tarım üretiminin bu yıl geçen yıla göre yüzde 10’a yakın artması şaşırtıcı olmayacak gibi görünüyor.

Yılın ilk dört ayında geçen yılın aynı dönemine göre ortalama elektrik üretimi artışı yüzde 8.6 oldu.

Bu elektriği birileri kullanıyor. Tümünü toprağa ya da havaya vermiyoruz herhalde.

Çok fazla bilgimiz olmasa da, hizmetler sektörü üretimi de büyümeye devam ediyor.

Büyük bir olasılıkla büyüme geçen yılki düzeylerin altında.

YAVAŞLAYAN BÜYÜME

Kısacası, ekonomide üretim artışı geçen yılın altında da olsa devam ediyor.

Üretim artışının yarattığı ek katma değer düşme eğiliminde olsa da, üretim artışının milli gelire de olumlu etkisi olacaktır.

Tarım sektörünün yarattığı katma değerin yüzde 10 büyümesi, milli geliri yaklaşık yüzde 1.5 artıracaktır.

Diğer sektörlerle beraber, bu yıl milli gelir büyümesi yüzde 4 civarında olacak gibi görünüyor. Bu şartlarda bu performans küçümsenemez.

Yurtdışından kaynak akışında bir sıkıntı şimdilik gözlenmiyor.

Yatırım ve ara mallar ithalatı artarak devam ediyor.

Cari işlemler açığı da artarak devam edebiliyor.

Yurt dışından kaynak bulmakta zorlandığımızda, ekonomik büyüme konusunda kaygılanmaya başlamalıyız.
Yazarın Tüm Yazıları