Resveratrol gençleştiriyor mu

Geçen hafta gazete ve televizyonlarda şarabın gençleştirdiğini düşündüren bir çalışmanın sonuçları yayınlandı.

Sağlığa iyi gelen, şaraptan çok içindeki sihirli bir madde, resveratroldür. Size bugün resveratrolden, doğanın en güçlü antioksidanlarından birini anlatacağım.

Resveratrol doğal antioksidan maddelerin en önemlilerinden biri. Sağlığa iyi geldiği özellikle damar gençliğini desteklediği uzun süredir biliniyor. Resveratrol iyi kolesterol HDL’yi artırıyor, kötü kolesterol LDL’nin damar duvarındaki olumsuz etkilerini azaltıyor. Muhtemelen kanı da biraz inceltiyor. Bazı uzmanlar bu önemli antioksidanın binlerce yıldır aranan gençlik iksiri olabileceğini ileri sürüyor. Boston’da yaşayan ve Harvard Üniversitesinde araştırmalarını sürdüren bir grup bilim insanı on yıl kadar önce resveratrolün meyve sineklerinde yaşam süresini uzattığını gösteren bulgular elde ettiler. Aynı bulgular daha sonra solucanlarda da gözlendi. Bu çalışma grubundan bazı uzmanlar Sirtuis Pharmaceuticals isimli bir firma kurarak resveratrol üzerindeki çalışmalarını sürdürdüler.

Resveratrol ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalardan biri yeni sonuçlandı. Geçen hafta duyurulan bulgular bu çalışmanın sonuçları. Çalışma Amerika’da Wisconsın Üniversitesinde (ABD) yapıldı. Resveratrol verilen farelerin yaşlanmayla ilgili genetik aktivitelerinde bazı değişimler olduğu gözlendi. Araştırma sonuçlarına göre daha önce meyve sinekleri ve solucanlarda elde edilen bulgular muhtemelen doğru olmalıydı. Resveratrol verilen farelerde yaşam süresi uzuyordu. Ama hemen sevinmemek, bu bulguların teyidini beklemek, araştırmaları insanlar üzerinde de sürdürmek gerekiyor.

HANGİ BESİNLERDE VAR

Resveratrol doğada çok yaygın olan bir antioksidan polifenoldür. En yoğun bulunduğu yiyecek siyah üzümün kabuk kısmıdır. Bu madde muhtemelen siyah üzümün dış koşulları örneğin aşırı soğuğa, güneş ve sıcağa, mantar enfeksiyonlarına veya kanser yapıcı diğer faktörlere karşı ürettiği koruyucu bir maddedir. Resveratrolün üzüm çekirdeğinde üzüm asması kök ve sapında da bulunduğu biliniyor. Yüksek yaylalarda, doğal, organik koşullarda, güneşle, soğukla, virüs ve mantarlarla savaşarak büyüyen üzümlerin kabuk, yaprak ve gövdelerinde resveratrol daha çok oluyor.

KANSERE KARŞI DA ÖNERİLİYOR

Resveratrol ile yapılan çalışmalarda bu maddenin sadece damar yaşlanmasını yavaşlatmadığı antiviral antimantar ve antikanser etkilerinin olduğu da anlaşılıyor. Yani eğer kaliteli ve temiz bir üzüm suyu özü-şurubu ile kanser ile mücadelede de önemli avantajlar sağlanabiliyor. Bazı onkologlar kemoterapi, radyoterapi yaptıkları hastalara destek amacıyla üzüm suyu şurubu tavsiye ediyor. Saf üzüm suyu yanında kırmızı şarabın da resveratrolden zengin olduğu biliniyor.

DESTEKLER FAYDALI MI

Resveratrolün belirtilen etkilerinin doğal yoldan besinlerle alındığında kazanılabileceğinin anlaşılması besin desteği üreticilerinin resveratrol içeren ürünleri üretmelerine yol açtı. Kesin onaylanmış bir bilgi olmamakla birlikte resveratrol özlerinin besin destekleriyle alınması halinde aynı etkiyi kazanmak mümkün olabiliyor.

Resveratrol ile ilişkili ilk çalışmaları yapan grubun tavsiyesiyle üretilen resveratrol kapsülleri ve tabletleri Amerika’da piyasaya çoktan sunuldu. Bunların en ünlüsü (Longevinex). Daha birçok ürün var. Ama Amerika’da kullanılan ürünlerin başında bu geliyor. Kasım 2007’de Amerikan Spor Akademisi’nin yıllık toplantısında sunulan bir bildiride onaylayan bulgular yayınlanmıştır. Resveratrol içeren tabletler (Pro-der, tablet ve resveratrol kapsül) ve şuruplar (Enovand) Türkiye’de de bulunabiliyor.

Gebelikte demir ihtiyacı artıyor

Hamilelik kadınların demir ihtiyacını artırıyor. Bunun en önemli nedeni bebeğin demir ihtiyacı içinde olmasıdır. Gebe kadınlarda demir emilimi artar ama bununla yetinmemekte, günde 30 mg civarında demir takviyesi almakta yarar var. Araştırmalar gebelik döneminde demire ek olarak her gün 0,4-1,4 mg folik asit takviyesi alınmasının da uygun olduğunu gösteriyor.

İlaç içmek şakaya gelmez

Doktorunuzun reçetenize yazdığı her ilacın etki ve yan etkilerini, en uygun kullanımının şeklini öğrenmeniz gerekiyor. Bazı ilaçların aç karınla, yemekle birlikte veya tok karınla alınmaları ilacın etkinliğini artıyor veya yan etkilerini azaltıyor. Bazı ilaçlar yiyeceklerle birlikte alındığında etkinlikleri azalıyor. İlaçların mutlaka belirli aralıklarla alınmaları gerekebiliyor. Bir kısım ilaçların sadece gece alınmaları halinde faydalı olabileceği biliniyor. İlaçların alkolle birlikte alınması tavsiye edilmiyor. Eğer bir ilacı sıvı ile birlikte içecekseniz en uygun olanının su olduğu belirtiliyor. İlaçları kendi orijinal kutularında muhafaza etmek, güvenilir ilaç kutularında saklamak, tarihi geçmiş ilaçları tuvalete dökmek, ilaçlardan alınabilecek yararları artıyor, karşılaşılabilecek zararları azaltıyor.

Multipl Skleroz (MS) hastaları

için faydalı ipuçları


Multipl Skleroz teşhisi konduktan sonra nöroloğunuz size hastalığınızla ilgili bilgiler verecektir. Hastalığınızla ilgili açıklamaları daha iyi anlayabilmeniz için aşağıdaki sözcüklerin anlamını bilmeniz son derece faydalı olacaktır.

Atak ne demektir

Atak; hastanın yeni yakınmalarının ortaya çıkması ve yeni nörolojik bulguların gelişmesi olarak tanımlanabilir. Atak denebilmesi için şikayetlerin/bulguların en az 24 saat sürmesi gereklidir.

Ataklarla giden MS: Zaman zaman gelişen kötüleşme ve bunu izleyen tam ya da kısmen düzelmelerle seyreden MS tipi. Hastaların büyük bölümü başlangıçta bu gruptadır.

İkincil ilerleyici MS: Ataklarla giden MS hastalarının bir kısmı hastalığın seyri sırasında ilerleyici forma dönüşürler.

İyi huylu MS: Hastalığın başlangıcından 10-15 yıl sonra, durumunuz iyi ve özürlülüğünüz yoksa bu gruba dahilsiniz demektir.

Birincil ilerleyici MS: Daha az sıklıkta görülen MS formudur. Hastaların yaklaşık %10’luk bir kısmı bu tiptedir. Hastalığın başlangıcından itibaren yakınmalar ve özürlülük giderek ilerleyici özelliktedir.

Anne adayları: Kurşuna dikkat

Kurşun zehirlenmesi gebelerde tehlikelidir. Kurşun, vücutta hemen hemen her sisteme zarar verebilir. Kanda en fazla 10 mikrogram/desilitre bulunması gerekir, ancak gelişmekte olan bir fetusü barındıran anne adaylarında "güvenli" bir seviye yoktur. Dolayısıyla gebelerin her türlü kurşun kaynağından uzak durmaları gerekir. Kurşun, anne karnındaki fetusta gelişmekte olan beyin ve sinir sistemine zarar verir, ayrıca çocuklarda büyüklerden daha etkilidir.

Kurşun kaynağı en çok 1970’li yılların sonunda kullanılmış boyalardır. Çocuklar pencere veya duvardan dökülmekte olan boyaları yememelidirler. Hamile kadınlar ise, kurşun içeren boyaların kullanıldığı eski apartmanlarda tadilat işleri tamamen bitip boyalar süpürüldükten en erken 24 saat sonra içeri girmelidirler, ayrıca besinler kristal kaplarda veya eski çömleklerde bekletilmemelidir.

Sodyum - potasyum: Bu ikiliye dikkat

Yaz aylarında diyet yaparken sürekli başım dönüyor. Tansiyonum mu düşüyor acaba? Yediklerimle ilgili de olabilir mi? Tuzu mu artırmalıyım?

Öncellikli olarak tansiyon takibi yaparak bu durumu bir uzmanla görüşmenizi öneririm. Tansiyon takibi yapmadan bilinçsizce tuzu artırmanız fayda yerine zarar verebilir, dikkat! Bunun yanı sıra yaz aylarında terlemeye bağlı olarak vücutta sodyum potasyum minerallerinin oranlarında değişiklikler meydana gelebilir. Buna bağlı olarak da tansiyonunuz düşebilir. Fiziksel aktivite sonrası bu durum ortaya çıkıyorsa aktivite öncesi 1-2 adet kuru kayısı tüketmek ve spor sonrasında soda ile hazırlanmış bir bardak ayran içmek durumu düzenleyecektir.

Unutmayın, sürekli takip edilen bir tansiyon probleminiz varsa (özellikle yüksek tansiyon) su tüketiminizin azalmamasına dikkat edin ve potasyum ağırlıklı meyveleri (kayısı, muz, çilek, üzüm) ve sebzeleri (domates, koyu yeşil yapraklı sebzeler) tercih edin. Gün içinde dışarıda vakit geçirecek olursanız da ara öğünlerinizi (meyve, yoğurt, kepekli bisküvi gibi) ve suyunuzu tüketmeyi ihmal etmeyin. Kan şekerinizin de öğün atlamaya bağlı olarak düşebileceğini ve bu durumunda baş dönmesine neden olabileceğini hatırlatalım.

Kilo almak isteyenlere tatlı seçenekleri

Kilo almak istiyorsanız aşağıdaki tatlı seçeneklerinden yararlanmanızı tavsiye ederiz. Böylece tatlının sadece şekerli bir tat değil, vitamin, mineral yönünden zengin, size iyi bir enerji kaynağı olmasını, iştahınızı çok zorlamamasını sağlayabilirsiniz.

Yoğurtlu meyve;

1 kase yoğurt içine, 2 tatlı kaşığı doğal şekersiz reçel, 1-2 kuru kayısı ve üzüm

5-6 fındık ve 4 adet ceviz, tarçın

Sütlü incir tatlısı

İçine ceviz yerleştirilmiş incirleri tencereye dizin. 1 bardak su + 1 bardak süt + vanilya + 1 bardak şekeri karıştırın. Suyu çekinceye kadar pişirin. Üzerine tarçın ya da hindistan cevizi ekleyerek tüketin.
Yazarın Tüm Yazıları