Refah, kütüphaneye imam tayin etmiş

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Kültür Bakanı İstemihan Talay, Cumhurbaşkanı Demirel ile Macaristan'a gitti. Onarımı tamamlanan Gülbaba Türbesi'ni ziyarete açtılar:

‘‘Sevgiye ve güzelliğe dayanan Türk kültürünü Horasan diyarından Anadolu ve Rumeli'ye taşıyan öncülerden biri de Gülbaba'dır.''

Talay, gitmeden önceki sohbetimizde bunu söyledi ve devam etti:

‘‘Genel Başkanımız da (Ecevit) bu kültüre çok değer veriyor. Anadolu Bektaşi-Alevi kültürünün kurucusu olan Hacı Bektaş Veli'yi anma törenlerine çok duyarlı oldu. Törenler için büyük katkılar yaptık. Kültür Bakanlığı olarak bu kültürün, geleneğin ve folklörün günümüze en görkemli şekilde yansıması için bir araştırma enstitüsü kuracağız.''

Bunu Ecevit de söylemişti. Böylece, Hacı Bektaşi Veli'nin yılda üç gün değil 365 gün yaşatılacağını vurgulamıştı. Talay, Hacıbektaş İlçesi'ne 30 kadro açmış. Sürekli görev yapan ve kesintisiz çalışan bir sema ekibi kuruluyor. Bir başka soruyla konuyu değiştirdim:

‘‘Refahyol döneminde bakanlıkta garip işler oluyordu. Operayı, baleyi öcü gibi gösteriyorlardı. İşler yeniden rayına oturdu mu?''

Sakin tabiatlı Talay'ın yüz hatları geriliverdi:

‘‘Bam teline bastın. Önce kadro tahribatını kaldırdık. Hiç uzmanlık alanı olmadığı halde sırf siyasal ve ideolojik amaçlarla belli görevlere getirilenleri oralardan aldık. Yerlerine bu işi yapabilecek, nitelikli kadroların getirilmesi sürecini başlattık. Kültür Bakanlığı artık normal fonksiyonlarını yapar duruma geldi, güzellikler öcü olmaktan çıktı.''

KÜTÜPHANEYE İMAM

Anlattıkça şaşırdım.

Bazı imamlar kütüphane, sıradan adamlar kültür müdürü yapılmış:

‘‘Kriter olarak bir partiye yakınlık ve onlarla ideolojik bağ ön planda tutulmuş. Bunu önledik. Yavaş yavaş kadroları arındırdık. Yerlerine işi bilen, mesleğinde uzman kişileri müze ve kütüphane müdürü yaptık.''

Kâbus gibi bir dönemden geçtik. Hâlâ da normale dönmüş değiliz. O zaman sanat ve kültür üreten çevrelerle bakanlık arasındaki ilişkiler de tümüyle kopmuştu. Kültür politikaları çok dar bir çerçeveye itilmişti:

‘‘Türkiye'nin laiklik temeline oturan; demokrat, çağdaş bir yapı içinde olması gereken kültür birikimi ve faaliyetleri tamamen ihmal edilmişti. Biz şimdi bunları tekrar bakanlıkla kaynaştırıyoruz. Sinema, bale, opera gibi konularda da engellenmiş veyahut durmuş faaliyetleri yürür hale getirdik.''

BODRUM MÜZESİ

Talay, yurtdışına yeniden bale ve diğer sanat kurumlarını gönderdiklerini, çok yakında Mısır'a böyle bir ekibin gideceğini, Yunanistan'la da karşılıklı tiyatro faaliyetlerine başlanacağını belirtti. Topkapı Müzesi'ni perişan halde bulduğunu anlatan Talay, yakında onarıma geçileceğini, dünya harikası Nemrut'a sahip çıkıldığını, Patara yağmasına son verildiğini ve bu antik kentin korumaya alındığını hatırlattıktan sonra bir müjde daha verdi:

‘‘Bodrum Kalesi'nde çağdışı yaklaşımı durdurmuştum. 10 Eylül'de çağdaş Bodrum Müzesi'ni Cumhurbaşkanımız'ın katılımı ile hizmete açacağız.''

Biraz sustu. Sözcüklerin üstüne basarak sohbeti noktaladı:

‘‘Övmek için söylemiyorum, çok samimiyim; Sayın Ecevit, bize öyle güzel yol gösteriyor ki, tarihi kültürümüzü çağa taşımak hiç de zor olmuyor.''

Yazarın Tüm Yazıları