Proje de ne proje!

Kitap bu kesimin lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanları tarafından yazılmış. Belli ki yenilikçi(?)lerin ülke sorunları hakkında ortak dil kullanmalarını sağlamak için buna gerek görülmüş.

Buraya kadar diyecek bir şey yok. Çünkü her siyasi hareketin böyle ortak çizgileri belirlemesi gerekir.

Ancak belirlenen çizgiler acaba iddia edildiği gibi ortaya bir ‘‘Türkiye Projesi’’ koyuyor mu koymuyor mu? İlk soru budur.

İkincisi... Diyelim ki bu bir ‘‘Türkiye Projesi’’dir. O zaman ‘‘Bu proje ne getiriyor?’’ sorusunu yanıtlamak gerekir. Belki ondan da önemlisi neleri söylemiyor sorusuna verilecek yanıttır.

Baştan belirtelim ki:

Din ve molla devletine karşıyız.

Erbakan İslam'ı karikatürize etti.

Şartlar şeriata elverişli değil.

Kürt etnisitesinin varlığını tanıyoruz.

Ordu demokrasi ile çelişir diyerek bir Türkiye projesi çizilmez. Bunun ekonomik politikaları nerde, kültür politikaları nerde, eğitim politikaları nerde... diye başlarsanız eksiğin ne kadar büyük olduğu hemen ortaya çıkar.

Üç beş kalem konuda söylenen ve çok muhtemelen ne kadar sakıncalı olduğu düşünülmemiş laflarla Türkiye projesi yapılabilseydi, bu ülkeyi yönetmek çocuk oyuncağı bir iş olurdu.

Ne kadar sakıncalı olduğu düşünülmemiş söze örnek verelim:

Recep Tayyip Erdoğan'ın takımına göre ‘‘eğitimin içeriği, çok etnisiteli, farklılıklar içeren bir toplum dikkate alınarak değiştirilmeli’’imiş. Bunlara göre ‘‘Üniter devlete evet, üniter topluma hayır’’mış. ‘‘Devlet bir olur ama halk bir olmaz’’mış. Bir de ‘‘Otantik Kürt varlığını kabul ediyorlar’’mış.

Biri sorsa, ‘‘Sizin kabul ettiğiniz otantik Kürt varlığı bir bütünü mü ifade ediyor, yoksa bireysel bir kök bağını mı?’’ diye, acaba ne yanıt verecekler.

Eğer bireysel bağ ise eğitimde etnisiteyi nereye oturtacaksınız? Eğer bütünsellik söz konusu ise Kürtler azınlıktır tezine nasıl karşı çıkacaksınız. Eğer ona karşı çıkmazsanız Türkiye'deki 26 etnik gruba ne diyeceksiniz? Onlar için de etnisite temeline dayalı eğitimi nasıl uygulayacaksınız. Bunları yaparsanız Türkiye'yi kaça parçalayacağınızı hiç düşündünüz mü?

Erdoğan ve arkadaşları ‘‘yenilikçi’’ olmakla ‘‘zıpırlık etme’’ arasındaki farkı görmeliler. Politika yapacaklarsa söyledikleri sözün sorumluluğunu üstlenmeliler.