Sağlık sorunları psikolojimi bozdu

Sevgili Güzin Abla, bu size ikinci mailim. Sizden her gün cevap bekliyorum ve yazmadığınızı görünce hayal kırıklığına uğruyorum. 17 yaşından beri polikistik over sendromu (yumurtalıkta çok sayıda kist oluşumu) hastasıyım.

Geçen seneye kadar hiçbir tedavi uygulamadım, çünkü sadece az bir tüylenme problemim vardı ve düzenli adet görüyordum. Geçen sene ocak ayında tüylenme problemim çok arttı ve en önemlisi karnımın alt kısmında şiddetli ağrılar ve şişkinlik baş gösterdi. Bunun üzerine tekrar doktora gittim ve hormon ilacı kullanmaya başladım; ama ilaç kusma, depresyon, ağlama nöbetleri, aşırı yeme isteği, baş ağrısı gibi dayanılmaz yan etkiler yaptı. Yine de iki ay kullanmaya devam ettim.

İki ay sonunda bıraktım. İlacı bırakınca, tüylerin rengi daha da koyulaştı ve arttı. Hatta, tüyler çıkarken tüm vücudumda oluşan kaşıntılar beni çileden çıkardı. Son iki aydır özellikle sağ yumurtalığımda şiddetli ağrılar oluyor; sağ göğsümde aşırı ağrı, büyüme ve şişlik var. Doktorumla görüştüm. Bana drilling denen ameliyatın artık kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Ben nişanlı bir genç kızım ve üç ay sonra evleneceğim. Drilling sonunda yumurtalıklarım zarar görebilir mi? Ya ilerde hamile kalamazsam? Sizden ricam drilling’in bu hastalığın kesin çözümü olup olmadığını ve risklerini uzman birine sormanız. Ayrıca spor yapıyor, sebze ağırlıklı besleniyorum ama sürekli kilo alıyorum. Yüzümde de sivilceler var; saçlarım dökülüyor. Bu hastalıkta kilo vermek imkansız mı? Psikolojim çok bozuldu.

RUMUZ: KADER

Ne kadar da sitemli bir mektup yazmışsın kızım. Elbette bu sorununu ciddiye alıyorum, neden almayayım. Bu yüzden de bu konuyu çok güvendiğim bir kadın doğum uzmanına danıştım. İşte Jinekolog Dr. Mebrure Altuğ’dan aldığım bilgileri aktarıyorum:

‘Öncelikle drilling, kapalı ameliyat dediğimiz laparaskopi ile de yapılabildiği gibi, açık ameliyatta da elektrokoterle yumurtalık çeperine delikler açarak yumurtalıktaki kistleri patlatmak, yumurtalığın hacmini küçültmek amacıyla yapılan cerrahi girişimdir.

Genel anesteziyle yapılır. Hastanın endişe ettiği gibi yumurtalıkların bir kısmının zarar görmesi mümkün. Kistler yakılırken sağlam olan yumurta hücreleri de yanabilir. Bu kadar genç bir hastada yapılabilecek diğer tedaviler hormonal dengesini düzene sokmak, zayıflaması için metformin kullandırmak ve egzersiz yaptır maktır.’

mebrure.altug@mynet.com

Onu kardeş gibi görmüyorum, seviyorum

Merhaba Güzin abla, yedi yıl önce bir akraba ziyaretinde bir genç kızla tanıştım... İki yıl uzaklaştıktan sonra, tekrar İstanbul’a döndüğümde onunla aynı sınıfı paylaştık. Çok sıkı bir arkadaşlığımız oldu ve ben ortaokul üçüncü sınıfı bitirdikten sonra, babamın işi gereği tekrar İstanbul’dan taşındık. Sadece telefonla görüşmeye başladık. Ben onu bir kardeş gibi sevdiğimi sanıyordum. Fakat birkaç aydır bir gerçeğin farkına vardım. Artık ben onu bir kadın gibi görüyor ve seviyorum. Benim hayat felsefeme göre sevmek, sevdiğini mutlu görmektir. O hayat dolu bir insan. Bazen ‘O da beni seviyor, duygularımı ona anlatayım’ diyorum, fakat onu kırma korkusu beni yiyip bitiriyor... Sen olsan bu durumda ne yapardın?

RUMUZ:KAYA

Sevgili oğlum; bugünkü aklımla, senin yaşında olsaydım, ben böyle kendi kendimi yiyip bitirmez, açık açık sevgimi söyler ve onunla duygularımı paylaşırdım. Bana senin gibi için için acı çekmek çok ters geliyor... Sanırım bu da siz gençlerin pek hoşlandığınız yeni bir tarz: uzaktan sevmek, açılamamak ve acı çekmek... Tıpkı bizim zamanımızın bir şarkısındaki gibi ‘Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli’ diyorsunuz...

Ayrı dünyaların insanlarıyız

Sevgili Güzin abla, bir gün size yazacağımı hiç düşünmezdim ama içimde yaşadığım karmaşıklığa belki bir yanıt bulursunuz diye size yazmak istedim. Güzin abla, ben birini çok ama çok seviyorum ve o da beni çok seviyor. Ama ben köken olarak Kürdüm (tabii ki bölücü filan değilim ), ama o Kürtlerden nefret eden biri. Aile yapılarımız da farklı. Ama o kadar nazik, merhametli, sevecen ki... O eşinin çalışması bir yana, kapanıp evde oturmasını isteyen biri. Zaten kendisi benim evlilik sonrası çalışmamı onaylasa da, ailesi razı olmaz. Ben ona olan aşkımdan, yoğun sevgimden dolayı bunu seve seve kabul edebilirim, ama ailem buna çok ama çok üzülür. Asla ailemi üzmek istemem. Ama bir daha onun gibi birini tanıyabileceğimi sanmıyorum... Üstelik bir daha bu kadar aşık olabileceğimi de düşünemiyorum. Arkadaşlarım da hep ‘Siz farklı dünyaların insanısınız’ deyip duruyorlar, ama birbirimizi o kadar çok seviyoruz ki... Aşk ve gerçekler arasında sıkışmış durumdayım.

RUMUZ: NE YAPMALIYIM?

Sevgili kızım, bu kadar olumsuzluk bir arada, ama sen yine de tutturmuş ‘Ondan başkası olmaz’ diyebiliyorsun. Sen, sanırım daha açık ve gerçekçi bir aile ortamında yetişmişsin. Senin kendi ayaklarının üzerinde durup meslek edinmeni isteyen bir ailen olmalı. Onlar ise seni eve kapatıp, bol bol çocuk dünyaya getiren, köle gibi görmek istiyorlar. Buna ne sevgi dayanır, ne de aşk. Bu genç adam; bir yandan da senin kökeninden nefret ediyor ve seni çalıştırmak istemiyor. Ama sen de hálá onun gibisini bulamayacağını söylüyorsun. Bence evlenirsen pişman olacaksın.
Yazarın Tüm Yazıları