Polis yakalar

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Türk polisinde son zamanlarda yaşanan tavır değişikliğini umarım farketmişsinizdir.

Durmadan operasyonlar düzenliyorlar, şehirde kuş u-çurmuyorlar.

Operasyonların hedefini incelediğimde, Türk devletinin karşı karşıya kaldığı tehlikenin kaynağında da son dönemde radikal bir değişiklik olduğunu tesbit ettim.

Anladığım kadarıyla devletin istihbarat birimleri, acil o-larak mücadele edilmesi gereken tehlike unsurları sıralamasını şöyle yapmış durumdalar:

1- Travestiler

2- Fahişeler

3- Potansiyel esrar kullanıcılar

4- Mafya

5- Susurluk bağlantılı çeteler.

Yani anlıyacağınız şu anda bir numaralı düşman travestiler.

Bunu biliyoruz. Çünkü hemen her gece düzenlenen operasyonlar televizyonda yayınlanıyor. Karanlığın içinde bir kaç travesti görülüyor.

Polis onları hemen kovalamaya başlıyor. Hem de ne kovalama, görmeden anlamanız mümkün değil.

Travestinin arkasına düşen polis öylesine bir inançla, kararlılıkla onu kovalıyor ki, zavallının kaçabilmesine imkan yok.

Polis öylesine hırsla ve hızla koşuyor ki travestinin arkasından, kendini tutmayıp koşmaya devam etse, farkında olmadan Susurluk meselesinin temeline kadar inecek.

Ama tabii bir noktada mecburen duruyor. Çünkü bir numaralı düşman olan travesti, koşturmacadan yorulup teslim oluyor.

***

Polisin bu yaptıklarına ‘‘Huzur’’ operasyonu deniliyor.

Fahişelerin ve travestilerin oturdukları evlerdeki komşularının huzuru dışında kimin huzurunu bozdukları pek belli değil aslında..

Ve dahası bu iki kategoride yer alan insanların bazı diğer insanlara huzur vermeye yaradıkları da iddia edilebilir.

Ancak tabii bu tür argümanlar devlet birimlerinin yapmış oldukları istihbaratın yerine doğal olarak geçemez.

Onlar birinci düşmanın travestiler olduğunu söylüyorlarsa bu doğrudur ve bunun aksini söylemek de bir tür vatan hainliğidir.

***

Aslında özellikle İstanbul’da mafya liderleri yeni emniyet müdürü göreve başladığında bayağı da korkmuşlardı.

Çünkü Türk polis teşkilatı tarihinde ilk kez bir İstanbul Emniyet Müdürü göreve başladığı gün verdiği ilk demeçte ‘‘Mafyanın belini ben kıracağım’’ lafını söylememişti.

İstanbul mafyasında adettir, göreve yeni getirilen emniyet müdürünün verdiği ilk demeç, mafya babaları tarafından toplu halde televizyondan izlenir.

Babaların hepsi de heyecan içince ‘‘Acaba yeni müdür de mafyanın belini ben kıracağım’’ lafını edecek mi diye beklerler.

Bundan önceki bütün müdürler aynı sözü kaçınılmaz olarak söylediklerinden, babalar da hep aynı şeyi yaparlar. Müdürün ağzından beklenen cümle çıkar çıkmaz, şampanyalar patlatılır, rakı kadehleri de doldurulur ve müthiş bir kutlama şöleni başlar.

Çünkü müdürün ‘‘Mafyanın belini kıracağız’’ cümlesi geleneksel anlamıyla, mafyanın polis ile fazla da bir sorunu olmayacağının sinyali haline gelmektedir ve dolayısıyla babalar da, yeni müdürlü döneme içleri rahat başlarlar.

***

En yeni müdür, göreve başlarken ‘‘Mafyanın belini kıracağız’’ demeyince babalarda bir panik başlamıştı.

Üstüne üstlük, bir de huzur operasyonları tam teşekküllü bir şekilde başlatılınca mafya babaları ‘‘acaba mı’’ diye daha da bir korkmuşlardı.

Neyse, sonra ortada korkulacak bir şey olmadığı çıktı. Çünkü dediğim gibi devlet şu anda travestiler ve fahişeler ile mücadeleyi ön plana çıkarmış durumda.

‘‘Açık ve belirgin tehdit’’ o yönden geldiği için kuvvetler şimdi tek bir hedefe yöneldiler.

***

Aslında, mafya ve Susurluk bağlantılı çeteler ile mücadelenin bu kadar alt sıralara düşmesinin normal olduğu yolunda başka işaretler de var.

Örneğin huzur operasyonları sırasında bütün İstanbul taranıyor ya.

Sonra sonuçlar açıklanıyor...

Bütün gece boyunca altı adet ruhsatsız silah yakalandı deniliyor.

Kollarında iğne izi bulunan da, üç kişi göz altına alındı diye belirtiliyor.

Bu açıklamalardan anlıyorum ki İstanbul ben farkında olmadan bayağı düzene girmiş.

Çok değil daha bir kaç ay önce sadece Taksim bölgesinde dolaşan ruhsatsız silahlara bile el konulsa, Türk ordusunun üç aylık mühümmat gereksinimini sağlamak mümkün olabilirdi.

Yine Taksim'de bazı evler vardı ki buralarda bir günde içilen ve damara zikredilen esrar ile Los Angeles şehrinin haftalık esrar gereksinimini sağlamak mümkündü. Onlar kendiliğinden ortadan kalkmış olmalılar ki mafya da güç kaybetti ve mücadele edilecek düşman sıralamasında dördüncü sıraya düştü.

***

Sıralamada beşinci sırada olan Susurluk bağlantılı çeteler meselesine gelince..

Ben eminim ki polis o meseleyi de halledecek..

Ancak Susurluk’a sıra gelmeden önce Türkiye'de travestilerin ve fahişelerin kökünün tamamen kazınması gerekiyor.

Çünkü emniyet güçleri tam kadro bu asıl tehlikeye yönelmiş oldukları için, herşeyin bir sıra içinde, düzenli olması gerekiyor. Onun için biraz sabırlı olun, devlet tıkır tıkır işliyor, hiç merak etmeyin.

Yazarın Tüm Yazıları