Pozitif politika, negatif politika

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

CHP Genel Başkanlığı, yarın basına bir dosya sunacak.Bu dosyada yeni slogan olan ‘‘artı, eşit’’ kavramını açan bilgiler olacak.

Bu dosya CHP'nin yeni politikasını ve stratejisini de ortaya koyacak.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın son politikalarının oluşmasında Bülent Tanla'nın etkisi olduğu söyleniyor.

YÜKSELEN DEĞERLER

Bülent Tanla, ‘‘yükselen değerler’’ kavramını Türkiye'ye sokan kişidir.

Tanla, 1980'lerde ‘‘yükselen değerleri’’ tarif ederken, ‘‘bireysel girişim’’ ve ‘‘liberalizm’’ üzerinde duruyordu.

Bu yeni değerleri o yıllarda özellikle Turgut Özal, genel olarak da ANAP temsil ediyordu.

1990'ların ikinci yarısında ise başka değerler yükselmeye başladı.

Bunlar insan hakları, sosyal adalet, çevre koruması gibi değerler.

Acaba Tanla, yeni CHP stratejisini bu yeni yükselen değerler olgusu üzerine mi oturtuyor?

Dün Tanla'ya bunu soruyorum:

‘‘Bizim yeni bir yükselen değerler analizimiz yok’’ diyor.

Yeni politikanın biraz matematiksel ifadesi olan ‘‘artı, eşit’’ kavramı ile ise şu anlatılmak isteniyor:

‘‘Daha fazla büyüme, daha eşit paylaşım.’’

Demek ki artık sosyal demokratlar da büyüme kavramına önem veriyorlar.

Tanla'nın gençler üzerine yaptığı araştırmada ilginç bir sonuç var.

Gençlere, ‘‘İlerde ne iş yapmak istiyorsunuz’’ diye sorulduğunda şu sonuç alınıyor:

ÖZEL GİRİŞİM

Kamu sektöründe çalışmak isteyenler yüzde 16.1, özel sektörde çalışmak isteyenler ise yüzde 25.5.

Demek ki Türkiye'de devlet güvencesiyle iş isteyenlerin sayısı azalıyor.

Ama asıl ilginç sonuç, kendi işini kurmak isteyenler. Serbest çalışmak isteyenlerin oranı yüzde 58.4.

Demek ki Türk gençliğinin yarısından fazlası ‘‘özel girişimci’’ olmak istiyor.

Özel sektörde çalışmak isteyenleri de buna eklerseniz, yüzde 85'ine yakını, geleceğini devlet dışı ekonomik faaliyette görmek istiyor.

ÇIKAN YAZILAR

Durum böyleyse, yıllarca kamusal sektörü savunan sosyal demokratların politikalarında köklü değişiklikler yapmaları gerekiyor.

CHP yeni politikasını işte bu yeni gerçekler üzerine kurmaya hazırlanıyor.

Politika bu. Ve aklı başında bir insanın bu politikaya itiraz etmesi mümkün değil.

Ama CHP'nin yeni stratejisine gelince iş değişiyor.

Daha doğrusu, Baykal'ın yeni stratejisine...

Üç günden beri Baykal'ın gerek Yılmaz'la ilgili Meclis soruşturması, gerek seçime zorlama ve tarafsız başbakan formülleri ile ilgili yazıları okuyorum.

Neredeyse tek destek yazısı yok.

Ayrıca kendi partisi içinde ağır topların bazılarının itiraz sesleri yükseliyor.

Bu stratejinin, ekonomide iyileşme belirtilerinin bulunduğu bir döneme rastlaması, eleştirileri daha da sertleştiriyor.

İngiltere'de Tony Blair'in, Almanya'da Sosyal Demokrat Parti'nin yükselişinde izlenen stratejiye bakıyorum.

Bu strateji, rakibe çelme atmak, rakibi karalamak veya onu köşeye sıkıştırmak üzerine kurulu değil.

Onlar rakiplerinin yaptıklarıyla değil, kendi yapacakları ile ilgileniyorlar.

Dolayısıyla ortaya ‘‘pozitif bir politika’’ çıkıyor.

1980'li yılların başında Özal'ı yüzde 46 ile iktidara taşıyan politika, işte böyle pozitif bir politikaydı.

NEGATİF POLİTİKA

Ama ne yazık ki Türk siyaseti bugün akıl almaz bir negatif politika kıskacına girmiş durumda.

O yüzden bütün araştırmalar, şu an hiçbir siyasi partinin veya liderin yükselmediğini gösteriyor.

Acaba yeni stratejilerin bir çizgiye oturtulması hem ülke, hem de onu uygulayan liderlere daha yararlı olmaz mı?













Yazarın Tüm Yazıları