Saddam'ı seviyorum

Serdar TURGUT

Bugün Türk demokratlarına yardım elimi uzatacağım.

Biliyorsunuz Türkiye'de demokrat olabilmek öyle kolay bir iş değildir.

Her insan öyle kolay kolay da demokrat olamaz.

Acı çekmeyi göze alacaksın.

Paylaşmayı bileceksin, insanlar senden bir şey almak istemeseler bile sırf demokratik paylaşma kotanı doldurmak için onlara bir şeyler vereceksin.

Başkalarının evine habersiz misafir gideceksin ve senin de evine habersiz gelmelerini kabul edeceksin.

Polis baskısını göze alacaksın.

Ve de en önemlisi Saddam'ı seveceksin.

Biliyorum, bazen insan zorlanır demokrat olmakta. Örneğin demokrat olduğunuz etrafta duyulursa eve her akşam gelen insanlar bir de çay içip kek yemeye başlarlar. Sigara tablalarını bile dökmeden çekip giderler.

Ama önemli olan öz disiplindir ve insan kendisini zorladığı takdirde yenemeyeceği zorluk yoktur. Her şeye alışabilir insan yani.

Türk demokratları teorik düzeyde her türlü zorluğu yenerler ama bazen pratikte aşmakta zorlandıkları konular vardır.

Örneğin Saddam'ı anti-emperyalist olduğu için severler ama bu kişiyi pratikte sevmenin öyle kolay olmadığını da içgüdüsel olarak hissederler.

Bugün eski bir demokrat olarak üzerime düşeni yapacağım ve Türk demokratlarına Saddam'ı sevme nedenlerini anlatacağım.

***

‘‘Saddam'ı neden seviyorum?’’ sorusuna verilecek Top 5 cevap listesi aşağıdaki gibidir:

1- Saddam çok düşünceli bir insandır. Öylesine düşüncelidir ki akşam haberlerinde konuşmalarıyla insanları rahatsız etmemek için müthiş bir formül bulmuştur. Kendisi görüntüye geldiği anda ekranda klasik müzik yayını başlamaktadır. Bu nedenle Irak halkından tek bir kişi bile Saddam'ı sohbet ederken dinleme fırsatını bulamamıştır. Irak'ta bazı insanların yıllardan beri Saddam'ı hem devlet başkanı hem de klasik müzik şefi zannetmelerinin nedeni de burada yatmaktadır. Hem bu kadar düşünceli olabilen, hem de halkına kültür aşılayan bir insanın Türk demokratları tarafından örnek alınması da gayet tabiidir.

2- Irak halkı o kadar kültürlüdür ki halkın talepleri olağanüstü rafineleşmiştir. Orada halk illa da klasik müzik dinlemek için tutturmuş haldedir. Bu nedenle de ülkede tek bir televizyon kanalı vardır ve bu da bütün gün sadece Saddam'ın müzik eşliğindeki görüntülerini göstermektedir. Türk demokratları halkının taleplerine bu kadar saygı duyan, onların istediklerini hemen yerine getiren bu insanı tabii ki sevmektedirler. Hatta rivayet o ki Türk halkında geçen yıl başlayan klasik müzik sevgisinin altında da komşumuzda yaşanan bu gelişmeler yatmaktadır.

***

3- Saddam sık sık sarayında halk günleri düzenler. Buraya halkın içinden insanlar gelir ve ona çeşitli düşüncelerini, isteklerini söylerler. Bugüne kadar Irak halk günlerinde saraya gelen yarım milyona yakın insandan tek bir tanesi bile halinden şikâyet etmemiştir. Yüzde yüzü Saddam'ın liderliğinden ne kadar mutlu olduklarını ifade etmişlerdir ve hepsi de kendisinden başka bir lideri katiyen kabul etmeyeceklerini peşinen ifade etmişlerdir. Bu insanların 300 bin kadarı da eğilip Saddam'ın poposunu öpmüştür. Saddam'ın ülke içi yönetim anlayışının kendisinin parti içi yönetim anlayışına tıpatıp benzediğini gören Ecevit, Saddam'ı sevmesin de kimi sevsin?

***

4- Bütün bu güzelliklerinin yanı sıra Saddam çok ince ruhludur da. İnsanlar kadar hayvanları da çok sevmektedir. Örneğin geçen yıl Sevgililer Günü'nde sarayın avlusunda bağlı duran devesine de bir kutu çikolata ve 11 adet kırmızı gül götürmesi Saray'da günün konusu olmuş, onun bu ince davranışına şahit olanlar gözyaşlarını bile tutamamışlardır. Doğuştan narin yapıda olan Türk demokratları bu nedenle de onu sevmişlerdir.

5- Dünya kamuoyu Irak Dışişleri Bakanı'nın dünyanın en lüzumsuz insanı olduğunda hemfikirdir. Hatta dünya bilimsel çevrelerinde ‘Irak’ ve ‘Dışişleri Bakanı’ kavramlarının yan yana gelmesi bile mantıki bir çelişki olarak görülmektedir. Türk demokratları bunun için de Saddam'ı çok sevmektedirler, çünkü Irak bugünkü durumunda olmasaydı dünya kamuoyu mecburen bizim dışişleri bakanını dünyanın en lüzumsuz insanı seçecekti.

---