Reklam toplumsal değişimin aynasıdır

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Reklamcılar Derneği 'nin Harbiye Askeri Müzesi ve Kültür Sitesi'nde açtığı, '1840-1940 Reklamcılığımızın İlk Yüzyılı' sergisi, reklamın toplumsal değişimin aynası olma niteliğini kanıtlıyor.

Sergiyi gezerken, Reklamcılar Derneği Başkanı Hulki Aktunç, ‘‘Türkiyedeki toplumsal eğilimleri, yaşama biçimlerini, alışkanlıklarımızı saptamak isteyenler mutlaka reklam tarihimizi bilmelidirler’’, diyor.

Bir zamanlar, ben reklam okumam diyenlerimiz çoğunluktaydı. Oysa artık reklamın nasıl hayatın bir parçası olduğunu, hatta hayatımızı belirlediğini, yenilediğini, ona yeni boyutlar kazandırdığını öğrendik.

İhsan Yılmaz'ın bu sergi dolayısıyla hazırladığı 'İlanla 300 yıl önce tanıştık' başlıklı sayfada; (Hürriyet Pazar, 6 Aralık 1998) sergilenen gazete ilanlarını veren araştırmacı Orhan Koloğlu'nun söyledikleri, modern ilan yorumunun çizgilerini taşıyor:

‘‘Gazeteleri tararken, ilan da bir haberdir mantığı ile yaklaştım. Gazetelerin başyazıları gibi ilanların da değişim ve gelişim çizgisini takip ettim.’’

Başyazılardan günün siyasal durumunu öğrenebilirsiniz, bana kalırsa ileriye dönük tahmin yapmada pek yararını göremezsiniz.

Oysa ilan, benim için nesnel kanıttır. Çünkü o günün insanını, toplumun yönsemelerini gösteren belgesel bir yanı var.

*

ŞİMDİ, yeni cafelerin bir bölümünde gazeteler, haftalık dergiler bulunduruluyor.

Sergideki bir kıraathane ilanında, bütün günlük gazetelerin, kitapların, yeni yayınların bulunduğu belirtiliyor. Yeni bir kıraathane işletmecisinin de o kıraathaneye transfer olduğu özellikle yazılmış.

Dünden bugüne okuma açısından tersine yürüyüşümüzün belgesi sayılabilir mi?

Kitap, dergi var diye, bugün bir cafe ilanı acaba kaç kişiyi o mekana çeker?

Hele eğlence ilanları ayrı bir kültürün dününden bize sahneler sunuyor.

Safiye'den Müzeyyen'e kadar çeşitli solistlerin söylediği gazinoların adları sıralanmış.

Hanendelerle birlikte sazendelerin de adları veriliyor.

Zamanın ünlü bestecisi ve icracısı Aleko Efendi'nin (Bacanos) adının altında, ‘‘kardeşi piyanist, udi Yorgi Efendi de (Bacanos) gazinomuzda’’ deniliyor.

Hele güzellik kremlerinin ilanlarının inandırıcı olması için gösterilen çaba bugün bize gülünç gelebilir.

Paris'te kremi kullanan bayanın adı ve adresi bile veriliyor.

Onun yararı konusunda, şüpheye düşrseniz, bir zahmet, Paris'e gidip canlı örneğini görebilirsiniz.

‘‘Sinirli hanımların nazarı dikkatine’’ ilanına gelince. Duş altında oturan bir hanım ve altında da sinirinden kurtulması için bir doktor tavsiyesi.

Hiç kuşkusuz, savaşlarda kaybolan yakınlarını arayanların ilanları, tarajik geçmişimizin en can yakıcı belgeleri.

Reklamların hayatımızdaki yerini, toplumun değişim ve gelişim çizgisini nasıl ortaya koyduklarını, Hürriyet'in ellinci yılı dolayısıyla hazırlanan ‘‘Amiral Gemisi'nin Seyir Defteri’’ni okuduktan sonra öğrendiğimi itiraf etmeliyim.

Çünkü orada, başkalarının yaşamını değil, kendimi buldum. Bu benim için en önemli kanıttı.

*

TARİH, çoğunlukla bize bugünü değerlendirmemizde yardımcı oluyor.

Özellikle reklamların dili çok şey söylüyor.



Yazarın Tüm Yazıları