Sanatın Türkiye'deki yüzölçümü artıyor

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Politika haberlerinden bir ara gözünüzü, kültür- sanat dünyasıyla ilgili haberlere kaydırırsanız, Türkiye'de sanatın Türkiye coğrafyasındaki yüzölçümünün, insan sayısının gittikçe arttığını farkedersiniz.

Kültürün başkenti sadece İstanbul değil, iyi bir film görebilmek, iyi bir müzik dinleyebilmek, fuar gezebilmek, festivallere katılmak için İstanbul'a gelmeniz şart değil.

Kültür, bir büyük kentin tekelinden kurtuluyor.

Elbette İstanbul, durumu gereği, kültürdeki, sanattaki birinciliğini, öncülüğünü koruyacak, koruması gerekir. Diğer batılı kültür başkentlerinde olduğu gibi. Ne var ki, artık her şey sadece İstanbul'da gerçekleşmiyor.

Bir yıl içinde İstanbul'da iki kitap fuarı açıldı, TÜYÜP ve CNR. Bu fuarlara Amin Maoluf gibi, Susanna Tamaro gibi dünya edebiyatının gündemindeki yazarlar geldi.

Bir zamanların kısır döngüsünden kurtulduk. Sadece Balkanlardan ve Rusya'dan gelen yazarlarla fuar konuk listesini kapatmıyoruz artık.

İstanbul dışında, İzmir Kitap Fuarı da, kitabın ve fuar anlayışının, İstanbul dışına yolculuğunun göstergesidir.

İzmir'de Sinema Festivali başladı, Ankara'da Müzik Festivali başlayacak.

Yazın bunu Antalya izleyecek. Kültür artık Türkiye turunu tamamlıyor.

Anadolu'nun diğer yörelerine de bu etkinliklerin götürülmesini savunuyorum. Artık kültür insanların ayağına gitmeli.

Dünya sinemasının önemli filmleri, dünya ile birlikte gösterime giriyor. Ödül almış, Oscar kazanmış bir filmi yıllarca beklemiyoruz.

Türk sineması da seyircisiyle barıştı. Bazı filmler Amerikan filmlerinin gişe rekoruyla yarışıyor.

Önümüzdeki günlerde İstanbul'da tiyatro, sinema ve müzik festivali var.

***

HEPSİNİN de gelişmesini, yagınlaşmasını, yaşamasını, okura, seyirciye, dinleyiciye borçluyuz. Sanatın adsız sponsorlarına.

Arz ve talep dengesi sanatta da kuruluyor.

Gençliğimizde iyi bir solisti dinleyebilmek için, Saray Sineması'ndaki klasik müzik konserlerini dinlerdik. Türk müziği için gidilecek yer, içkili gazinolardı. Sinemada ise dünyada oynayan filmleri görebilmek, rüyamıza bile giremezdi.

Yazın İstanbul bile, kültür ve sanat açısından bir çöldü. Bahçe sinemaları ve açık hava gazinolarındaki Türk müziği dışında İstanbul, mutlak bir sessizliğe gömülürdü.

Tatil günlerinde ödül kazanmış filmlere bilet bulamıyorsunuz.

İyi tiyatrolara aylarca önce yer ayırtmanız gerekiyor. Opera ve balede kuyruklar var.

Bu kadar etkinlik yapılıyorsa, bunca kitap yayınlanıyorsa, bunca modern kitabevi açılıyorsa, CD'ler ve kasetler satılıyorsa, artık Türkiye'de sanatın birinci sponsorunun halk olduğu anlaşılmıştır.

***

GÖZLERİMİZİ hep kara renge takmayalım. Türkiye'de halk sanata ilgi gösteriyor ve onu yaşatıyor.

Sevgili sponsorlara teşekkür ediyorum.













Yazarın Tüm Yazıları