Reel sektöre destek oranına bakalım mı!

CNN Türk'te BDDK Başkanı Engin Akçakoca'yı izledim. İzlemez olaydım.

Çünkü Akçakoca'nın tutarsız, o anı kurtarmaya çalışan ve işi bilenlerin doğruları içermediğini hemen anladığı konuşmaları, bana hiç ama hiç güven vermedi.

Akçakoca diyor ki: ‘‘Sermaye yeterlilik rasyosu sıfıra inmiş bankalara o dönemde el koymak zorundaydık.’’

Peki o dönemde bu oranı eksilere düşmüş bir bankaya niye el koymadınız?

Neden ve kimden korktunuz ya da emir aldınız?

Ve bugün niye benim kesemden bu bankayı ve benzerlerini kurtarıyorsunuz!

Bütün olumsuz göstergelere, en batık bankadan daha batık olmasına rağmen el koymadığınız bankayı bugün kurtarmaya çalışmanızın nedeni ne Engin Akçakoca.

CNN'de ‘‘boş laflarınızı’’ dinledim.

‘‘Reel sektöre destek veren, sanayii ayakta tutan bankaları kurtarmamız lazım’’ dediniz.

Bir halk bu kadar mı aptal yerine koyulur!

Siz bankacılar müthiş zeki ve uyanıksınız, biz şapşalız değil mi Engin Akçakoca.

Yooo, hiç değiliz.

Bankacı değilim, namusluyum, şerefliyim ve ‘‘hırsız bankacılardan’’ daha zekiyim.

Bırakın bu boş lafları da, hakikaten bankacı iseniz, rakamlardan konuşalım.

Piyasa payı oranını IMF'yle birlikte kararlaştırılan oran olan yüzde ikiden yüzde bire neden çektiniz, onu bir açıklayın.

Bu çekmeyle kapsama dahil olan bankalar hangileri?

Bu bankalardan hangisi kurtarılmaya muhtaç?

Bu banka ne zamandan beri bu durumda?

Tüm bunları detaylı bir biçimde inceleyelim. .

Bu bankaya aslında 1 yıl önce el koymanız gerekiyordu ama bugün kurtarıyorsunuz değil mi? Önce bu bir ortaya çıksın.

Sonra biraz daha bakalım.

‘‘Reel sektöre destek verdiğini’’ iddia ettiğiniz o banka hangi reel sektöre destek vermiş. Görelim bakalım, hangi firmalar bu bankadan kredi kullanmış! Bunlar bir ortaya çıksın Engin Bey.

Şimdi bu sorular size ‘‘garip’’ gelebilir.

Ama ya şimdi yanıtlayacaksınız, ya da bir gün bir ‘‘hákim’’in karşısında.

Tercih sizin Engin Bey!

Unutmayın, kendini ‘‘kral’’ zanneden kimler, şimdi ‘‘hákim’’ karşısında.

BDDK, Meclis'i bu kez adam yerine koyacak mı?


CNN'de Engin Akçakoca'yı izlerken, bir hayli de güldüm.

Engin Bey iki lafından birine ‘‘Yüce Meclis’’ diye başlıyor, ‘‘Saygıdeğer parlamenterler’’ diye bitiriyordu.

Oysa çok değil, birkaç ay önce aynı Engin Akçakoca bugün ‘‘saygıdeğer’’ bulduğu milletvekillerinin sorduğu bir soruya, ‘‘Bu konu Bankacılık Yasası gereği sizi aşar, yanıt vermemiz mümkün değil’’ diyordu.

Ben de o zaman Akçakoca'nın bu ‘‘terbiye sınırlarını zorlayan’’ Meclis'i adam yerine koymama havası içeren yanıtını bu köşeye almıştım.

Nereden nereye!

O gün Meclis'e ‘‘Siz bankacılıktan anlamazsınız’’ yanıtı veren kişi, şimdi ‘‘sevdiği bankaları’’ bizim paramızla kurtarmak için her lafa ‘‘Yüce Meclis’’ diye başlıyor.

Bakalım ‘‘Yüce Meclis’’ bu ‘‘çıkar saygısını’’ yutacak mı?

Derviş Cavallo değil


BİLMİŞ geçinen ‘‘cühela ordusu’’ hálá, Arjantin'i batma noktasına getirip araziye uyan Cavallo için Derviş'e gönderme yaparak ‘‘ithal bakan’’ yakıştırması yapıyor.

Oysa burada yazdım, bir kez daha yazıyorum.

Cavallo ithal değildi.

Cavallo, Menem'in devlet başkanlığı döneminde ekonomiden sorumluydu.

İktidar değişince, Cavallo gitti.

ABD'de olduğu bir sırada şartlar zorlaşınca geri çağrıldı ve muhalefette olmasına rağmen ekonominin başına geçirildi.

Cavallo ile Derviş arasında bir benzerlik yok anlayacağınız.

Bu arada bazı işadamı ve ekonomistlerimiz ‘‘Bu Derviş işi bilmiyor’’ diyorlarmış.

Hatırlayın bakalım Derviş bu ülkeye biz memleketi batırdıktan sonra mı geldi, önce mi?

‘‘İşi bilmeyen’’ sizce kim?

Soruşturma istedim, yalanlama değil


DIŞİŞLERİ Sözcüsü Sayın Hüseyin Diriöz, Hartum Büyükelçiliğimiz'deki kaza ile ilgili bana ulaşan dedikoduların ciddi olmadığını, kazanın resmi bir davet sonrası meydana geldiğini bildirdi.

Doğrusu bu yanıtı bekliyordum.

Çünkü zaten olayın resmi görüntüsü bu. Raporlar, bilgiler bu yönde.

Ben sadece ‘‘Bir dedikodu var, Dışişleri Bakanlığı araştırsın’’ dedim.

‘‘Bana resmi raporları bir daha okuyun’’ demedim ki!

Böyle durumları aydınlatmak soruşturma ve inceleme ile olur.

Fatih Altaylı'ya ‘‘yalanlama’’ göndermekle olmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Kendi gazetemdeki haberi başka gazetedeki haberle karıştırıp, kendi gazeteme haksızlık etmediğim zaman.
Yazarın Tüm Yazıları