Rumlar “hayır” dese dahi Annan’dan kurtulamaz

Başta Papadopulos olmak üzere Kıbrıs Rum siyasi liderleri, toplumlarını aldatıyorlar. Kötülüklerinden değil, belki de eski tutkuları, eski heyecanlarına mağlup olup toplumu yanlış yönlere itiyorlar.

Başta Papadopulos olmak üzere Kıbrıs Rum siyasi liderleri, toplumlarını aldatıyorlar. Kötülüklerinden değil, belki de eski tutkuları, eski heyecanlarına mağlup olup toplumu yanlış yönlere itiyorlar.

Sanki Cumartesi günü HAYIR oyu verdikleri taktirde, adalarının tümünü tekrar elde edeceklermiş gibi davranıyorlar.

Sanki 1974 öncesine dönülecekmiş ve Türk toplumu eskisi gibi bir azınlık statüsüne gerileyecekmiş sanıyorlar.

Annan planından olduğu gibi kurtulacaklarını hesaplıyorlar.

Oysa çok yanılıyorlar.

Cumartesi günü HAYIR deseler dahi bu iş bitmeyecek.

Farklı şekilde yeniden başlayacak.

İlerde birgün, örneğin Türkiye’nin AB‘ye tam üye olacağı aşamada “Gelin çözüm bulalım, aksi halde vetomuzu kullanırız” diyebileceklerini sanıyorlarsa çok yanılıyorlar.

Olası senaryoların başında, Avrupa Birliğinin yeniden kapılarını çalması ve “Siz Annan planını anlamadınız. Şimdi, soğukkanlı şekilde yeniden bir düşünün ve tekrar referandum yapın” demeleri geliyor.

Bu noktaya geldikten sonra AB’nin bu işin ucunu bırakabileceğini düşünmek hiç gerçekçi olmaz.

İkinci bir referandumdan da HAYIR çıkarsa, bu defa KKTC’yi resmen tanımaya kadar gidecek yeni bir sürece girilecektir.

Önce ambargolar kalkacak.

Ardından, turist ziyaretlerindeki kısıtlamalar açılacak, yatırımlara izin verilecek ve en önemlisi Avrupa Birliği KKTC ile temasa geçmek zorunda kalacaktır.

Rumlar ne zaman itiraz etseler, her defasında karşılarına Annan planı çıkarılacaktır.

ARTIK “İSTİLA ALTINDAYIZ” DİYEMEYECEKLER

HAYIR oyları kazandığı taktirde Rum toplumunun neleri söyleyemeyeceği de yeterince anlatılmıyor:

- Artık “İstila altındayız. Türk askeri gitsin” diyemeyecekler.

- Artık “Kuzey’deki mal ve mülklerimizi geri istiyoruz” da diyemeyecekler.

- Artık “Birleşik Kıbrıs’ta Türklerle kardeşçe yaşama” edebiyatı da yapamayacaklar.

Her defasında Annan planı hortlayacak.

Her defasında ya TAKSİM veya Annan planı seçenekleriyle karşılaşacaklar.

10-15 yıl sonra Türkiye tam üyeliğe girerken dahi, Kıbrıs’ta çözüm ancak Annan planı çerçevesinde gerçekleşebilecek.

Rumlar bu unsurları bilseler, eminim referandumda HAYIR oyu kullanmazlar.

* * *

AB KIBRIS BATAĞINDA...

Avrupa Birliği dış politika alanında inanılmaz bir batağa saplanmak üzere. Kıbrıs konusunda öylesine garip bir politika uygulandı ki, referandumdan HAYIR oyu çıkarsa, en büyük darbeyi Avrupa Birliği yiyecek.

Eğer kısa sürede toparlanmaz ve sorunu gelinilen noktanın ötesine götürecek uygulamaya başlanmazsa, herkesin çekeceği var demektir.

Avrupa Birliği, Kıbrıs Rumlarının reddetmeleri durumunda Türk tarafını cezalandırma anlamına gelecek bir yaklaşımı sürdürmemelidir.

Rumlar HAYIR oyu kullanarak, Ada’nın taksim edilmesini kabul etmiş, Türklerle ayrı yaşamayı yeğlemiş olacaktır.

Avrupa Birliğinin, 24 Nisan’dan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmaması gerekecektir.

Ne pahasına olursa olsun Türkiye ile ilişkileri gerecek bir yaklaşımı benimsemeleri beklenmemelidir.

Küçücük bir Ada’daki bir kaç bin insan, Ege’deki dengeleri bozamamalı, Avrupa ile 70 milyonluk Türkiye’nin ilişkilerini gerememelidir.

* * *

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Yazarın Tüm Yazıları