Samuraylar otçul oldu

Güncelleme Tarihi:

Samuraylar otçul oldu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2009 00:00

20-34 yaş arası Japon erkeklerin küçümsenmeyecek bir bölümü, seks ile ilgilenmiyor. Bazıları sutyen takıyor, oturarak tuvalet yapıyor, çalışmayı sevmiyor. Parfüm kokulu, renkli saçlı yeni nesle, “Soşoku Danşi” (otçul) deniyor ve erkekler de bu lakaptan gurur duyuyor.

Savaşçı Samuraylar’ın ve ölünceye kadar arı gibi çalışan Japon erkeklerin torunlarına bir haller oldu. Seksle ilgilenmiyorlar, sevgili istemiyorlar, sutyen takıyorlar, oturarak işiyorlar, saçlarını rengarenk boyayıp vücudu saran tişört ve taytlar giyiyorlar. Bu yaşam tarzına da Soşoku Danşi (Otçul) diyorlar ve hallerinden gocunmuyorlar. Japon sosyologlar şimdi Samuray torunlarındaki bu değişim üzerine kafa yoruyor.

Japonya’nın ünlü aktörlerinden Tsuyoşi Kusanagi, geçtiğimiz günlerde, Kore televizyonunda ödül alırken dudaklarını boyadı ve yüzüne de ağır bir makyaj yaparak sahneye çıktı. Japonya’da erkeklerin kadınsı görüntüye bürünmesi kesinlikle homoseksüelliği anlatmıyor, normal bir erkeği tarif ediyor.

NEDEN SOŞOKU DANŞİ

Soşoku Danşi, Japon medyasının son yıllarda topluma kabul ettirdiği bir tanım. İlk defa, Tokyo’nun ünlü pazarlama şirketi Infinity’nin kadın başkanı Megumi Uşikubo’nun yazdığı ve en çok satanlar listesine giren “Otçul, Kadın Gibi Erkekler Japonya’yı Değiştiriyor” adlı kitapta yer aldı.
Gazeteci ve yorumcu Maki Fukosawa, neden kadınlara benzeyen erkeklere Soşoku Danşi dendiğini şöyle açıklıyor: “Japonca’da seks yapmak, et ile ilişkiye girmek anlamında. Japon erkekleri artık seks yapmak, yani et ile ilişkiye girmek istemiyor. Japonca’da Soşoku Danşi ise, vejetaryenliğe uygun bir kelime. Bu nedenle bu tür erkeklere, vejetaryen gibi ‘eti değil, otu tercih eden’ deniliyor.”

REKABETİ HİÇ SEVMİYORLAR

Kitabın yazarı Megumi Uşikubo, başkanı olduğu pazarlama şirketinin verilerine dayanarak teşhis koyduğuna dikkat çekiyor ve “Şirketimiz, 20 ile 34 yaş arası Japon erkeklerinin yaklaşık 3’te 2’sinin kadın gibi ama kadınsız bir hayatı tercih ettiğini ya da eğilimi bulunduğunu ortaya koyuyor. Bu nesil, 20’nci yüzyılın belleklere kazıdığı klasik iki tip Japon erkeği, savaşçı samuraylar ile ömürlerini çalışarak geçiren işadamları tiplemesinden çok uzak bir yerde” diyor.

Bayan Uşikubo sözlerini şöyle sürdürüyor: “Samuraylar özellikle 2’nci Dünya Savaşı sonrasında nesli tükenmiş bir dinozor haline geldi. Daha sonraki nesil ise, aileleriyle birlikte olmak yerine ömürlerini işyerlerinin halıları üzerinde tüketti. Bu yeni nesil ise, çok farklı. Öncelikle rekabeti sevmiyorlar, işlerine bağlı değiller. Ekonomik patlamanın tavan yaptığı bir dönemde büyüdüler. Ancak 1980 ve 90’lardan itibaren ekonomi artık bilinen şekilde yürümüyor. Çok çalışsalar bile çalıştıkları kadar sonuç alamıyorlar.”
Özellikle cumartesi akşamları yoğun bir parfüm bulutu altında tavus kuşu gibi rengarenk ve dikleştirilmiş saçlı milyonlarca genç erkek, büyük kentlerin gecelerine akın ediyor. Zamanlarının çoğunu alışverişe ayırıyor ve paralarının büyük bir bölümünü de kozmetik ve konfeksiyon ürünlerine yatırıyorlar. Anneleriyle aynı evde yaşamayı seviyorlar.

Anneye daha bağlı olmanın yanı sıra, platonik takılmak, bir kadınla aynı yatakta el ele tutuşmayı seks yapmaya tercih etmek ve fahişelere para harcamayı israf kabul etmek gibi başka özellikleri de var. Yataklarını paylaşacak bir eş aradıkları zaman bilgisayara başvuruyorlar. Seks oyuncakları ve porno filmler bedenlerin tatmininde ilk sırada.

Ünlü sosyolog Takuro Morinaga, karşı cinsler arasındaki sınırların giderek kalktığına ve bir zamanların lider erkek rolünün yok olduğuna dikkat çekiyor. Tuvalet üreticisi firma Matssushita Elektrik, Japon erkeklerin yüzde 40’ının ayakta değil, kadınlar gibi klozete oturarak işediğine dikkat çekiyor. Tuvalet davranışının en büyük nedeni, evdeki eş ya da annelerin çok titiz olması.
Başkent Tokyo’daki Wishroom adlı şirket, erkekler için sutyen de satıyor. Şirketin sahibi Masajuki Tsuçiya kısa sürede 5 binden fazla sutyen sattığına dikkat çekerek, “Bize hep sert ve başarılı erkek olacaksınız dendi. Sanırım bu yüke karşı isyan eden erkekler satın alıyor. Sutyen takınca kendilerin çok daha rahatlamış ve canlanmış hissediyorlar” diyor.

SAVAŞMIYORUZ O YÜZDEN BÖYLE OLUYORUZ

Felsefe profesörü Masahiro Morioka, suçu uzun süren barış döneminde buluyor ve Soşoku Danşi olmayı şöyle açıklıyor: Japonya 2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana en küçük bir çatışmanın dahi içine girmedi. Bu nedenle artık erkekler, erkek gibi davranma zorunluluğundan kurtuldu. Tabii ki savaşalım demiyorum. Bu durum savaşmaktan iyi.

15 günde bir seks

Seks: Prezervatif şirketi Durex’in yaptığı araştırmaya göre, yılda 28 defa cinsel ilişkiye giren Japonlar araştırmaya katılan 28 ülke içinde sonuncu. Sevişme sayısı 15 günde bir.
Evlilik: Evlenen çiftlerin sayısı her yıl azalıyor. 20-30 yaş arası Japon kadınların yüzde 54’ü bekar ve yalnız. 1985’te bu oran yüzde 30’du. 34-55 yaş arası kadınların yarısı evlenmekten umudunu kesmiş durumda. Ve artık istemiyor.
Çocuk: Çocuk doğum oranında da büyük bir düşüş var. Evli Japonların çocuk sayısı 1.32. Bu nedenle Japon nüfusu 2006’dan bu yana azalıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!