Prof. Dr. Hasan Ünal: "Artık Ruslarla Türklerin arasını bozabilecek tek konu Suriye olur"

Güncelleme Tarihi:

Prof. Dr. Hasan Ünal: Artık Ruslarla Türklerin arasını bozabilecek tek konu Suriye olur
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2016 10:57

Prof. Dr. Hasan Ünal: "Artık Ruslarla Türklerin arasını bozabilecek tek konu Suriye olur"

Haberin Devamı

İSTANBUL (DHA) - RUS Büyükelçi Andrey Karlov'un uğradığı suikast sonrası yaşanan gelişmeleri değerlendiren Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Ünal, "Artık gördük ki Türkiye ve Rusya'nın arasını ancak Türkiye'nin yanlış Suriye politikaları bozabilir" dedi. Türkiye'nin Suriye politikasında bazı saplantıların hala devam ettiğini söyleyen Ünal, Halep'in düşmesiyle bu saplantının tamamen anlamını yitirdiğini vurguladı.

Konuşmasına 27 Eylül 2016 tarihinde Rus Büyükelçi Andrey Karlov'un Atılım Üniversitesi'nin akademik yılı açılışında yaptığı konuşmayı yineleyerek başlayan Prof. Dr. Ünal, şöyle konuştu:

"Büyükelçi diplomasi programı çerçevesinde birkaç kez üniversitemizi ziyaret etmişti. Çok beyefendi ve nazik bir insandı. Aynı zamanda Türk-Rus ilişkilerine büyük önem atfeden biriydi. 27 Eylül 2016 tarihinde akademik açılış yılı töreninde konuşmacımızdı. Üzerinden henüz 3 ay bile geçmedi. Orada verdiği mesajlardan bir tanesi özellikle vurgulanmaya değer; Karlov, 'Biz, bu 7 aylık krizde Türkiye ile Rusya arasında krizler olmaması gerektiğini öğrendik. Çünkü her iki ülke de birbirine şiddetle ihtiyaç duyuyor. İnşallah bundan sonra kriz olmayacak. Bunun için mücadele edeceğiz" diye konuşmuştu. Nitekim bu yaşanan suikast olayının tüm ciddiyetine ve asla küçümsenmemesi gereken bir konu olmasına rağmen her iki ülkenin de yaptığı açıklamalardan anlıyoruz ki herhangi bir suçlama söz konusu değil ve dayanışma devam edecek."

"TEK ENDİŞE VERİCİ UNSUR TÜRKİYE'NİN SURİYE POLİTİKASINDAKİ SAPLANTILARI"

Türkiye ve Rusya arasında gelecekte kriz çıkarabilecek tek endişe verici unsurun Türkiye'nin Suriye politikasındaki saplantıları olduğunu belirten Ünal, şunları söyledi:

"Bu saplantılardan biri hala Suriye hükümetiyle işbirliği yapmamakta ısrarcı oluşumuz. Halep'in düşmesi, Suriye Hükümeti'nin kontrolüne geçmesiyle bunun artık anlamı kalmadı. Batılılar insanların bombalanmasını, sivillerin öldürülmesini Suriye ve Rusya yapıyor gibi göstermeye çalışsa da Suriye açısından baktığınızda bu konu açıkça bizim Milli Mücadele sırasında Sakarya Meydan Muharebelerini kazanmamız gibidir. Bu durum gösteriyor ki Suriye rejimi kalıcıdır. Bizim politikalarımızı yeniden ele almamız lazım. 15 Temmuz'dan sonra Fırat Kalkanı Operasyonu çerçevesinde Rusya ile epeyce işbirliği yapıyoruz ama bu işbirliğini Suriye ile genişletmekte fayda var. Şu anda Suriye'de El Nusra büyük ölçüde ortadan kaldırıldığına göre geriye PYD ve IŞİD kaldı. Biz bu iki gruptan da şiddetle rahatsızız. O halde aklın yolu birdir. Suriye bunlarla mücadele ediyorsa biz Suriye ile işbirliği yapmalıyız. En basitinden mesele budur. Orada PYD'nin oluşturduğu kantonların bir şekilde gücünün zayıflatılması ve ortadan kaldırılması lazım. Büyük Kürdistan hedefinin ortadan kaldırılması için de yine aynı şeylere ihtiyaç var. Hem Türkiye'de PKK'nın belinin kırılması hem de Suriye'de tümüyle dizginlenmesi gerekiyor. Buralarda yapacağımız bir takım yanlışlar tekrar Rusya ile ilişkileri bozabilir. Rusya ile aramızda en riskli olarak Suriye konusunu görüyorum."

Rusya ile ilişkilerin gerilmesinde tehlike arz eden bir diğer konunun da bazı basın organlarının Suriye'yi eleştirirken Rusya'ya da haksız ithamlarda bulunduklarını ifade eden Ünal sözlerini şöyle noktaladı:

"Bazı basın organlarının yazdıkları gerçekten zehir dolu. 15 temmuz sonrasındaki yakınlaşmanın gerektirdiği esneklikler tam olarak fark edilemiyor. Haberler yazılırken Suriye'ye ilişkin ağır cümlelerin içinde sıklıkla Rusya'ya da ağır atıflar oluyor. Oysa örneğin gazeteciler kendisine ısrarla bu soruları sorduklarında Büyükelçi Karlov, bütün bunların tek bir kaynaktan gelen haberler olduklarını o kaynağın da Londra'daki İnsan Hakları Merkezi olduğunu söylemişti. Kendilerinin burayı sürekli bilgilendirdiklerini bu tür bombalamalarının yapılmadığını belgelerle ispatladıklarını ancak onların tavırlarını değiştirmediklerini söylemişti. Ancak Türk basınının sadece bu kaynaktan bilgi alarak bu kadar çok haber yazmasını enteresan bulduklarını söylemişti. Yani diyorum ki bu sorun halen aşılmış değil."

(FOTOĞRAFLI)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!