Şampanya kılıçla açılır

Güncelleme Tarihi:

Şampanya kılıçla açılır
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2004 18:00

Ben şampanya uzmanı mıyın bre Erol? Sana hangi marka şampanya alacağını söyledik (Bak, söylediklerim Hürriyet Cuma’nın en iyi on şampanyası arasına girmiş, demek ki 12’den vurmuşuz), kaç derece içileceğini söyledik, flüt denilen bardakları tavsiye ettik, şimdi de “Şampanya nasıl acılır Serdar Abi” diye soruyorsun. Dur demesem, “Abi şu kızı bize yap!” da dersin sen şimdi!

Efendim ben bu “kod adı Erol” kimdir bilmem, tanımam.

Bir e-posta geldi:

“Serdar Abi, ben senin aayranlarımdan biriyim, bir ricam olacak te be senden...”

Süle kızan, dedim, derdini söylemeyen derman bulamazmış.

“Yılbaşı gecesi kız arkadaşımı eve yemeğe davet ettim. Hayatında hiç şampanya içmemiş, merak ediyormuş. Bu meretin en iyisi hangisidir be Serdar Abi? Ortadirek şampanyası yazısını okuyunca sorayım dedim...”

“Eyrkezin zevki först klastır be Erolum, dedim, ama madem Serdal abicine surarsın, Krug (*) derim. Bir Clos du Mesnil bulursan - ki alnını karışlarım - kız arkadaşının tangası tavana vurur... (Kroluğu önlemek için peşinen söyleyeyim: Klosdumesnil okunmaz, klo dü menil diyeceksin...)

Olmadı, Taittinger ‘Blanc de blancs’ da iyidir. 80’lerin sonunu öneririm sana. Dom Perignon en sağlamıdır, kötü senesi yoktur, korkmadan alabilirsin. Moet et Chandon ile Veuve Clicquot da seni mahçup etmez.

Ancaaak... bu kadar beni işgal ettikten sonra, kız arkadaşına gidip marketlerde satılan, o adını vermek istemediğim dandik şampanyadan açarsan, yahut kız arkadaşın “Sert geldi, bunu portakal suyuyla içsem olmaz mı...” derse...

Boş şişeyi atma, yeri (!) aazırdır Erolum kızanım!” dedim cevaben.

*

Erol yüz buldu ya, nereden alınır, kaç derecene saklanır, kaç derece servis yapılır... şeyini çıkardı işin.

Son suali: ŞAMPANYA EN FİYAKALI NASIL AÇILIR, SERDAR ABİ?

Söylerim ama DENEMEYE KALKMAYACAKSIN!

Söz mü?

Sözmuş.

*

Şampanyayı açmanın en fiyakalı yolu SABRE ETMEKTİR, yani KILIÇLA AÇMAK.

Bak anlatayım sana...

Empire (İmparatorluk) Fransa’sında, süvariler arasında yayılan bir fiyakadır bu, şampanya şişesinin kafasını kılıcın (sabre) tersiyle kırıp açmak, yani ‘sabrer le champagne’ !

Tıpayı açmakla uğraşmıyorsun, içindeki basınç artsın diye hafifçe salladığın şampanya şişesini, kılıcın tersiyle boynuna vurup kırıyorsun...

(İlla denemek istiyorsan, aramızda kalsın, Serdar Abi’den sana esktra bir tüyo: şampanya şişesinin boynunun altını, önceden, iyi bir bıçakla biraz çizer, berelersen, madara olmazsın!)

Bana bak Erol, denemeye kalkıp da beni üzme sonra, şişeyi patlatır yaralanırsın, avizeyi iyi edersin, hatta Allah muhafaza, kız arkadaşının gözünü çıkarırsın...

AADİ AAYIRLI... ŞAMPANYALAR  EROLUM!

 

(*) Yılbaşıdır keyifli şeyler yazalım dedim, yoksa Uzakdoğu’da fakir fukaranın acısı ciğerimi dağlıyor. Ama zaten yeteri kadar üzülmüşsünüzdür... Konuyu dağıtmaya çalışmam bundan. “Serdar sen Krug’u nereden bileceksin!” demeyin, üç dört kere içmişliğim vardır. Mesela Paris’te, eski patronumun evinde, aperitifle başlamış, yemekte bile Krug Clos du Mesnil içmiştik. Bir daha bu fırsat ele geçmez, diye abartınca, işimden oluyordum az kaldı. Yıllarca sonra, bu sefer - çeyrek asırdır çalıştığı kitabının piyasaya çıkışını kutlamak için - kayınpedere bir sürpriz yapalım, bir Krug açalım, dedik çocukları olarak. Marsilya’da şık bir içki-tütün dükkanına gittik karı koca. Benim altımda yırtık bir şort, üstümde pis bir tişört, ayağımda tokyolar, karım da öyle, eşofmanlı, lastik ayakkabılı filan... Dükkanda içeri girince, tezgahtar önce bizi bir süzdü:

- Bir şey mi istemiştiniz?
- Bir Krug, büyük şişe...

Krug’lar camekanlı ahşap dolapların en üst rafında, görüyorum:

- Büyük şişe dediniz, yanlış duymadım değil mi?
- Eveeet!

“Şu kadar paradır, verebilecek misiniz?” demeye dili varmıyor...

- Emin misiniz, indireyim mi?
- İndirmezsen ben indireceğim bak...
- Anlamadım?

Elimizdeki nakit parayı görmeden, indirmediydi şişeyi it oğlu it.

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!