Sanatta New York‘un üstüne yok

YAĞMURDAN, şemsiye uçurtan rüzgardan yoksun bir gün. Gökdelen gölgelerini dışlayarak yürüyenler için güneş tepede hazır ve nazır. Hava ilkbahar sonu yaz başlangıcı sıcaklığında. Takvime göre yaz mevsimini geride bıraktığımızdan beri havalar hep böyle.

Gençler gibi yaşlılar da kent parklarının çimlerinde sereserpe, ılımlı mevsim güzelliğini paylaşıyorlar. Yıllardır özlemini çektiğim nefis bir sonbaharın içindeyim.

Yaşamın haftanın yedi günü, günde 24 saat (7/24) sürdüğü New York’un ekim acendası dopdolu. Mağaza ve butiklerin vitrinleri yenilenip çehre değiştiriyor. Cadde-sokaklarda çukurlar doldurulup asfalt döşeniyor. Cam gövdeli yüksek bina inşaatlarının yağmurlar başlamadan önce bitirilmesi için üç vardiya çalışılıyor.

Bu, şehrin dış görünümünü yansıtan kozmetik manzarası. Dikkatimi çeken husus ise New York’a dünyanın kalbi tanımını kazandıran niteliklerinden biri olan sanat etkinlikleri. Masamı kaplayan programlara baktığımda karşıma çıkan liste öylesine yüklü ki yırtınsan yetişemezsin izlemeye.

*

METROPOLITAN Sanat Müzesi’nde Fra Angelico, Vincent Van Gogh sergileri, Lincoln Center’da Orpheus and Euridice operası, Joan Didion gibi ünlü yazarların yeni kitapları için düzenlenen okuma geceleri, folk şarkıcısı Judy Collins, müzisyenliğe soyunan aktris Minnie Driver’ın kulüplerde performansları, Broadway tiyatrolarında bir düzine yeni oyun...

Ama esas etkinlik cümbüşü Madison Square Gardens’da. Kısa adıyla Gardens, yerkürenin en ünlü arenası. Muhammed Ali’nin şampiyonluk maçlarından Frank Sinatra konserlerine, basketbol, buz hokeyi maçlarından Ringling Brothers sirk gösterilerine ev sahipliği yapan salonlarında; ünlü film yıldızı Marilyn Monroe’nun ABD başkanlarından J.F. Kennedy’yi doğum günü partisinde şarkıyla ağırlamasını beş kıtada milyonlarca insan ekranlarda izlemişti.

Gardens, 2005 sonu etkinlik programını Paul McCartney’in konseriyle açtı. Ekim boyunca sırada müzik aleminin şöhretleri var. Bono ve U-2, Rod Stewart, Earth, Wind and Fire, Cyndi Lauper, Melissa Etheridge, Seather and 30 Seconds to Mars, Eric Clapton-Ginger Baker ve Jack Bruce üçlüsünün 37 yıl önce oluşturduğu Cream, romantik stilin yeni Julio İglesias’ı Luis Miguel, Madison Square Gardens’da konserler verecek. Gene bu ay içinde Gardens’da 2005 Kedi Yarışması Şovu, Devlerin Savaşı adı altında sumo güreşçilerinin karşılaşması da yer alacak. New York Knicks basketbol, buz hokeyi Rangers ve Devils takımlarının hazırlık maçları gene Gardens’da.

*

AMERİKAN rock-pop müziğinde ‘işçi sınıfının şarkıcısı’ diye tanınan Boss(patron) unvanlı Bruce Springstein, Nassau Coliseum salonlarında, hafif müzik sanatçısı İngiliz Engelbert Humperdinck, North Fork Tiyatrosu’nda, İskoç rock dörtlüsü Franz Ferdinand ve Steve Winwood, Rusted Root Nokia Tiyatrosu’nda, Def Leppard ile Bryan Adams, Woo Fighters-Weezer, Queen, Jay-Z, Continental Arena’da, Avrupa folk müziği düeti Dead Can Dance ve David Gray, Radio City Music Hall’da, pop-rock’çu Tracy Chapman ile Ben Taylor, Hammerstein Balo Salonları’nda sanatlarını icra edecekler.

NBC ve ABC TV kanallarının binaları önünde sabah programlarını izlemeye gidenler Bon Jovi, Faith Hill ve Clint Black gibi rock ve halk folkloru şarkıcılarını dinleme fırsatı bulacaklar.

Ekim içinde ayrıca Fiona Apple, Twista, Bette Midler, Ricky Martin, Ashlee Simpson, Dolly Parton ve Black Rob’un yeni plakları gene New York’ta piyasaya sürülecek.

Bir ay içinde böylesine dolu etkinliği izleyecek meraklısı var mı diye sorarsanız cevap hazır. Hem de nasıl! Çoğu salonda biletler daha ilk gününden karaborsaya düştü. U-2’nun 15 bin iskemleli Gardens salonlarında beş konseri haftalar öncesinden kapışıldı. New York bir kez daha müzik aleminin başkenti olduğunu kanıtladı.
Yazarın Tüm Yazıları