Refah'ın belediye balonu da patladı

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

1987 yılının Mart ayında İstanbul'a yağan kar, Dalan efsanesine büyük darbe indirmişti.

1997 Temmuz'unda yağan yağmur ise Recep Tayyip Erdoğan balonunu patlattı.

Bugün İstanbul'da belediye hizmetleri sıfıra yakındır.

Refah kafasının yönetimde olduğu bütün illerde de durum İstanbul'dan farklı değildir.

Refah'ın iktidar balonu gibi, belediyeler balonu da patladı.

Bu konuya daha sonra değineceğiz. Şimdi Dalan dönemine dönelim.

Doğrusu Bedrettin Dalan'ı Recep Tayyip ile kıyaslamak haksızlık olur.

Çünkü, ikisi arasında her yönden dağlar kadar fark vardır.

Aslında Dalan başarılı bir belediye başkanıydı. İstanbul'un mozaiğinde de çok çarpıcı değişiklikler yapmayı başarmış bir insandı.

Bu yüzden de ismi efsaneleşmişti.

Ama keşke o 1987 Mart ayı yaşanmasaydı.

O yıl yağan korkunç kar, kentin üzerine öyle bir çökmüştü ki, bütün yaşam felç olmuştu.

Ama Dalan bir efsaneydi ve halk onun belediye başkanı olduğu kentin kara teslim olabileceğini kabul edemiyordu.

Ne yazık ki, İstanbul o kara teslim oldu ve ölü bir kent haline geldi.

İşte Dalan efsanesi, 1987'nin o uğursuz mart ayında bu şansızlık nedeniyle depreme uğramıştı.

* * *

Gelelim bugüne...

Recep Tayyip Erdoğan'ın belediyesi kapalı bir kutu.

Medya, belediye çalışmaları hakında bilgi edinemiyor, bu yüzden de Erdoğan'la ilgili haberler gazetelerde ve televizyonlarda çok az yer alıyor.

Ancak bu durum Erdoğan için bir avantaj oluyor, çünkü Refah örgütü Belediye Başkanı'nın sözlü propagandasını mükemmel yapıyor.

Ayrıca bu yolla İstanbul Belediyesi'nin yanlış uygulamaları da dillenmemiş oluyor.

İstanbullular, belediye ile ilgili olumsuz haberler görmeyince, işlerin iyi gittiğini sanıyorlar.

Ama aslında işler hiç de iyi gitmiyor.

İstanbul kaçak inşaatlar tarafından bir ahtapot gibi sarılıyor, nefes alamaz hale geliyor.

Belediye bazı baraj havzalarında göstermelik yıkımların dışında kaçak inşaatları engellemek şöyle dursun destekliyor.

Bu inşaatlardan Refah Partisi'nin denetimindeki vakıflar aracılığıyla trilyonlarca lira toplandığı biliniyor.

Para toplama olayını Recep Tayyip de inkâr etmiyor, bunları belediyeye bağış olarak aldıklarını söylüyor.

Ama bu paraların nerelere, nasıl harcandığı bir sır olarak kalıyor.

* * *

Sonra belediyenin yaptırdığı işlerle ilgili ihaleler Refah'a yakın şirketlere veriliyor.

Üstelik bu şirketlerin çoğunun adı bile duyulmamış. İhalesini aldıkları konularda uzmanlıklarının olmadığı da biliniyor.

Kendini kanıtlamamış bu şirketlerin aldığı işlerde meydana gelen aksaklıklar belediyenin kalın duvarlarından pek dışarı sızmıyor.

Yani kol kırılıyor, yen içinde kalıyor.

Ama olan milletin parasına oluyor.

Sonuçta İstanbul köstebek yuvasına dönüyor, yollar, caddeler delik deşik hale geliyor.

Birçok semte girip çıkmak işkenceye dönüyor, kentin en güzel semtleri toz toprak içinde kalıyor.

Erdoğan'ın bağlı olduğu partinin kafa yapısının, İstanbul gibi bir dünya kentini yönetemeyeceği son yağmur felaketinde bir kez daha anlaşılıyor.

Ve halkın öfkesi Recep Tayyip Erdoğan'ın suratına Alibeyköy'de patlıyor.

Afralı tafralı başkan, körü körüne bağlı olduğu ideolojinin faturasını ödemek zorunda kalıyor.

Refah'lı belediyelere duyulan bu öfke giderek büyüyecek. Onlar da daha ağır faturalar ödemek zorunda kalacaklar.

Yazarın Tüm Yazıları