Sakın evden ‘çantasız’ 32 km. uzaklaşmayın

Kadınlar olarak çantalarla fonksiyonun ötesinde bir ilişkimiz var. Annenizin evden çantasını almadan çıktığını fark etseniz, kaçırıldığını ya da başına başka bir felaket geldiğini düşünmez misiniz? Peki çantasız yapabilir misiniz?

Haberin Devamı

Cüzdan, güneş gözlüğü, numaralı gözlük, makyaj çantası, kitap, el temizleme jeli, iki kalem (ne olur ne olmaz), ajanda, not defteri, gazetenin güvenlik kartı, el kremi, bar standına çanta asmaya yarayan aparat, ağrı kesici, şemsiye, kâğıt mendil, ıslak mendil, iki çift eldiven (içinde zaten bir çift varken unutulup ikincisi atılmış), anahtarlar, akbil, bozuk para çantası, fermuarlı cepte yurtdışı seyahatlerinden kalma üç farklı ülkeye ait bozukluklar (yurtdışına çok sık çıkmam), cep telefonu, isviçreçakısı, su şişesi, gazete, kulaklık, USB bellek, çakmak (sigara paketi taşımam), pet, bir arkadaşın düğününde dağıtılmış, içinde pirinç, nazar boncuğu ve metal para bulunan tül kesecik (uğur getirsin diye, bir de zaten evde nereye koyulur ki böyle bir şey?), çöp bulana kadar çantaya atılmış sonra da unutulmuş bir yığın buruşturulmuş kâğıt ve mendiller, kâğıda sarılı çiğnenmiş çiklet (bu kadar açık yürekli davranmasa mıydım, gerçekten pasaklı değilim) ve en dipte, çoktan bitmiş bisküviden geriye kalan kırıntılar ile Tibet’te bir manastırdan aldığım buğday taneleri...

Haberin Devamı

O TOMBALAK ÇANTALARIMIZ

Deneye başlamadan bir gün evvel kullandığım çantanın muhteviyatı... Ve hâlâ geriye kalan bir parça boşluk... Çantanın içine ne atman gerekeceğini bilemezsin. Elde poşet taşımaktan nefret ederim.
Deney bittikten sonra da bu içerik değişmiş değil, sadece hazır elim değmişken atılması gereken çikletlerle kâğıtları temizledim o kadar. Erkek avcı, kadın toplayıcıdır derler ya; ben üçüncü türe aidim: Taşıyıcı. Taşıyıcı kadınları sokakta büyük ve tombalak çantalarından tanıyabilirsiniz. Bir de omurga röntgenlerinden belki. Onlar her ihtimale hazırdır. Bir arkadaşım yedek iç çamaşırı bile taşırdı çantasında.
Tansu Çiller ile Fransız Vogue’unun eski yayın yönetmeni Carine Roitfeld, şaşkınlıkla karşıladığım iki kadındır. İkisini de elinde çantayla göremezsiniz.
Bu arada sokağa kocaman çantalarla çıkma alışkanlığı da ‘sanayi devrimi’nin bir
sonucu anladığım kadarıyla. İlk büyük çantalar tren seyahatlerinin başlamasıyla birlikte yapılmış. Daha önce evden çıkarken bezden bozuk para çantaları yeterli oluyormuş. Sanayi devrimi olmasa, benim her gün ev-iş arasında kat ettiğim yol şehirler arası seyahat kabul edilirdi tabii: 32 km.

Haberin Devamı

CEBİM OLMASA NE YAPACAĞIM?

Peki ya deney? İşte izlenimler...
? İlk anlar... Sokakta elini kolunu ne yapacağını bilemiyorsun. Sanki yürürken kollarımın kontrolünü yitirmiş gibiyim, fazla mı sallanıyorlar iki yanda? Sol omuz hafif havada durmaya, sol el bir çantanın sapını tutmaya alışmış. En iyisi elleri cebe sokmak.
? Kışın iş biraz daha kolay, kat kat giyindiğinden daha fazla cep oluyor. Daha fazla cep, daha fazla eşya demek.
? Cep telefonu ve anahtar gibi ağır olanları pantolon cebine koymak daha iyi, hırka-palto cepleri fena sarkıyor.
? Bu arada evden çıkmadan evvel anahtarlığı da hafifletmem gerekiyor. Kendi evimin anahtarlarını alsam yeter, annemin, kardeşimin, büyükannemin, yazlığın, bisiklet zincirinin anahtarlarına sanırım ihtiyaç duymam.
? Cüzdan da evde kalıyor. Biraz nakit para, kimlik ve banka kartı yeterli. Tüm o indirim kartlarını, kartvizitleri, vesikalık fotoğrafları bırakabilirim.
? İlk panik: Ya acilen bir görüşme çıkarsa, makyaj yapmam gerekirse?
? Galiba başıma ağrı girdi, keşke cebime bir tane olsun hap atsaydım.
? Bu bulutlar yağmur bulutu mu?
Sonuç: Çantasız evden çıkmak öldürmüyor ama süründürüyor. Evet bir yandan çok rahat, çok hafif. Ama evden çıplak ayrılmaktan farkı yok. Hayatta kalmamı sağlayacak her şey evde kaldı sanki. İnsan çantasız halde evinden 32 km. uzaklaşmamalı.

Yazarın Tüm Yazıları