Şaibe kalksın deniliyorsa

İSTANBUL'dan bir grup müteahhit firması yetkilisi Bayındırlık Bakanı Abdulkadir Akcan'a sesleniyor:

‘‘Son aylarda kamu ihalelerinde ortaya çıkan skandallar bir bakanın istifasına, çok sayıda bürokratın cezaevine girmesine ve yüzlerce meslektaşımızın DGM kapılarında ifade vermesine neden oldu. İşin en üzücü yanı ise devletimiz gerek yapılan 'özel davet' ihaleleri gerekse bürokratların ahbap-çavuş ve çıkar ilişkisi nedeniyle verilen 'yeterlilik sicil puanı' sayesinde milyarlarca lira zarara uğratıldı.

Yeni ihale kanununun üzerinde çalışmaların yapıldığı bugünlerde bir karar vermek zorundasınız. Bakanlığınız üzerinde bu tür şaibelerin kalkmasını, ihalelere dürüstlük, eşitlik gelmesini, devletin daha fazla zarara uğratılmamasını, tüyü bitmemiş çocuğun hakkının yenilmemesini gerçekten istiyor musunuz?

Yanıtınız 'tabii ki istiyorum' ise fazla bir şey yapmanıza gerek yok. ANAP döneminde kendi partili yandaşlarına ihale vermek için çıkarılan 'Yeterlilik Sicil Puanı' uygulamasını kaldırın. Yeterlilik almak kafi gelsin. Yeterlilik alan firmalar arasında komisyonun da vereceği sicil puan uygulamasına son verilsin. İhaleye girmek isteyen firmaları, müteahhitleri ihale komisyonunun iki dudağının arasına bırakmayın. Ahbap-çavuş ve çıkar üçlüsüne dur deyin. Daha az fiyata daha düzgün iş yapacak, malzemeden çalmayacak firmaları sırf bu rant üçlüsünün arasına girmedi diye harcatmayın. 17 Ağustos'ları unutmayın.

Sayın Bakan; bizler, Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırı 'yeterlilik sicil puanı' uygulamasının bir an önce kalkmasını, ihalelere şeffaflık, eşitlik gelmesini, devletin daha fazla zarara uğratılmamasını istiyoruz... Çok fazla bir şey istemiyoruz. Bu ülke için seve seve demekle yetinmeyelim, artık bir şeyler yapalım.’’

Ekosistemi mahvettik


SON sel felaketleri, doğadan şiddetli biçimde yararlanılmasına göz yumulmasının bir sonucudur. Doğadan sadece rant ağırlıklı yararlanma düşüncesi var. Ancak doğa kendine karşı işlenen suçları, yani bilinçsiz yararlanmayı hiçbir zaman affetmemiştir. Son günlerde yaşanan su baskınları ve heyelanlar da bunun en açık örneğidir. Oysa doğa, topografyasıyla beraber üzerindeki her türlü örtüsüyle bir ekosistemdir. Ekosistem bir bütündür, kendi içinde bir doğal dengesi vardır. Bu denge çok duyarlı bir dengedir. Bu dengenin yapıtaşlarından birine gereğinden fazla müdahale edildiğinde, ekosistem çöker ve arkasından felaketler gelir. Akdeniz'de doğal yapının yok edilerek bitki örtüsünün kaldırılması ve yapılaşmaya açılması bu sonucu hazırlamıştır. Türkiye'nin geleceği planların rant amaçlı değişikliklere uğramamasından geçmektedir. Yoksa, son yaşanan olayların tekrarlanması kaçınılmazdır.

Prof. Kadir ERDİN-Orman Mühendisleri Odası Marmara

Şube Başkanı


Diyanet'e eleştiriler


DİYANET İşleri Başkanlığı (DİB) ile ilgili yazılarımıza okurlarımızdan gelen mektuplar şöyle:

YARI laik Türkiye Cumhuriyeti'nin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın başına 'sunni' kelimesini eklemek gerekir. Çünkü adından da anlaşıldığı gibi sınırlanmış bir grup insanı temsil ediyor. Demokrasiye, insan haklarına aykırı olan bu kuruluşun yarıya yakın masrafları bu ülke içinde yaşayan ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın lanetlediği sunni olmayan vatandaşların vergilerinden kesilen paralardan karşılanıyor.

Aydın LİK

TÜRKİYE
burası. Bayram Meral nasıl SSK hastaneleri yerine lüks hastaneleri tercih ediyorsa, Diyanet'in en yüksek kademesindekinin de aynı diğerleri gibi cami imamıyla kalmayı bir utanç kabul etmesi normal.

M. Atilla BABABALIM

BEN
ne Sunniyim, ne de Alevi. Daha doğrusu mezhepsizim. İslamiyet bir mezhebi yasakladığı halde, insanın kendini bir mezhepten sayması İslam'a ters düşer kanaatindeyim. Diyanet'e gelince, ayrımcılık yapan ve toplumun sadece bir kesimine hitap eden, icraatlarıyla Allah'ın eşitlik ilkesine ters düşen bir kuruluştan başka ne beklenir? Adının önündeki 'Din' kelimesinden başka diğer kuruluşlardan ne farkı var?

M.KAYA

SİZİN
yazdığınız bu kurumun Türkiye boyutu. Bir de Avrupa boyutuna bakın. Her şey Diyanet Vakfı denilen kuruluşun deruhtesindedir ve DİB'in herhangi bir ağırlığı kesinlikle yoktur. Vakıf devlet içinde devlettir ve 5 daimi üyesi vardır. Bunlardan herhangi biri diğerlerinin vekaletnameleri ile toplantılara katılır ve oyu devamlı 5'tir. Her istedikleri olur. Vatandaşlarımızın aralarında para toplayarak aldıkları binaların tabusu bunlardan birinin adına verilir. Vakıf oldukları için özel kurallara bağlıdır ve devletin bunları teftiş etmesi hemen hemen imkánsız gibidir. Hiçbir büyükelçi bu riski taşıyarak böyle bir girişimde bulunmadı. Bu vakıf Avrupa'da ilk kez şeriatı getiren kuruluştur.

Servet ŞAHİN (Danimarka Türk İşçi Dernekleri Fed. Başkanı)


GÜNÜN SÖZÜ



‘‘En büyük devrim açların devrimidir. Büyük bir orduyla savaşmaktan değil, açlık ve sefalet çekenlerin ayaklanmasından korkarım.’’

(Po Chü-i)

MESAJ


İÇİŞLERİ Bakanı K. Rüştü Yücelen'e: Emniyet Müdürümüz İsmet Uzunoğlu'nu Düzceliler olarak çok sevmiştik. Dürüst, namuslu biriydi. Kimsenin değil devletin memuruydu. Çıkarcılarla işi olmazdı. Şaibeli değil şerefli bir geçmişi vardı. Depremde zarar gören bizlere adeta babalık yaptı. Bu müdür neden görevden alındı?

Özgür AYDIN-DÜZCE

ANKARA
Köksal Toptan Lisesi velilerinden... Sabahları çocukları okula götüren servisler okula dönmek için mecburen Eskişehir Yolu'ndan karşıya geçmek zorundalar. Arabalar son sürat geliyorlar ve servisler için büyük tehlike oluşturuyorlar. Döndükleri yerde ne bir polis ne de bir ışık var. Büyük bir kaza olmadan, hiç olmazsa sabahları bir trafik memuru konsa oraya, çocuklarımızın hayatları biraz olsun teminat altına alınmış olur. Zaten Türkiye gibi bir ülkede yeterince tehlike ile karşı karşıyalar.

Erzurum Valisi O. Derya Kadıoğlu'na: Yardımcınız Cengiz Gevrek'in kamu kurum ve kuruluşlarına bir bakliyat firmasını tavsiye edici resmi yazı yazması meslek etiğine aykırı değil mi? İta amirinin bu yazısı, kurum veya kuruluşların, alacağı bakliyatı o firmadan alma mecburiyeti getirmez mi? Bir baskı mı oldu da böyle bir yazıya gerek duyuldu?

BANKALARDAN yapılan havale EFT gibi hizmetlerden alınan komisyonlar ciddi rakamlara varıyor. Öyle zaman oluyor ki göndereceğiniz para kadar neredeyse komisyon ödüyorsunuz. ABD'de bile böyle bir uygulama yok. Vatandaşı adeta soyan bu uygulama yasal mı?

Murat UÇAR
Yazarın Tüm Yazıları