Sağlık

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

Kırılmadan yaşamanın sırrı: Kalsiyum

Vücudumuzun en önemli minerallerinden biri olan kalsiyum, çoğunlukla kemiklerimizde bulunur. Mineralize dokuların en önemli bileşeni kalsiyum, sağlıklı büyümenin gerçekleşmesi, kemik ve dişlerin oluşumu ve sağlamlığı için ‘olmazsa olmaz’ bir mineraldir.

Vücudumuz kalsiyum üretemediğinden, ihtiyacımız olan kalsiyumu gıdalarımızla alabiliriz. Özellikle kemiklerin gelişme döneminde kalsiyumca zengin bir beslenme modelini benimsememiz önemlidir. Kalsiyumdan zengin bir beslenme kemik dokusunun yoğunluğunu arttırır, sağlıklı ve güçlü bir iskelet sistemine sahip olmamızı sağlar. Kalsiyumdan yetersiz bir beslenme ise kemik yoğunluğunun düşük olmasına, kemiklerin daha zayıf ve kırılgan olmasına neden olur.

Kemiklerimiz gelişmesini tamamlandıktan sonra da onların sağlığını ve gücünü koruması için kalsiyuma olan ihtiyacımız sürer. Kalsiyum kemiklerin yanı sıra vücudumuzun pek çok hayati fonksiyonunun yerine getirilmesi için de gerekli bir mineraldir. Kalp, sinir ve kas hücreleri başta olmak üzere vücudumuzdaki her hücre, düzgün çalışabilmek için kalsiyuma ihtiyaç duyar. Bunun için de kandaki kalsiyum düzeyinin belirli sınırlar arasında kalması çok önemlidir. Günlük beslenme ile yeterli kalsiyum alınamazsa, kandaki kalsiyum düzeyinin düşmemesi için gerekli olan kalsiyum kemiklerden sağlanır. Bunun sürekli olması halinde de kemikler zayıflamaya ve kırılganlaşmaya başlar.

Kemikler yaşayan ve yaşam boyunca yenilenen dokulardır. Eskiyen kemik hücreleri yıkılır, yerine yenileri yapılır. 35 yaşına kadar yeni kemik hücresi yapımı eski kemiklerin yıkımından daha hızlıdır, bu nedenle sürekli gelişme ve güçlenme devam eder. Kemikler erişkinlerde 7 ile 10 yılda bir yenilenir. 35 yaşından itibaren yenilenme hızı azalır. Kalsiyumdan yetersiz beslenme de yenilenmeyi azalttığı için kemikler hızla zayıflar.

Bebekler: Doğumu izleyen ilk 6 ay içinde bebeklerin kalsiyum ihtiyacı günde 250-330 mg civarındadır. İkinci altı aylık dönemde ise bu miktar 400-700 mg. civarına yükselir. Doğum ağırlığı düşük olan bebeklere daha fazla kalsiyum verilmesi gerekebilir. Bir ile on yaş arasındaki çocuklara günde en az 800 mg. kalsiyum alması önerilir. Çocukluk döneminde yetersiz kalsiyum alınması sağlıklı bir kemik yapısının oluşmasını engellediği gibi, diş çürüklerinin oluşmasına da yol açabilir.

Gençler (11-24 yaş): Zirve kemik yoğunluğunun oluşumu, yani kemiklerin en güçlü yapıya kavuşması 35 yaşına kadar sürer. Bu dönemde yeterli kalsiyum alınması sağlıklı kemiklere kavuşmak için şarttır. Son dönemlerde yapılan araştırmalar genç kız ve erkeklerde günde 1200-1500 mg kalsiyum alınmasının şart olduğunu ortaya koydu. Özellikle gelişme döneminde günlük beslenmeyle yeterli miktarda kalsiyum alınması ve bunun ileri yaşlarda da sürdürülmesi konusunda halkı biliçlendirmek, toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.

Yetişkinler (25 yaş ve üstü): Zirve kemik yoğunluğuna ulaştıktan sonra kemiğin yapımı ve yıkımı arasında denge durağanlaşır. Kadınlarda menopozla kemik yıkımı hızlanır ve kemik kütlesi azalmaya başlar. Kalsiyum emiliminin azaldığı, kemik yıkım hızının arttığı bu dönemde yeterince kalsiyum alınmaması kemik yapımını yavaşlatır, yıkımı ise hızlandırır. 25 yaş ve üstü yaş grubu için günde 800 mg. kalsiyum alınması önerilmektedir.

Kalsiyum kaynakları

Gıdalarla aldığımız kalsiyumdan yararlanabilmemiz için, aldığımız kalsiyumun emilebilir ve kullanılabilir olması gerekir. Genelde meyve, sebze, fındık ve baklagillerdeki kalsiyumun çoğu oksalat, fitalat ve liflere bağlı olduğu için emilemez ya da vücut tarafından kullanılamaz. Uzmanlar günlük kalsiyum ihtiyacının, kalsiyum açısından zengin, kolay emilebilir formda kalsiyum bulunduran süt ve süt ürünlerinden karşılanmasını öneriyorlar. Günlük kalsiyum ihtiyacını süt veya süt ürünleri dışında karşılamak çok zor. Örneğin 25 yaş üstündeki biri günlük kalsiyum ihtiyacını 460 gr yoğurt veya 500ml.kalsiyumu zenginleştirilmiş ya da 750 ml. normal süt ile karşılayabilirken, süt ürünleri dışında, 9 kg.biftek, 11 kg. elma ya da 8 kg. patates yemesi gerekiyor.

Osteoporoz

Yetersiz kalsiyum osteoporoz ile kendini gösterir. Kemiklerdeki kalsiyum miktarının azalmasına bağlı olarak kemiğin gözenekli bir yapı kazanması, dayanıklılığını yitirmesi ve kırılganlaşması ile karakterize bir sağlık sorunudur. Kemik kırığı vakalarının %75’inin nedeni osteoporozdur. 50 yaşın üzerindeki her 4 kadın ve 8 erkekten birinde osteoporoza rastlanır. Gelişme çağında kalsiyumdan zengin bir beslenme ile yeterli zirve kemik yoğunluğu sağlamış ve daha sonraki dönemlerde de günlük kalsiyum ihtiyacını karşılayan bir beslenme tarzını benimsemiş birinde, yaşlanma ile meydana gelen kemik kaybı ve dolayısıyla osteoporoza yakalanma riski de çok düşük olacaktır. Osteoporozun tedavi edilemeyen bir hastalık olması korunmanın önemini arttırmaktadır. Genetik faktörünün yanısıra sigara, alkol ve kafein kullanımının, hareketsiz yaşamın, ince yapılı olmanın ve ırk özelliklerinin etkisi de büyük olmakla birlikte, yetersiz kalsiyum neden olmaktadır. Osteoporoz sessizce ilerleyen ve çoğunlukla bir kemik kırığı olunca farkedilen bir hastalıktır. Sıklıkla kalça, omurga ve bilek kemiği kırıklarıyla ortaya çıkar. Omurga kırıkları, boy kısalması ve kamburlaşmaya neden olurken, başta kalça kırığı olmak üzere diğer kırıklar, kimi zaman ölümcül olabilmektedir. Kadınlarda osteoporoza bağlı ölümleri oranı göğüs ve rahim kanserlerine bağlı ölümlerin toplamından daha fazladır.

Yazarın Tüm Yazıları