Polis de dertli

ESKİDEN işler kolaydı. Polis suçluyu yakaladığı zaman bir güzel döver, bülbül gibi öttürür ve tüm yaptıklarını öğrenirdi.

Hırsızı, yankesicisi, kapkaççısı, tinercisi, katili polisin eline düşmekten korkar, bu korku caydırıcı olurdu.

Ben polis muhabiriyken polisin ‘falaka fasıllarına’ çok kızardım.

Zaman zaman polislerle aramızda ciddi tartışmalar olurdu.

Onlar teknolojik olanakları sınırlı olan polisin elindeki tek kozun dayak olduğunu savunurlar, dayağın yasaklanması durumunda vatandaşın sokaklarda rahat gezemeyeceğini iddia ederlerdi.

Zamanla dayak azaldı. Şimdilerde ise hemen hemen tamamen kalktı.

Bugün polis yakaladığı suçluya değil dayak atmak, dokunamıyor bile.

Kendini tutamayıp tokat attıkları için darptan cezaevine düşenler var.

Bir de eğer suçlu ‘Polis bana işkence yaptı’ diye dilekçe verirse polis hakkında hemen soruşturma açılıyor.

Bu da polisin terfisini tehlikeye sokuyor. O nedenle terfisi yakın olanlar asayiş bölümünde çalışmak istemiyorlar.

* * *

Polislerle yaptığım sohbetlerde hemen hepsinin söylediği şu:

‘Bugün kamuoyunun yaşadığı paniği biz iki yıldır yaşıyoruz. Çünkü işin bu noktalara geleceği belliydi.’

Polisin elindeki olanaklar sınırlı, sayısı yetersiz. Özellikle polis derneklerinin kapatılması emniyet örgütlerinin parasal gücünü sıfıra indirmiş.

Ayrıca yasalardaki boşluklar da polisin suçlularla savaşını zorlaştırıyor.

Polis, çocukları suçüstü yapsa da bir sonuç alınamıyor.

Örneğin geçen yıl bir ilçede 430 çocuk suçüstü yakalanmış ama bunlardan sadece 13’ü ceza yemiş. Gerisi yine sokaklara dönmüş.

Bu nedenle özellikle kapkaç ve yankesicilik olaylarında çocuklar kullanılıyor.

Polislerin dertlerinden biri de vatandaşın, kurumların kendilerine yardımcı olmamaları.

Örneğin en önemli suç mekanları büyük alışveriş merkezleri, kapılarına yüz tarama aygıtları yerleştirmeye yanaşmıyorlar.

Oysa bu aygıtlar içeri girmek isteyen sabıkalıları hemen tanıyacak ve onların yakalanmaları sağlanacak.

Ama nedense 20-30 bin dolarlık böyle bir sistemi kurmaya yanaşmıyorlar ve ‘Polis önlem alsın’ diyorlar.

Kısacası polis de dertli, canı yanan vatandaş da...

Hükümet sorunun üzerine eğilip gerekli önlemleri zaman geçirmeden almazsa iş çığırından çıkacak.

NOT YORUM

Çözer mi çözer

TAYYİP Erdoğan
pratik bir insan. Bu yönden Özal’dan bile hızlı.

Baksanıza Papadopulos’la karşılıklı birer kahve içip Kıbrıs sorununu çözeceğini iddia ediyor. Bunun için Rum lideri KKTC’ye çağırıyor.

Demek ki Kıbrıs sorununu çözmek için dünyanın en güçlü politikacıları, en usta diplomatları 50 yıldır boşuna uğraşıp duruyorlar.

Bizim başbakanımız ise ‘Ben bir kahvede çözerim’ diyor.

Kusura bakmasın ama bana göre hayal görüyor.
Yazarın Tüm Yazıları