Prof. Dr. İoanna Kuçuradi: 'Düşünceye düşünceyle karşı çıkılır, cezayla değil'

Güncelleme Tarihi:

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi: Düşünceye düşünceyle karşı çıkılır, cezayla değil
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2016 13:00

Dünyada felsefenin en önemli otoritelerinden biri... İnsan hakları konusunda Türkiye’de çok önemli çalışmalara imza atmış bir uzman... Öğrencilerinin hep minnetle andıkları idol öğretmen... Bu yıl ‘Felsefe ve İnsan’ temasından hareket eden TÜYAP Kitap Fuarı’nın onur yazarı... Felsefeci Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’yle bugünün meselelerini konuştuk.

Haberin Devamı

İnsan hakları üzerine bu ülkede en kapsamlı çalışan kişi sizsiniz. Bugünü değerlendirdiğinizde bu çalışmalara başladığınız zamandan daha ileri görür müsünüz Türkiye’yi?

- Bir ilerleme olduğuna şüphe yok. Ama hep zikzaklar çiziyoruz. 90’lı yıllarda kurulan hükümetlerin çoğunda insan haklarından sorumlu bir devlet bakanı vardı ve bu bakan başka bir konuya ‘bakmıyordu’. Farklı partilerden, insan haklarından sorumlu devlet bakanlarıyla uzun süre ideal bir şekilde çalıştık.

Sonra koşullar değişti mi?

- Evet, insan hakları, bir başka bakana, kendi bakanlık konularına ek olarak devredildi. Yalnızca insan hakları konularına bakan ve insan haklarını bilen bir bakanın görevlendirilmesine ihtiyaç var. Okurlarınız bu ifadeye belki gülebilir ama önemli değil.

Haberin Devamı

HÂKİMLERİN İŞİ MENFAAT KORUMAK DEĞİL

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi: Düşünceye düşünceyle karşı çıkılır, cezayla değil

Bizim bu konuda eğitim sıkıntımız var sanırım.

- Her insanın sistematik ve belirli bir süreye yayılan bir insan hakları eğitimi görmesi lazım. Özellikle de kamu görevlilerinin... Bunun için 1995’te, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan bir protokol ile, ortaöğretime insan hakları eğitimi getirildi, ama 10 yıl sonra, insan hakları dersi sessiz sedasız programdan çıkarıldı. Şimdi yeniden getirilmeye çalışılıyor. Üniversitelerimizde de insan hakları eğitimi arttı.

Nitelikli bir eğitim mi bu?

- “Bu eğitimi ne şekilde yapıyoruz” diye sormak lazım. Eğer bu eğitim, eğitim göreni “Ben insanım, ben insan hakları ihlali yapmam” demesini sağlayabilecek biçimde yapılmıyorsa, pratikte fazla işe yaramaz.

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi: Düşünceye düşünceyle karşı çıkılır, cezayla değil

Siz bu konularda neyi başarıp neyi başaramadığınızı nasıl değerlendirirsiniz?

- İnsanların insan haklarını koruyup korumadığını veya koruyamadığını görmek için onları işbaşında görmek gerekir. Ama ben öğrencilerimi işbaşında pek göremiyorum. Ancak rastlantısal aldığım bazı bilgilerden, Hacettepe’de, Maltepe’de yaptığımız eğitimin boşa gitmediği sonucu çıkıyor. İstediğim kadar olmuyorsa da, bir şeyler oluyor.

Haberin Devamı

Aylardır bir duruşmaya bile çıkmadan hapis tutulan yazarlar, aydınlar var. Gözaltına alınan milletvekilleri... Nereye gidiyoruz?

- Bir yazar, getirdiği düşüncelerden dolayı hapiste olmamalı. Bir düşünceye başka bir düşünceyle, bilgiyle ve temellendirerek karşı çıkmak gerekir, cezayla değil. Sovyetler Birliği’nin sıkı döneminde Zaharov’a yapılan muameleyi unutmadık. Bir hâkim, düşünce özgürlüğü ile insan haklarına aykırı taleplerin propagandasını ayırt edebilecek donanımda olmalı. Hukuk ise bunların karıştırılmasını önleyecek şekilde oluşturulmalı.

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi: Düşünceye düşünceyle karşı çıkılır, cezayla değil

Karıştırılıyor mu?

- Hukuk belirli bir durumda haksızlığa yol açabilir; çünkü yasa koyucunun hukuk oluştururken, ortaya çıkabilecek her durumu göz önüne alması imkânsızdır. O zaman o yasa değiştirilmeli. “Hak, hukukla korunan menfaattir” anlayışından da kurtulmak gerekiyor. İnsan haklarına aykırı muameleler adaletsizliğe yol açıyor. Hâkimlerin işi, menfaat korumak değil, kamuoyunu tatmin etmek de değil, adaletsizliği önlemek. Önlenememiş olduğu yerde ise, olabildiği kadar telafi etmek.

Haberin Devamı

Hukuk sisteminin mağduriyet yarattığı eleştirisi var...

- Bir insan, insan haklarıyla ilgili bir konuda ‘mağdur’ olduysa, bunun bir telafisi olmaz. O hak, onu koruması beklenen kimseler tarafından korunamamış, demektir. Yönetilenler olarak, yönetenler olarak, bir an durup kendimize bakmamız –söylediklerimize, yaptıklarımıza ve bunların arka planına değer bilgisiyle bakmamız– yararlı olabilir.

BEN UMUTLARIMI HÂLÂ YİTİRMEDİM

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi: Düşünceye düşünceyle karşı çıkılır, cezayla değil

Üzerinde çok çalıştığınız bir başka konu olan idam yine gündemde. Ne dersiniz?

- Ölüm cezası, yaşama hakkını hukukla ihlal etmektir. Yalnız kişiler değil, devletler de insan hakları ihlalleri yapıyor. Ama insansal bir kurum olarak hukuk, hak korumak içindir. İntikam almak için değil. ‘Göze göz, dişe diş’i kaldırmak için, ‘dağ kanunu’nun son bulması içindir.

Haberin Devamı

“Ölüm cezası, hukuku intikam aracına dönüştürüyor” diyorsunuz. Nasıl yapıyor bunu?

- Ölüm cezası, cinayet işleyenlere veriliyor en çok. Böylece bu ceza, karşı çıktığımız bir şeyi kendimizin yapması oluyor. Cezalandırmak intikam almak değildir. Bir insan yapmaması gereken bir şeyi yaptığı için ceza görmeli. Ama bu ceza onun temel haklarını yok etmemeli. Neden? Çünkü “Ben insanım” diyen kimse, başkasını öldürmez ve öldürülmesini istemez. Şüphesiz, bazı pragmatik gerekçeler de var; bunlardan başka.

Nedir onlar?

- Suçsuzu infaz etmek gibi... Geri dönülmez hukuk hataları gibi.

Takiyettin Mengüşoğlu, Hilmi Ziya Ülken gibi hocalarınız üniversiteden uzaklaştırılınca, genç bir akademisyen olarak ‘Kişi’ isimli bir bildiri kaleme alıp “Don Kişot’ça da olsa bir şeyler yapabilmek gerekir” dediniz. Nedir ‘Don Kişot’ça’ bir şey yapmak; bugün bu gerekiyor mu?

Haberin Devamı

- Don Kişot’ça bir şey yapmak, bütün umutların bittiği yerde söz konusudur. Ben umutlarımı hâlâ yitirmedim.

KİMDİR?

Prof. Dr. İoanna Kuçuradi: Düşünceye düşünceyle karşı çıkılır, cezayla değil

1936’da, İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. 1965-1968’te Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde görev yaptı. 1968’de Hacettepe Üniversitesi’ne geçti. 2006’da Maltepe Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde görev yapmaya başlayan İoanna Kuçuradi, bu üniversitenin İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin müdürlüğünü de yürütmektedir. Türkiye Felsefe Kurumu’nun 1979’dan beri başkanlığını yapan akademisyen, aynı zamanda Paris’teki Uluslararası Felsefe Enstitüsü’nün, Asya-Afrika Felsefe Birliği’nin de başkanı (Uluslararası Felsefe Kuruluşları Federasyonu ve Güneydoğu Avrupa Felsefe Birliği’nin de onursal başkanı). Madrid’de kurulan Ölüm Cezasına Karşı Uluslararası Komisyon’da da aktif olarak görev yapıyor.

Her türlü ayrımcılıkla uğraşmalı

6-7 Eylül olaylarını yaşadınız; hiç “Yine olabilir” dediğiniz bir an oldu mu? Bugün böyle bir tehlikeye yakın mıyız?
- “Yine olabilir” diye düşünmedim. Genel olarak birçok yapılmaması gereken şey yapılıyor. Her türlü ayrımcılıkla ve ayrımcılığın her cephesiyle, dille yapılan ayrımcılıkla da bu arada, uğraşmak gerekir.

TÜYAP’taki Kuçuradi etkinlikleri:

Panel: İoanna Kuçuradi, Gürsel Korat, Atilla Erdemli, Yazgülü Aldoğan (yöneten), bugün 16.30-17.30 arasında, Heybeliada Salonu’nda.
Belgesel gösterimi: ‘Başkaldırıdan Felsefeye: İoanna Kuçuradi’, 15 ve 18 Kasım’da, 18.05-19.00 arasında, Karadeniz Salonu’nda.
Söyleşi: ‘İnatla ve Umutla İnsan ve Değerleri Peşinde İoanna Kuçuradi’, İoanna Kuçuradi ve araştırmacı yazar Faruk Şüyün, yarın 14.30-15.30, Kınalıada Salonu’nda.

BAKMADAN GEÇME!