Sağırlar ülkesi...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Hikaye biraz eski, ama Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer'in dün Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü töreninde söylediklerinin özetini okuyunca aklımıza geldi. Konuya girmeden size de aktaralım:

Yıl galiba 1936 olacak... Fransız Milli Meclis Başkanı Edouard Herriot Türkiye'ye bir ziyarette bulunur. Sirkeci garında kendisini Dışişleri Bakanlığı adına Protokol Genel Müdürü Cevat Açıkalın karşılar. ‘‘Hoş geldiniz/Hoş bulduk’’ konuşmaları sırasında anlaşılır ki Açıkalın'ın kulakları pek iyi duymamaktadır.

Derken İstanbul Valisi Muhiddin Hayri Üstündağ'a bir nezaket ziyareti yapılır. Burada da Üstündağ'ın pek farklı olmadığı ortaya çıkar. Herriot Ankara'ya gidince Dışişleri Bakanlığı Genel Katibi (Müsteşar) Numan Menemencioğlu ile görüşür. Ancak Menemencioğlu'nun da kulakları pek iyi dumamaktadır. Onun ardından Herriot Başbakan İsmet İnönü'yü ziyaret eder. Tabii İnönü'nün durumu da malum...

Herriot, Gazi'yi gördükten sonra trenle Paris'e döner. Gazeteciler kendisine ‘‘modern Türkiye hakkındaki izlenimlerini’’ sorarlar. O da:

‘‘İlginç bir ülke!’’ der, ‘‘Görüştüğüm insanların nerdeyse hepsinin de kulakları ağır işitiyordu. Galiba bir tane kulakları iyi duyan birini bulmuşlar onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar.’’

Hikâyenin biraz hiciv biraz şaka içermesi önemli değil. Önemli olan Türkiye'nin hâlâ bir sağırlar ülkesi olup olmadığı...

Bize kalırsa Herriot'un gözlemi geçerliliğini koruyor. Nitekim Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın dünkü sözlerini okudunuz yahut TV'lerden izledinizse görürsünüz ki, şimdi Sayın Sezer'in söylediklerini yıllardır tüm Anayasa Mahkemesi başkanları, üstelik cumhurbaşkanı, başbakan, Meclis başkanı ve siyasi parti lideri gibi, Türkiye'de en etkin konumda bulunan insanların huzurunda, yani onların yüzüne karşı söylemiş.

Ama hiçbiri, söylediklerini bu muhterem zevata işittirememiş!

Nitekim Sayın Sezer, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ilkesinin hemen hiç saygı görmediğini ortaya koyan örnekler saymış. ‘‘Bir hukuk devletinde, yargı denetimine tabi olmayan idari karar düşünülemeyeceğini’’ -değişik kelimelerle- ifade etmiş. Sadece 12 Eylül 1980 ile 7 Aralık 1983 arasında, yani Milli Güvenlik Konseyi döneminde 626 adet yasanın yürürlüğe konduğunu, 1982 Anayasası'nın Geçici 15'inci maddesi gereğince bunların ‘‘Anayasa'ya aykırılığının’’ iddia edilemediğini vurgulamış. Şimdiye kadar ‘‘gereksiz’’liği belki binlerce defa ifade edilen bu geçici 15'inci maddenin yürürlükten kaldırılmasının şart olduğunu bir kere de o söylemiş.

Ötekilere, yani olağanüstü hal yahut sıkıyönetim hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararname'lerin Anayasa'ya aykırılığının ileri sürülememesine de değinmiş. Yüksek Hâkimler ve Savcılar Kurulu kararlarının yargı denetimi dışında kalmasına da... Ama sağırlar ülkesinde sen söyler, sen dinlersin!













Yazarın Tüm Yazıları