Renkler

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Hasta ziyareti

Ben hasta ziyaretinden hiç hoşlanmam. Tercihim hastanın iyileşmesini beklemek, sonra onu ziyaret etmek ve katiyen geçirmiş olduğu hastalık hakkında da konuşmamaktır. Ancak geçen hafta bu ádetimi zorunlu olarak bozdum.

RANA ile o gün sokağa çıktığımızda hemen bir tuhaflık olduğunu hissettik.

Sokak her zamankinden daha bir boş geldi bize...

Açıklamak zor sadece yaşayanın anlayacağı bir şey bu.

İlk önce neyin eksikliğini hissettiğimizi anlayamadık.

Sonra bir anda ikimizin de kafasına dank etti...

Üzerimize, kafamıza sıçramaya çalışan, yüzümüzü yalamak için uğraşan Snoopy yoktu etrafta...

Arkadaşı ise onun yokluğundan mıdır nedir bilmiyorum ama, uzakta bir köşede sesizce duruyordu.

Bizi gördüğünde anında kafamıza çıkmaması mümkün değildi onun da. Bubba'yı ölümden Rana döndürdü. Birkaç saat farkla kurtardı hayatını.

Mahalleye getirdiğinde can çekişiyordu. Altı hafta uğraştık şimdi harika bir şey oldu.

Snoopy sonra geldi, ikisi kardeş oldular. Hep yan yanalar artık.

Snoopy'i göremeyince çok panikledik.

* * *

Vahşet altında yaşadığımız için her an tetikteyiz. Kimseye zararı olmayan, suratlarına baktığınızda gözleri size gülümseyen, sokağa çıktığımızda bizi koruma pozisyonları alarak kendilerine bir havalar filan veren bu iki muhteşem arkadaşa bir şey olacak, başlarına bir şey gelecek diye neredeyse sinir hastası olduk.

Neyse ki bizim mahallede güzel insanlar oturuyor. Onlar da kabul ettiler bu ikiliyi, herkes sahip çıkıyor Snoopy ile Bubba'ya. Öyle ki bir tanesi aşırı beslenmeden şişko bile olmuş durumda.

Panikledik. İsmini bağıra çağıra onu aramaya başladık.

Zehirlemişlerdi belki de kim bilir. Böyle bir şey olursa eğer yemin ediyorum çekip gideceğim bu ülkeden, yemin ediyorum tahammülüm kalmadı artık...

* * *

Yok, yok, yok. Bu arada ben Rana'yı teskin etmeye çalışıyorum ‘‘Çıkar gelir bir yerlerden muhakkak' diyorum. Kendi dediğime ben bile pek inanmıyorum ya neyse işte ne yapayım başka, o panik anında.

O an mahallenin kasabı çıktı kapının önüne.

Baktım suratına gülüyordu. O da çok sever köpekleri, hatta bizimkinin şişmanlamasında büyük katkısı olan kişidir.

‘‘Korkmayın, Filiz Hanım Snoopy'i kısırlaştırılması için derneğe götürdü. Size de haber bıraktı merak etmesinler diye, her şey yolunda’’ dedi.

O an utanmasak ikimiz birbirimize sarılıp bir güzel ağlayacaktık yolun ortasında.

* * *

Hemen bir taksiye atladık.

Ben hasta ziyaretinden hoşlanmam. Tercihim bir arkadaşım hastalandığında onun iyileşmesini beklemek, sonra onu gördüğümde de geçen hastalıkla ilgili fazla konuşmamaktır.

Hayatın kötü yanlarını münkün olduğunca az görmeye çalışıyorum. Bu tabii yenilgilerle dolu bir uğraş çünkü kötü yönler çok, ama olsun gayret ediyorum işte kendimce.

Lafın özeti kendimi kandırıyorum.

Hasta ziyaretini sevmem de bu kez öldürseler gitmem gerekiyordu.

Yıldız Parkı'nın girişindeki ‘‘Çevre ve Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği’’nin kulübesine gittik.

Buranın bizim için özel anısı da var. Çok ama çok sevdiğimiz ama kısa süre içinde de kaybettiğimiz Safinaz'ımızı buradan almıştık. Onu hiç unutmamız mümkün değil. Her sene yılbaşı ağacının başköşesine onun Silvester ile sarılıp uyurken ki resmini asarız.

Kapıdan girerken yüreğim atıyordu pıt pıt. Hemen içerde bizimkini gördük.

Yarasına pansuman yapıyorlardı. Canım, canım benim, koskoca köpek ne kadar da uslu, ne kadar da sevecen öyle mahsun duruyordu.

Genelde bizi görünce zıplar. Narkozun etkisi tam geçmemiş, fazla hareket edemedi ama gözlerinin içi güldü.

Ben elini tuttum. Rana kafasını öpmeye başladı. Bu arada iğne de oldu galiba, hafif canı da yandı ama yine elini filan çekmedi.

Rana öpüyor da öpüyor onu. Diğer kafesteki köpekler de sevgi istemeye başladılar. Bir havlamalar başladı, anlatamam. Bizimki hasta olmasa, özel ilgi gerekmese bırakıp hepsini tek tek seveceğim ama yanından uzaklaşmam mümkün olmadı.

Onu nasıl seviyorum anlatamam. Eve alamıyoruz ne yazık ki, çünkü iki kedimiz var ve birkaç kez eve köpek getirdik, namussuzlar çete oluşturup tavır aldılar.

Onlar olmasa hiç düşünmem ikisini de eve alırım.

Ne sevgi, ne bakışlar onlar. Bunu anlayamayan insanlara acıyorum, gerçekten acıyorum. Bu sevgiyi tadamamak büyük ama gerçekten büyük kayıp.

Sevdik okşadık, iyi olduğuna emin olduk.

Ayrıldık, bir gün sonra alıp evine döndürebileceğimizi söylediler.

Çıkarken az da olsa bağış yaptık bu kahraman insanlara. Bu ülkede kedi köpek için böylesine canla başla, hiçbir çıkar gözetmeden çalışan insanların var olduğunu bilmek harika bir duygu.

Lütfen başka hiçbir şey yapmıyorsanız bile onlara yardımcı olun. Yıldız Parkı'nın girişindeler hemen.

Gidin ve bağış yapın. Ameliyatlar yapılıyor, tedavi ediliyor güzel canlar orada, çok şeye ihtiyaç var.

Gidin ve çıkmadan önce de bir kediyi, bir köpeği kucağınıza alın ve sevin. Lütfen.

Yazarın Tüm Yazıları