Roma’da Arslantepe rüzgarı esiyor

Güncelleme Tarihi:

Roma’da Arslantepe rüzgarı esiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2004 22:54

Malatya civarındaki Arslantepe kazılarından çıkarılan arkeolojik eserler sergisi, Roma’da büyük ilgi gördü. 9 Ocak 2005 tarihine kadar devam edecek olan sergideki eserlerin arasında "dünyanın en eski kılıcı" da yer almakta.

Arslantepe höyüğü, Büyük Malatya Ovası’nın güneydoğusunda Toros sıradağlarında, Fırat’ın doğu kıyısı ve modern kent arasındaki verimli bir vaha görünümündeki Orduzu beldesinde görkemli bir tarih hazinesi gibi yükselir. Binlerce yıllık süreç içinde gelişen yerleşmeler, yaklaşık 40m yüksekliğinde ve toplan 4 hektarlık bir alanda geçmişi aydınlatan bir arşiv gibi üst üste tabakalanmıştır.

Höyük adını 18.yy gezginleri tarafından keşfedilen Geç Hitit dönemi aslan heykellerinden almıştır. Kazılar ilk olarak 1930’lu yıllarda Fransız araştırmacılarla başladıktan sonra 1961 yılından bu yana İtalyan arkeologlar tarafından sürdürülmekte.

İtalyan arkeologlar Salvatore M.Pugliesi ve Alba Palmieri ile başlayan kazı heyecanı günümüzde Marcella Frangipani’nin çalışmalarıyla tüm canlılığını korumakta.

İlk kent ve devlet

Roma La Sapienza Üniversitesi profesörü Frangipa’nin kazıları, özellikle de "kent"in ve ilk "devlet" organizasyonunun ortaya çıktığı dönemde oynadığı kilit rolü ortaya koydu. Arslantepe yerleşmesi, IV.bin yılda devlet öncesi ve Yakındoğu’daki kentleşme sürecini yansıtan önemli merkezlerden biridir.

Frangipani şu sıralar yeni bir heyecan yaşıyor. Arslantepe höyüğünden çıkarılan 4000 eserden 182’si şu sıralar Roma’daki Mercati Traianei’de sergilenmekte. Etkinlik, La Sapienza Üniversitesi’nin 700.yıldönümü vesilesiyle Anadolu/Arslantepe. Gücün Kökenleri adıyla düzenlendi.

Serginin en büyük vitrininde yer alan dokuz kılıcı, Frangipani henüz genç bir okutman iken 1976 yılında yağmurlu bir günde çamurlara bata çıka, her yeni buluntuyla biraz daha güç kazanarak çıkarmış toprağın altından.

Tarihi an

7 Ekim gününün coşkusu hala taptaze: "Yıkılmış duvarların altından yine başka yıkıntılar çıkıyordu. İlk başta kazının diğer günlerde olduğu gibi "olağan" bir şekilde süreceğini sanmıştık. Oysa bir müddet sonra peş peşe üç kılıç ve son olarak da sapı gümüş işlemeli olanı ve mızrakları bulduk. Olağanüstü işçilik gösteren tam 12 mızrak! "

Frangipani’nin bulduğu kılıçlar Tunç Çağı’nın en eski kanıtlarından biri. "İ.Ö. 3350-3000 yıllarına ait bu kılıçlar, savaşa yönelik geliştirilmiş metalürjinin dünya çapındaki en eski örnekleri. "Anadolu’nun kaderini değiştiren teknolojik bilgiler Kafkasya üzerinden gelmiş" diyor Frangipani.

Ve bu önemli buluntulardan tam 20 yıl sonra bir de kral mezarı bulunuyor Arslantepe’de. Mezarın içinde gömülü olan beş iskelet adeta bir detektiflik araştırması gibi incelendikten sonra mezarın ortasındaki çukurdaki taçlı iskeletin kral olduğu anlaşıldı. Kral, omuzlarının etrafında vazolar ve 65 metal objeyle birlikte gömülmüş.

Diri diri gömülme

Diğer iskeletler genç bir erkeğe, bir genç kıza ve iki küçük kız çocuğuna ait. Bu iskeletler belki de bir kurban geleneği veyahut da yabancı bir kralla birlikte soyunun yok edilmesi çabasını yansıtıyor olabilir. Çünkü analiz raporları iki gencin diri diri gömüldüklerini ve genç kızın ölümünden birkaç gün önce travma ve kanama geçirdiğini göstermekte.

Arslantepe kazılarıyla ortaya çıkarılan buluntular dendroloji, paleobotanik ve arkeozooloji gibi bilim dallarının ortak çabalarıyla aydınlatılmakta. Kuzu ve domuz eti yiyen Arslantepeliler, erkek domuzları fazla büyümeden keserken, dişilerini yavrulamaya bırakıyorlardı. Kim bilir yemekte neşelenmek için şarap bile içmişlerdi. Kazılarda bulunan kültüre alınmış asma kalıntıları İ.Ö.3000 yıllarına ait.

İlk küreselleşme olgusu

Roma’daki sergi kentin kuruluşunu, ilk heykelleri, bin yıllık evreleri, İ.Ö.3000-2700 yılları arasındaki göçleri ve yıkımları teker teker canlandırıyor. Açıklamalar ve krokiler, yerleşmenin daha sonra güç sahibi rahiplerin monopolü "Sancta Sanctorum’a" dönüştüğünü gösteriyor.

Diğer bir vitrinde İ.Ö.3350 ve 3000 yıllarındaki fresklerin yapımında kullanılan taş paletleri ve sarayı güzelleştiren resimlerin reprodüksiyonlarını gören konuklar, Arslantepe höyüğündeki sanatsal gelişmeleri hayranlıklı izliyorlar.

Arslantepe buluntularını değerlendiren Frangipani, dünyadaki ilk küreselleşme olgusunun kapitalizmle değil, dominant ekonomilerin ve politik sınıfların yok edilmesiyle doğduğuna inanıyor.

Elde edilen güçle birlikte daha fazla yayılma ihtiyacı doğuyordu. Kişiyi gösterişli gösteren lüks malların elde edilmesi için kurulan ekonomik ilişkilerle önemli bir ticaret ağı gelişmiş ve böylece IV.bin yılda savunma stratejileriyle elde edilen servet daha fazla zenginliğin kaynağı haline dönüştürülmüştür.

Ne kadar varlıklısın?

Arslantepe buluntuları geçmişteki kopuklukları birleştirmeye yaran yapboz parçaları gibi. Mesela 3-15cm’lik bulleler. Bulleler, mühürlerin kil üzerindeki baskılarıdır.

Arslantepeliler mühürleriyle kentlerini güvence altına alıyorlardı ki bu da dünyadaki ilk saray sistemlerinden biri olsa gerek. İlk başlarda "derebeyleri", sonra rahipler ve en sonunda da rahipler ve "asiller" olmak üzere yedinci bin yıldan itibaren vatandaşların mallarını tıpkı bankerler gibi üçüncü şahısların hesabına onaylayarak güvence altına alıyorlardı. İnsanların ne kadar varlıklı oldukları boyunları asılı mühürlerle anlaşılıyordu. Frangipani’nin ekibi 1979 yılında tüm bunları kanıtlayan dev bir ambar ve altı bin tane bulle bulmuştu. Bullelerin üzerindeki işaretleri çözme çalışmaları yirmi yıldan bu yana devam ediyor.

"Bugüne kadar 2200 bulleyi okuyabildik" diyor arkeolog. Bunlar bölgedeki ticari ilişkiler, takas edilen mallar ve elde edilen kazançlar hakkında bilgiler veriyor.

Frangipani’nin en büyük hayali sarayın tümünü ortaya çıkarmak. Çünkü orada hala çok büyük sürprizlerin gizli olduğuna inanıyor. İki tane de güzel dileği var araştırmacının: Birincisi bölgedeki yaşantıdan, işlerden, zenginlikten ve gıda ürünlerinde sorumlu güç sahiplerinin arşivini bulabilmek.

İkincisi ise İtalya’da gerçekleştirilen muhteşem sergiyi Türkiye’de tekrarlamak. Ne diyelim, umarız Frangipani’nin her iki dilediği de gerçekleşir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!