Robert Squier'ın parasını kim ödedi?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Robert Squier, ABD'nin önde gelen siyasi stratejistlerinden. Uzmanlığı, adayların seçim kampanyalarında izleyecekleri stratejileri belirlemek.

Bu stratejiler, adayın kampanyada hangi temaları izleyeceği, adaya nasıl bir imaj verileceği gibi hususların yanı sıra, rakibin kamuoyuna ne şekilde tanıtılacağı gibi hususları da içeriyor.

Robert Squier, Amerika'da özellikle ‘‘menfi kampanya'' ekolünün öncü isimlerinden biri. Frank Luntz'un 1988 yılında yayınlanan ‘‘Adaylar, Danışmanlar ve Kampanyalar'' başlıklı kitabında sık sık Squier'a atıf yapıldığını görmek şaşırtıcı değil.

Kitapta Squier'ın şu sözleri aktarılıyor:

‘‘Menfi kampanyalara bayılırım. Bir kampanyayı yürütürken size şu imkânı sağlar: Gerçeği alıp, rakibinize bir bıçak gibi saplayabilirsiniz. Müzikli ve hoş fotoğraflı kampanyadan nefret ederim.''

Squier'ın üstlendiği kampanyalarda ödün vermediği iki alan vardır:

‘‘Rakibimizin kendisini tanımlamasına izin vermeden biz onu tanımlarız. İkincisi, aday kendisinin sadece bir aday olduğunu bilmelidir. O, sahne yönetmeni değildir. Ne yapması gerektiğini, neyin onun için en iyisi olduğunu ona biz söyleriz.''

Demokrat Parti'ye yakınlığıyla bilinen Squier, ABD Başkanı Bill Clinton'ın 1996 seçim kampanyasındaki kilit stratejistlerden biriydi.

Clinton'ın danışmanı, 1994-95 yılları arasında tanınmış bir yabancı liderin de stratejistliğini yapmıştır: Tansu Çiller...

Çiller'in gerek 1994 yerel seçimi, gerek 1995 genel seçiminde yürüttüğü kampanyalarda, menfi ekolün ustası Squier'ın izlerini görmek mümkündür.

Squier, 1994 başından 1995 yılı sonuna kadar düzenli olarak Ankara'ya gelmiş ve Başbakanlık Konutu'nda Çiller ile yakın bir çalışma yürütmüştür.

Amerikalı danışman, Ankara'daki mesaisinde Çiller'e ANAP Lideri Mesut Yılmaz karşısında izleyeceği strateji konusunda da akıl hocalığı yapmıştır.

Squier'ın ‘‘iç politika'' üzerinde odaklaşan konumu, Çiller'in mesaisi ‘‘dış politika'' üzerinde ‘‘gözüken'' diğer Amerikalı danışmanı Jay Kriegel'dan farklılık göstermektedir.

Kriegel, Türkiye'nin tanıtımını üstlenerek ABD Adalet Bakanlığı'na ‘‘Türkiye'nin lobicisi'' sıfatıyla kaydolmuştur. ABD Adalet Bakanlığı kayıtlarında Squier'ın ismine ise rastlanmamaktadır.

Çiller'in iç politika alanında bir Amerikalı'nın hizmetlerinden yararlanmasında hukuken eleştirilecek bir husus yoktur. Mesut Yılmaz da 1991 kampanyasında, mesaisinin bedeli ANAP kasasından ödenmek üzere ünlü Fransız stratejist Jacques Seguela'yı kullanmıştı.

Bütün sorun, Çiller'in Squier'a, hizmetleri karşılığı ödediği paranın nereden karşılandığı sorusunda düğümleniyor.

Squier DYP için çalıştığına göre, mantıken paranın DYP kasasından çıkmış olması gerekir. Ancak gazete arşivleri, DYP Genel Muhasipliği'nden kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını gösteriyor.

Bu şıkkın geçerli olmaması, paranın devlet bütçesinden, yani vergi mükelleflerinin cebinden mi çıktığı sorusunu gündeme getiriyor.

Çiller, bugüne dek Squier hakkında kendisine yöneltilen bütün soruları karşılıksız bırakmıştır. Örneğin CHP Milletvekili Fikri Sağlar'ın 18 Kasım 1996 tarihinde verdiği ‘‘Squier'a hangi hizmetleri karşılığında nereden ve ne kadar para ödediniz?'' şeklindeki soru önergesine yanıt verememiştir.

DYP Lideri, uzun bir süredir Türk kamuoyunda belirsizlik yaratan bu soruya herhalde açıklık getirme gereği duyacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları