Saddami U-2

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Yok, meraklı burnumu Uğur Cebeci'nin ‘kokpit’ine sokarak hayati lövyeleri gelişi güzel karıştıracak değilim ama, yine de şu son Irak krizinde ön plana çıkan U-2 casus uçaklarından başlayan bir girizgah yapmak istiyorum.

Efendim, Lockheed firmasının üretmiş olduğu bu alengirli uçakların mazisi ellili yıllara uzanır. Gayet eskidir. Soğuk Savaş kalıntısıdır.

Öylesine dizayn edilmişlerdir ki yirmi bin metre irtifanın üzerinde kanat çırpabilirler. Merceği cilalı kamera sayesinde de aşağıyı ispiyonlayabilirler.

Zaten ‘Yankee’ler söz konusu tayyareye o kadar çok güvenmişlerdir ki, fi tarihinde Sovyet İmparatorluğu üzerinde fink atabileceklerini sanmışlardır.

Ancak bütün hesapları 1 Mayıs 1960 günü bozulmuştur.

* * *

O zamanlar pek çocuk olmama rağmen, zahir biraz ‘Cingöz Recai’lik bulaşmış olduğu için dün gibi hatırlıyorum, Francis Powers'ın komuta ettiği bir U-2, tam Kızıl Meydan'daki tören sabahı Rus ‘SAM’ füzesi tarafından zımbalanmıştı.

Paraşütle atlayan Francis Bey de, üzerinde taşıdığı susturuculu tabanca, zehirli iğne ve aşağıya düştüğü takdirde ‘yoldaş’ satın almak için kullanacağı altın ruble ve otomatik bilek saatlerini saklayacak zaman bulamadan, paçayı Sovyet zaptiyesine kaptırmıştı. Moskova televizyonunda endam sergilemişti.

Dolayısıyla, Soğuk Savaş hemen ısındı. ABD-SCBB zirvesi iptal edildi.

O vakte kadar çok gizli tutulan U-2'nin varlığı böyle ortaya çıktı.

Zaten hanyayı ve Konya'yı anlayan Amerikalılar da ispiyon uydu gönderme peşine düştüler. Lockheed'in çelik kuşunu yavaştan yavaşa kızağa çektiler.

İşte, Irak üzerinde uçan tayyare, yenilenmesine rağmen şimdilerde gayet demode kalan ve artık mostralık niyetine kullanılan bu müzelik U-2'dir.

Neyse, havadan inelim ve ayağımızı yere basalım...

* * *

EFENDİM, bu Saddam uslanmayacak. Mübarek adam, yalnız eli kanlı bir despot değil, aynı zamanda uluslararası politikanın ‘p’sinden anlamayan bir soytarı.

Bunu söylüyorum, zira Ortadoğu'yu bir nebze izleyenler bilirler ki ABD'nin Irak'a uyguladığı akılsız siyaset, başta Rusya ve Fransa, bir dizi BM ülkesinin çok canını sıkıyordu. Başkentler Washington'a yüklenmeye hazırlanıyorlardı.

Ama Bağdatlı Harami, Clinton'ın imdadına bir defa daha hızır gibi yetişti.

Elindeki biyolojik silahları gizleyebilmek için, BM denetleme Komisyonu ‘UNSCOM’a engel oldu. Komisyon'daki Amerikalı uzmanları da kapı dışarı etti.

Eh Saddam bu.. Sağı solu belli olmaz ve mikroplu bombasını oraya buraya savurabilir. BM çoğunluğu Amerikalıların arkasında tekrar yek vücut birleşti.

Diyeceksiniz ki, peki ABD neden U-2 uçurarak provokasyon yapıyor?

Cevap açık, tabii ki Washington'un niyeti üzüm yemek değil. Bağcıyı dövmek istiyor. Süper devlet sıfatıyla da politikasızlığı politika olarak uygulamak lüksüne sahip. İyi veya kötü, bu iki kere iki dört bir dünya gerçeği...

E şimdi, bre Saddam, zaten yedi yıldan beri halkını inim inletiyorsun ve yalan üstüne yalan söylüyorsun, artık o harami gözünü biraz aç da eline geçen fırsatı değerlendirmesi bil! Müttefikler arasındaki çelişkiden yararlan!

Ama yok, Efendi Baba yine bol keseden atacak... Kıymetli cüssesi korunsun diye sarayının etrafında etten duvar oluşturacak... Masumları rehin alacak...

Havadaki U-2 uçağını düşürürüm diye de hava basacak...

Saddam, artık havadan in de ayağını yere bas!

Ruslar U-2'yi düşüreli tam otuz yedi yıl oldu ve sen hala mostralık ve demode bir Soğuk Savaş uçağının hayali dünyasında yaşamaya çalışıyorsun.

Yazarın Tüm Yazıları