Rumuz: Osuzanna

Tatil dönüşü e-postamda bulduğum mesajlardan bir tanesi Ceylan Orhun'dandı. Bir hafta önce bir virüs şakası yapan Ceylan'dan kuşkulanmakta haklıydım, çünkü bu kez bana ‘‘Osuzanna’’ rumuzuyla kendisine gelen bir mesajı aktarmıştı. Rumuz bir yana mesajın konu hanesinde yazılı olan daha esrarengizdi: Büyük Deney. Şöyle diyordu Osuzanna: ‘‘Sevgili arkadaşlar, hepimiz biliyoruz manevi enerjilerimizi birleştirmek dünyada pozitif sonuçlar doğurabiliyor. Bunun bir kez daha kanıtlanmasını istiyorsanız 23 Nisan günü global meditasyonda buluşalım. Size gönderdiğim mesajı lütfen başkalarına da ulaştırın’’.Osuzanna'nın yalancısıyım. 23 Nisan günü Amerikalı gezgin ozan James Twyman, doktor Doreen Virtue ve jeolog Gregg Braden ‘‘Büyük Deney'' adı altında dünya tarihinin en büyük meditasyon olayını gerçekleştirecekmiş. Milyonlarca insanın, zihinlerini kendi iç huzurlarına ve dünya barışına yoğunlaştırmaları bir an için olsa bile dünyanın yaralarını sarabilecek mi? ‘‘Büyük Deney’’ işte bunu kanıtlamaya çalışacak. İşin ilginç yanı bu üç kişi birarada olmayacak. James Twyman 23 Nisan günü TSİ'de New York'ta BM binasında, Doreen Virtue California'da olacak; jeolog Braden ise ta Tibet'ten meditasyona katılacak.ABD'de best seller olan ‘‘Işığın Elçisi’’ yazarı James Twyman, yeni Körfez krizi sırasında Saddam tarafından bir konser için Bağdat'a davet edildiğini, barış için dua ettiği sırada dünyadan yüzbinlerce kişinin kendisine katıldığını ve üç gün sonra Irak ile ABD arasında anlaşma sağlandığını iddia ediyor. Geçtiğimiz şubat ayında patlak veren kriz sırasında ajansların haberlerini didik didik ettiğimiz halde Twyman'ın Bağdat'daki barış konserine rastladığımızı hatırlamıyorum. Her ne ise, Twyman'ın 23 Nisan günü, BM binasında, Zerdüşt dininden, Afrika dinlerine tam 12 dinin dualarını okuyacağı 23 Nisan gününü merakla bekliyorum. Saat 15.30'da global meditasyona katılacağım.Sevgiyle, pozitif enerjiyle dünyayı değiştireceklerine yürekten inanan insanların ülkesi ABD. Ve bir tezatlar ülkesi. En fazla idam mahkûmunun olduğu ülke.Bunlardan bir tanesi de Teksas'te bir cezaevinde 10 yıldan beri idam edileceği günü bekleyen David Hicks. Amerikalı mahkûmun günlüğü Le Monde Gazetesi'nde yayınlandı geçenlerde. Anneannesini tecavüz ettikten sonra öldürmek suçundan 1987 yılında idam cezasına çarptırılan Hicks anılarında suçsuz olduğunu haykırıyor. Mahkemeye katil olduğunu gösteren hiçbir delil sunulmadığını, parası olmadığı için kendisine doğru dürüst bir avukat tutamadığını söylüyor. ‘‘Zengin olsaydım şimdi burada olmayacaktım’’ diyor. Haklı olduğunu hepimiz O.J.Simpson davasından biliyoruz. Günlüğünde, 1.50 metre eninde, 3 metre boyundaki küçücük hücresinde, kapana kıstırılmış bir hayvan gibi geçirdiği korkunç saatleri, gardiyanlar tarafından nasıl aşağılandığını anlatıyor. İki kez idamdan dönmüş. İki kez kendisine ‘‘Son yemeğinde ne istersin’’ diye sormuşlar. Daha mükemmel bir dünya için sonsuz arayışın, ölümle bu denli kolkola gezdiği başka bir ülke var mı?Osuzanna'nın mesajı şöyle bitiyor:Barışa bir şans daha verParaya hiç ihtiyacın yokmuş gibi çalışAsla yara almamışsın gibi sevVe kimse seyretmiyormuş gibi dans et.Not: Konuyla ilgisi olmayan resim sadece yaşamı simgeliyor.
Yazarın Tüm Yazıları