Programdaki üç kelime

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'le, Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, bu salı veya çarşamba günü ortak bir basın toplantısı düzenliyorlar.

Daha önce böyle bir şey oldu mu net hatırlayamıyorum ama, ekonominin para ve bütçeden sorumlu bakanlarının birlikte gazetecilerin önüne çıkması, pek rastlanan bir olay değildir.

FİKİR YILMAZ'IN

Bu fikir, son Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Mesut Yılmaz'dan gelmiş.

Yılmaz, ‘‘Ben çıkışta memurlara verilen zamlarla ilgili genel bir açıklama yaparım. Ama siz birlikte bir basın toplantısı yapıp, basının sorularına cevap verin'' demiş.

Başbakan Yılmaz, koalisyondaki ilişkileri çok dikkatli ve dengeli götürüyor.

Hem bakanlarına, hem de iki yardımcısına karşı son derece hassas.

Üç tarafın da dikkatli davranması nedeniyle, bazı sorunlar kolayca aşılıyor.

Bunun en güzel örneği son Bakanlar Kurulu toplantısında yaşandı.

PSİKOLOJİK MANAGEMENT

Toplantının en önemli konularından biri olağanüstü hal'in uzatılmasıydı. Başbakan Yardımcısı Ecevit, şöyle bir formül önerdi:

‘‘Biz şimdiye kadar hep olağanüstü hal uygulamasına karşı çıktık. Hiç olmazsa Van'da kaldırılamaz mı?''

Ecevit'e bunun zorlukları anlatıldı, makul gerekçeler ileri sürülünce o da ısrarından vazgeçti.

Kısaca Yılmaz, koalisyonun ‘psikolojik management'ını şimdilik iyi götürüyor.

Gelelim ikili basın toplantısına.

Bu toplantıda, Güneş Taner ekonominin koordinasyonundan, Zekeriya Temizel de bütçenin performansından söz edecek.

İki bakanın önünde Erbakan'ın bıraktığı ‘hayali denk bütçe' ile ilgili çarpıcı rakamlar var.

A TAKIMI

Hayal gerçeğe çevrilince, ortaya çıkan rakamlar pek iç açıcı değil.

Bütçenin 800 trilyon civarında bir açığı var. Bunun yanında 200 trilyon lira civarında da bekleyen ödeme bulunuyor.

Türkiye'nin önümüzdeki günlerinin ekonomik performansı, işte bu tablo üzerine monte edilmeye çalışılacak.

Özet...

Durum parlak değil, ama imkânsız da değil.

Bu ekonomik kadro gerçek anlamda bir ‘A Takımı'dır. Güneş Taner, rahmetli Özal'ın yanında yetişmiş, ekonominin kurallarını bizzat pratiğinde çalışarak uygulamış bir siyasetçi.

Ekonomik kararların arkasına gerekli siyasi iradeyi koyabilecek bir gücü var.

Aynı zamanda cesur ve atak.

ÖZELLEŞTİRME

Zekeriya Temizel ise Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi ve dürüst maliyecilerden biri.

Yıllarca ülkenin gelir ve gider hesapları üzerinde çalışmış bir insan.

Onun özelliği ise becerisi yanında temkinli de oluşu.

Tabii bu ikiliye Işın Çelebi gibi üçüncü ayağı eklemek gerekiyor.

Çelebi de ekonomik bilgilerini yıllarca pratikte hayata geçirmiş bir siyasetçi.

Özet...

Şu anda ekonominin yönetimi gerçek anlamda bir A Takımı'nın elindedir. Bu üçlüye fazla bir siyasi müdahale olmazsa, hayali denk bütçe tahribatı kısa sürede giderilebilir.

Benim kafamda en fazla soru işareti ile beklediğim konu özelleştirme. Bu noktada hükümetin özellikle DSP kanadının tutumunu merakla bekliyorum. Bu konuda endişemi bir ölçüde giderecek bazı işaretler var.

Son Bakanlar Kurulu toplantısında hükümet programı üzerinde çalışma bittikten sonra, Güneş Taner, Ecevit ve DSP'li bakanlar ortak bir çalışma yapmışlar.

Burada özelleştirme ile ilgili bölüme şöyle güzel bir cümle girmiş:

‘‘Türk ekonomisinin yeniden yapılanmasında hayati bir öneme sahip olan özelleştirmeler hızlandırılacaktır.''

Hükümet ortakları özelleştirmeyi ‘‘hayati öneme sahip'' olarak kabul ediyorlar.

Yani, hareket noktası sağlam.

Ancak bu konuda DSP'nin kolay bir ortak olmadığı da gerçek.

İşte bu yüzden, hükümet içinde ikna yollarının mutlaka açık tutulması gerekiyor.

Tabii bunda en önemli görev de Başbakan Mesut Yılmaz'a düşüyor.

UMUT VERİCİ

Hükümeti kurma görevini aldığı günden bu yana Yılmaz'ın performansı gayet iyi.

Kendi rolünü siyasi ve temel düzeyde bırakıp, teknik bakanlarını ön plana çıkaran politikası da doğru.

Bütün bu açılardan baktığımızda Yılmaz'ı yepyeni bir başbakanlık konumunda görüyoruz.

Bu da umut verici bir başlangıç.



Yazarın Tüm Yazıları