Saddam'a mektup

HÜSEYİN Bey,

Aslında bu mektubu direkt size postalayacaktım, fakat adresinizi bulmam mümkün olmadı. ABD'ye sordum, ‘‘Vallahi biz de bilmiyoruz’’ dediler.

Galiba sizi Irak'taki her kapıyı çalıp ‘‘Saddam burada mı?’’ diye sormak suretiyle arıyorlar. Belki oralarda uzun süre kalabilmenin bir yoludur bu. E, bu iş nereden baksanız beş sene sürer.

‘‘Burada bulamadık bir de Suriye'ye bakalım’’ diyecekler sonra. Ömür biter ABD'nin çalacağı kapı bitmez.

Neyse uzatmayayım, esas mektuba geçeyim.

* * *

Hüseyin Bey,

Mektubuma bizde halk arasında söylenen bir sözle başlamak istiyorum.

‘‘Her tatlı tatlı yemenin acı acı çıkarması vardır.’’

Sizin durumunuz işte budur.

‘‘Yediği hurmalar şeyini tırmalar’’ da derler.

Siz şimdi tırmalama aşamasına geçmiş bulunuyorsunuz.

Üzüldüm diyemeyeceğim.

Hadi ben neyse de... Iraklıların bir teki bile üzülmedi düştüğünüz duruma. Buna ne diyeceksiniz?

‘‘Hepsini falakaya yatırırım’’ dersiniz herhalde.

Lakin artık zor. En son bir vatandaşınız bir ABD'li askerin elini öpüyordu, bir fotoğraf ki bence ‘‘yılın fotoğrafı’’ seçilebilir. Fakat aday çok. Heykelinizin tepesine çekiçle vuran bir vatandaşınızın fotoğrafı var mesela...

* * *

Heykel deyince...

Irak'ın dört bir yanına heykellerinizi diken heykeltıraşların hiçbiri hayatta değildir herhalde. Bu kadar yeteneksizlik görülmüş şey değil. Bir heykel de sizi andırsa ya... Paçayı sizden kurtarsalar Uday'dan kurtaramamışlardır.

Sahi Uday ne álemde?

Gözlerimiz çok aradı onu. Asabi çocuktur, askerlerin karşısına çıkar iki hareket yapar dedik ama olmadı.

Sonra ben dedim ki, ‘‘Uday'ı asabi yapan başarısızlıktır’’.

Hani milli takım yenilince kırbaçtan geçirtirdi ya oyuncuları... E, ABD başarılı oldu Allah için. Geçtiği yeri ala ala ilerliyor. Bu durumda Uday niye asabiyet göstersin?

* * *

Aklıma gelmişken...

Irak'ta hela sıkıntısı mı vardı Hüseyin Bey?

Gerçi sizinkileri gördük, hani taharet musluğu bile som altından olanları... Ama halkın işeyecek yeri yokmuş anladığım kadarıyla. Herkes göğsüne bir alafranga hela basmış koşuyor.

Hani yiyecek içecek yağması olsa anlayacağım... Bulduğu çöp kutusunu alıp kaçan var.

* * *

Son olarak Hüseyin Bey,

Korkutarak sevdiremezsiniz kendinizi kimseye. İsterse heykellerinizin başı yedi kat arşa varsın.

‘‘Kendi heykelini kendi diken adam’’ olacağınıza ‘‘Heykeli dikilecek adam’’ olmaya gayret edecektiniz.

Bu size ders olsun diyeceğim ama artık nerede işinize yarayacak. Öteki tarafta liderlik müessesesi var mıdır bilmiyorum.


MIŞ-MUŞ


Ebru Gündeş'in evliliği 3.5 ay sürmüş.

Eskiden hiç olmazsa ‘‘cicim ayları’’ diye bir şey vardı, artık o da yok.

*

Vekil lojmanları iş merkezi oluyormuş.

Lojmanlar ‘‘iş’’e yarayacak, darısı vekillerin başına.

*

Piyasalarda bahar havası yaşanıyormuş.

Hangi bahar? Bu senekiyse vay haline.
Yazarın Tüm Yazıları