Potaya barça modeli

Güncelleme Tarihi:

Potaya barça modeli
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2006 00:00

Futbolda R.Madrid yıldızlar topluluğu ama bir şey yapamıyor. Barcelona ise Ronaldinho’nun çevresinde kuruldu, başarıdan başarıya koşuyor.Bizde ise iyi oyuncuların yanı sıra egoizm var. Paylaşımcılık yok denecek kadar az. Açık konuşmak gerekirse 1-2 star silinmeli.

153... Bu rakam nedir diye düşünmeyin. Hemen açıklayalım..

Bir basketbol maçında atılan basket sayısı. Kime mi ait, Erman Kunter’e. Türk basketbolunun unutulmaz yıldızlarından biri olarak adını altın harflerle yazdıran Kunter, bu başarısını şimdi teknik adam olarak sürdürüyor. Efsane isim, basketboldaki gelişmeleri tüm içtenliği ile anlattı, Milli Takım için başarı yolunu gösterdi.

Yatırım yapılmadı

- Milli Takım neden başarısız?

Ahiret sorusu (biraz tebessüm).. 1998 yılında ben takımı kurduğumda, İtalya ile hazırlık maçı yapmıştık. İlk 5 şöyleydi; Kerem Tunçeri, Mehmet Okur, Hüseyin Beşok, Hidayet ve İbrahim. Şimdiki takımın beşine bakın Hüseyin yok, Mirsad ya da Kaya var. Zaten 1999-2000 yıllarında da Kerem Gönlüm’ü, Kaya’yı, Ömer Onan’ı, Erdal Bibo’yu da ben aldım takıma. Yine 99’da B Milli Takımı kurduk. Bu isimler bu takımda yer aldı. Görülüyor ki o günden bu yana bu takımın üstüne bir yatırım yapılmamış. En büyük hata bundan geliyor.

Irkımızdan gelen bir olay var. Biz kendimizi hep Avrupa’nın en önemli basketbol ülkelerinden biri olarak görüyoruz. Şunu iyi bilmek lazım. Biz futbolda Dünya Kupası’nda üçüncü mü olduk, yoksa dünya üçüncüsümüyüz.. Bu çok önemli detay. Eğer dünya üçüncüsüysek ya da basketbolda Avrupa ikincisiysek sürekli turnuvalarda yer almalıyız (İlk 4 takımdan biri olmalıyız), hep yukarılara oynamalıyız. Bir defa elde edilen başarıyla büyük takım olunmaz. Yani biz Türkiye’deki Avrupa Şampiyonası’nda ikinci olduk, Avrupa ikincisi değiliz..

Ayrıca en iyi oyunculardan kurulan takım en iyi takım olmuyor. Fedakarlık yapmak lazım. Generallerin yanında askerler de gerekli. Fransa bunu iyi yaptı. Koç, Tony Parker’ın süresini iyi ayarladı ve başarı geldi. ABD ise bunun sıkıntısını yaşıyor. Indiana’da herkes gördü.

Açık konuşmak gerekirse 1-2 star silinmeli. Yani 3 starın olduğu bir takım 1 starın etrafında toplanan takımdan daha başarılı olmuyor. Futbolda Real Madrid yıldızlar topluluğu ama bir şey yapamıyor. Barcelona ise Ronaldinho’nun çevresinde kuruldu, başarıdan başarıya koşuyor. Bizde iyi oyuncuların yanı sıra egoizm var. Paylaşımcılık ise yok denecek kadar az.

Skordan kurtulmalıyız

- Yurtdışında çalışma koşulları nasıl?

Olayın boyutları çok farklı. Bizde hep galibiyet-mağlubiyet üzerine kurulu. Orada seyirci hep ön planda (bilet satmak için her şeyi yapıyorlar). Maçtan sonra ben ve 3 oyuncu mutlaka VIP’e çıkıp taraftarlarla sohbet ederiz. Ayrıca işlere business gözüyle bakıyorlar. Ayrıca vergi çok önemli. Örneğin, 100 liralık bir takımın maliyeti bu yüzden 170’e çıkıyor. Bizim mutlaka skordan uzaklaşmamız gerek. Ayrıca herkes federasyondan her şeyi beklememeli. Kulüpler de bir şeyler yapmalı.

- İstanbul’daki İsviçre milli maçı sonrasındaki olaylara ne diyorsun?

Büyük hata yapıldı. Pas geçmesini bilmiyoruz. Her elde rest çekilmez. El sıkmasını bilmeliyiz artık.

- Oyuncu ve seyirci potansiyelimiz var mı?

Potansiyel var ama organizasyon yok. Fransa’da 1 bilet satmak için her yolu deniyorlar. Ülker ve Efes Pilsen hala otobüslerle maçlara seyirci getiriyor. Ligde ise yeteri kadar seyirci gelmiyor. Yurt dışında bu artık bir iş. Organizasyonlar artık gözden geçirilmeli.

Oyuncu olarak da yetenekli gençler var. Yıldızlar Avrupa Şampiyonu oldu ben gururla Fransa’da yürüdüm. Başarı elde edemediğimiz zaman bizim için adeta yıkım oluyor.

Tekliflere hep açığım

BİR takım teklifler var. Ama istediğim gibi değil. Türkiye’den gelirse düşünürüm. Çünkü ben profesyonel birisiyim. Ama öncelikli tercihim Avrupa olacaktır. ABD’den de gelse giderim. Ancak böyle bir şey yok. Geçen sene ve bu sezon başı üniversite takımından teklif geldi. Ama Yugoslavya’da olduğu gibi burada da yabancı koça iyi gözle bakmıyorlar. Kulisler devreye giriyor.

Antrenör tercihi

HÜSEYİN’den çok memnundum. İyi de çalıştı. Le Mans’taki koçu bana telefon edip onu her zaman övdü. Asvel’den ayrılırken bile evini temizleyip öyle çıkmış. Yöneticiler bunu hala unutamyor. Milli takıma sakatlığı ile ilgili alınmıyorsa buna hiç katılmam. Çünkü bende 68 maç oynadı, 27 dakika ortalamayla. Bence bunun arkasına saklanmamak ve sığınmamak gerekli. Bu olayı bir antrenör tercihi olarak düşünüyorum. Eğer sakatlık olayına sığınıyorlarsa, hiç Hüseyin’i izlediler mi? İki sene Fransa’da oynuyor. Bana Hüseyin konusunda bir telefon açılmadı. Sakat mıydı, değil miydi kim biliyor? Bunlar bahane. Tekrar ediyorum, antrenör tarcihi ise mesele yok.

Federasyon ve lig ayrılmalı

AVRUPA’da olduğu gibi lig ve federasyonun ayrılması gerekli. Kulüpler ve Oyuncular Birliği de kurulmalı. Hepsi sorunlarını çözmeli. Bu kuruluşlar kağıt üzerinde durmamalı. Yaptırım güçleri olmalı. Çünkü antrenör ve oyuncu kendisini güven altında görmeli. Bir senelik sözleşme olmaz. Bir yılı opsiyonlu 3 sene olmalı. Çünkü planlarını uygulamalı. Futbolda 33 antrenör görevinden olmuş. Herhalde Avrupa’da toplam 33 teknik adam görevinden ayrılmamıştır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!