Saat 04.39 şikâyeti

Burada Okur Yazar... 1 Kasım 2013’ten bu yana: * Okurların kentteki sesi * Sorunların takipçisi

Geride kalan 30 ayda...
Yüzlerce şikâyet, öneri, soru, fotoğraf aldım.
Lakin ilk kez bir okurumuzun iletisinin mail kutuma düşüş saati 04.39’u gösteriyordu.
Park Caddesi’nde oturan okur M. Tuğrul Turhan’ı ‘uyutmayan’ 25.05.2016 gecesinde yaşananlar şöyle: 
Haberin Devamı

GECE 12’DE BAŞLADILAR

* Gece saat 12’de evlerimize dolan anons ve siren sesleriyle irkilip, pencerelere koştuk.
* Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir hizmet aracı halindeki araçların plakalarını okuyup derhal kaldırılmalarını istedi.
* Birkaç dakika içinde kaldırılmayanlar, bir kepçe vasıtasıyla karşı kaldırıma götürüldü.
* Caddede asfalt kazıma çalışmasına başlayan Büyükşehir ekipleri, gece boyu (bu ifadeyi yazarken saat 03.43) devam etti.
* Kazıyan makinenin müthiş gürültüsü ve hafriyat kamyonlarını yönlendirmek için devamlı çalan korna da cabası.
*
Sormak istiyorum.
‘Millet işe, okula gidecek mi, hastası olan var mı’ demeden:
* Bu kadar saçma bir çalışma ve hizmet olabilir mi?
* Caddede onca insan yaşıyor, gece sabaha kadar asfalt kazınır mı?
Bunun adı hizmet değil, olsa olsa rezalet olabilir...
NOT: Nasıl olsa gürültüden uyuyamıyorum, yazayım dedim.

Haberin Devamı

KURALSIZLIK KURAL OLURSA

Kentte sorunlar...
Ki bunda ‘trafik’ başı çekiyor.
Kuralsızlığın ‘kural’ olduğu noktada başlıyor.
*
İşte onlardan biri, Söğütözü Mahallesi 2071. Cadde’den.
*
Eski Halk Bankası Genel Müdürlüğü, şimdiki Ekonomi Bakanlığı’nın tam önü.
Akşamları iş çıkışı, yaşanan manzara fotoğrafta görülüyor.
Bu durum...
Muhabirimiz Murat Yılmaz’ın dikkatinden kaçmamış.
Fotoğrafın özeti şöyle:

CADDE TRAFİĞİ KİLİT

* Ekonomi Bakanlığı’na ait personel servislerinin akşam iş çıkışlarında düzensiz bir şekilde beklemesi, 2071. Cadde trafiğini kilitliyor.
* Sıfır ve ikinci el araç satışı yapan büyük satış plazalarının caddeye araçlarını park etmesi, trafiği daha da etkiliyor.
Bu yüzden...
* Sıfır araçların caddeyi ‘otopark’ gibi kullanmasının önüne geçilmeli.
* Bakanlık servisleri için bir düzene gidilmeli.

BAŞKENT'E YAKIŞMAYAN KALDIRIM VE YOLLAR

İsminin ‘gizli’ tutulmasını isteyen bir okur, kentin merkezindeki kaldırım ve yol sorunlarını şöyle aktarıyor:
“GOP, Kavaklıdere, Küçükesat ve çevresindeki kaldırımlar geçen yıl yenilendi. Ancak, bazı noktalar (Tunalı Hilmi Caddesi D&R önü, Arjantin Caddesi Sheraton Oteli otoparkı çıkışı) daha sonra kazılarak ve çıkan kaldırım taşları sağa sola atılarak öylece bırakıldı. Büyüşehir Belediyesi’ne bildirdik ama düzeltmediler.
Asfaltlara gelirsek tam bir facia. Mesela Tahran Caddesi’nden Kennedy Caddesi’ne dönüldüğünde 20 metre ilerde yolun ortasında inanılmaz bir çukur var. Vatandaşlar çukurun önüne çöp kutusu koyarak arabaların içine düşmesini engellemeye çalışıyor. Şemsettin Günaltay Caddesi’ni ise size anlatamam. Belediye tarafından açılan çukurlar insan büyüklüğünde ve bu şekilde bırakılıp gidilmiş. Ankara’nın en önemli noktaları olan bu bölgeler, tüm büyükelçiliklere, yabancı uyruklu vatandaşlara ev sahipliği yapıyor. Ancak, kaldırımları ve yolları bir başkente yakışmıyor.”

Haberin Devamı

CADDE TOZ DUMAN

Okur Kezban Demirhan da Çankaya’nın Şemsettin Günaltay Caddesi’nden dertli:
“Yolu böyle bıraktılar. Evler, arabalar toz içinde. Koca koca çukurlar nedeniyle evlerin otoparkına dahi giremiyoruz.”

KISA... KISA...

* AŞTİ’de, otobüsün kalkmasını beklerken içeri takım elbiseli bir satıcı girdi. Elindeki dini kitapları 3 TL’ye sattığını söyledi. Kimse ilgilenmeyince kitabı zorla tüm koltuklara bıraktı. Sonra, 25-30 yolcudan para topladı. Ardından Ankara Valiliği adına sakatlar ve felçlilere para topladığını söyleyen biri daha bindi. Kartvizit verdiği kişilerden para aldı. Bunlar olurken, zabıta ne iş yapıyor? Denetim yok mu?
Kemal AKYEL

* Ankara’da işler kesat. Gününü kurtarmak, işleri bir nebze de olsa yoluna koyabilmek adına esnaf, müşterilerin de dikkatini çekmek amacıyla işyerlerinin önüne reklam amaçlı flama koyuyor. Ancak, Keçiören Belediyesi zabıta ekipleri ceza üstüne ceza kesiyor. Şöyle bir bakıyorum da, Ankara’nın birçok yerinde serbest olan, esnafın üzerine çok da gidilmeyen bu umut kapısı için neden Keçiören Belediyesi baskı uyguluyor.
Mehmet ÖZDEMİR

Yazarın Tüm Yazıları