Sakıp Ağa’ya bir ‘anonim’ ağıt

Güncelleme Tarihi:

Sakıp Ağa’ya bir ‘anonim’ ağıt
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2004 14:47

Anonim “kime ait olduğu bilinmeyen” anlamına gelir. Aşağıda okuyacağınız aslında “anonim bir ağıt” değil, Zeynep Leylak adlı bir okurun kaleminden. Ama hayatında Sakıp Sabancı ile yüzyüze gelmemiş, kendi deyimiyle onun ekmeğini yememiş bir “anonim vatandaş” Zeynep. Sakıp Ağa ile uzaktan bir helalleşmek istemiş. Toprağa verildiği şu sırada, bu hayır duayı Ağa’nın “arkasından gönderelim” istedim.

Haberin Devamı

Üniversiteden mezun olup iş başvuruları yaptığımız dönemlerde bazı şirketlerle ilgili hikayeler dolanırdı ortalıkta ve bunlardan biri Sabancı Holding ile ilgiliydi.

Hatta bu anlatana göre değişiklik gösterip Koç Holding olurdu bazen.
Bana anlatılan Sabancı Holding idi ve bu yüzden bana ulaştığı şekilde aktarıyorum.

Görüşme sırasında “Araban mı yoksa evin mi var?” şeklinde soru sorulduğunda ve eğer “Arabam var ama evim yok” şeklinde cevap verirsen, “Öncelikle insanın bir ev sahibi olması gerektiği, bunun hedef alınması gerektiği” ileri sürülerek iş başvurunun kabul edilmediğinden bahsedilirdi. Tabii konunun özü bu ama ballandıran ballandırana malum...

Herkes Sabancı Holding'e başvuracak ya ve herkese bu şekilde bir soru yöneltilecek ya, herkes kendince cevabını hazırda tutardı. Soru geldiğinde “Evim de yok arabam da. Ancak öncelikle bir ev sahibi olmak istiyorum çünkü ben düzenli bir özel hayata ve tabii ki bunun sağlayacağı düzenli bir iş hayatına yatkın bir insanım” denilecek...

Haberin Devamı

Bu ve bunun gibi insana “işe girmem garanti” rahatlığı veren bir dolu cevap. Artık hazırız !

Az önce Ayşe Arman'ın yazısını okuyunca aklıma yukarıda anlatmaya çalıştığım hikaye geldi. Demek ki sadece onun değil, herkesin kendince Sakıp Ağa’ya karşı cin fikirleri (!) varmış. Biz bu cinliklerle uğraşırken ve “araba mı ev mi diye cevap versem” diye kara kara düşünürken, o kendine Cennet’te mekan yaratmakla meşgulmuş meğer.

Şu anda gerçekten arabam yok, oturduğumuz bir evimiz var. Bir gün, daha da fazlasına sahip olabilirim, ancak ne yaparsam yapayım Sakıp Sabancı'nın gönüllere kurduğu tahta sahip olamam. İnsana “gerisi boş” dedirten de bu duygu zaten.

Hiçbir zaman sahip olduklarından dolayı ona özenmedim, kıskanmadım, aklıma bile gelmedi. Çünkü gördüklerim su üstünde olan şeylerdi. Ancak şimdi onu kıskanıyorum çünkü suyun altında, derinlerde nasıl engin bir hazineye sahip olduğunu onun ölümüyle gördüm. Onu uzaktan yakından hiç görmemiş, ekmeğini yememiş, ilişkisi sadece şirketlerinden birine iş başvurusu yapmakla sınırlı kalmış bir kişi olarak yüreğimde hissettiğim acı eminim onu tanıyan birçok kişinin yüreğinde var.

Haberin Devamı

Dudaklarımızdan dua ve “Mekanın Cennet olsun!” temennilerinden başka bir şey dökülmüyor. Bu ne büyük zenginliktir. Sakıp Sabancı ve zenginlik artık bana bunları ifade ediyor. Para ve mal mülk değil, iç zenginlik, paylaşım, sosyal bilinç ve devamlı “daha fazla ne yapabilirim” diye düşünen bir beyin ve pırlanta gibi (kendi deyimiyle) bir “fermuarlı kalp” !

İnşallah yüreği kadar temiz, iyi niyetli ve sevgi dolu hislerle uğurlandığını görüyor ve ayrılırken huzurlu ayrılıyordur aramızdan.

Bu dünyada kendin için değil hep başkaları için de çalıştın, uğraştın. Kendin için yarattığın tek mekanda, Cennet’inde huzur içinde uyu Sakıp Ağa.

Zeynep Leylak
12 Nisan 2004

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!