Polis, çevirdiği araca biner mi?

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Taksim Meydanı'nda 6 Eylül günü saat 15.20'de 34 SSB 21 plakalı beyaz Şahin trafik polisi tarafından çevrildi. Polis memuru, sürücüden evrakını istemiş olacak ki; sürücü evrak uzattı. Ancak, memur tatmin olmamıştı. Sürücüyü biraz daha sıkıştırdıktan sonra, Hotel Sovoy'un karşısındaki kaldırımda bulunan 34 A 5687 plakalı çekicinin yanına gidip oradaki polis memuruyla konuştuktan sonra Şahin'e binip gitti.

Bu olay karşısında çok meraklandım. Acaba sürücünün hangi evrağı eksikti? Polis memuru çekicinin içindeki memurla ne konuşmuştu? Sonra neden Şahin'e bindi? Nereye gitti? Bu sorular aklıma bütün şoförlerin ve trafik polislerinin çok yakından bildiği bir rüşvet metodunu getirdi. Çünkü yurtdışında oluduğu gibi ülkemizde de bir polis memurunun kontrol yaptığı araca binmesi suçtur. Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nü göreve davet ediyorum. Bülent AĞIRGÜN-KASIMPAŞA

Barınak, yat limanı olacak...

Avcılar Balıkçı Derneği 200 balıkçı tarafından kurulmuştur. Belediyemiz tarafından inşaatı üç yıldır süren barınağımız yakın zamanda açılacaktır. İnşallah Başbakanımız da, bize Kavaklar'daki balıkçılara yaptığı gibi 'rastgele' diyecektir. Ancak belediyemizin balıkçı barınağını özelleştirip yat limanı haline getirmek istemesine bir anlam veremedik. Oysa Avcılar, Bodrum ve Göçek gibi denize girilecek, yat gezisi yapılacak bir sahile sahip değildir. Bu konuda belediye ve denizcilikle ilgili yetkililer bu kararı yeniden gözden geçrieceklerdir.

Bu arada, Avcılar sahilinin Ambarlı ve Yakuplu'ya yapılacak yol için doldurulması sahillerin halka kapatılması demektir. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur.

Abdullah ERENDER-Balıkçı-AVCILAR

Vatandaş, ‘‘Devlet dahil, herkes birbirini soyuyor!..’’ diyor

Bağış iradidir!

İstanbul Valiliği'ne bir iş için giden bir okurumuz yaşadığı bir manzarayı anlatıyor: ‘‘Oğlum yurtdışında okuyor. Okuluna bir belge sunulması gerekiyordu. Bu metni ülkenin diline çevirttik ve notere onaylattık. Bu belge, vilayete de onaylatıldıktan sonra İstanbul'daki o ülkenin konsolosluğuna veriliyor. Konsolosluklar, okullarla ilgili belgelerde vilayetin onayını istiyorlar.

Vilayete gittim. Bir vali yardımcısı onay işlemiyle uğraşıyor, evrakı mühürlüyor. İlgili memur imzadan önceki işlemleri yaptığında ‘500 bin lira vereceksiniz' dedi. Makbuz da önündeydi.

Vilayete bağışmış... ‘Size bu emri kim verdi' dedim. Vali yardımcısının verdiğini söyledi. İtiraz edince, evrağı vermeyeceğini bildirdi. Sinirlendim. Vali Yardımcısı'nın odasına girdim. Yanında birkaç kişi vardı; ‘Buyrun' dedi.

‘Tuhaf bir uygulama. Bağış iradi olur, zorla alınmaz. Kamu hizmeti bedavadır' dedim.

‘Haklısınız' dediler odadakiler: ‘Devlet sadece maaş veriyor, yeterli tahsisat yapmıyor. Bazı eksiklerimizi bu yolla karşılıyoruz.'

Yapılan işlem doğru değildi. Olayı tartıştım kendileriyle...

‘Efendim siz para vermeyin, imzalarız' dedi.

Para önemli değil, ama zengini-fakiri, öğretmeni-öğrencisi var. Herkese eşit muamele yapılması gerekiyor.

Meğer ilk kez ben itiraz ediyormuşum. ‘Haklısınız. Herkes sizin gibi hakkını aramıyor, parayı ödüyor' dediler.

Güldüm bu sözlere... Vatandaşım, tabii hakkımı arayacağım.

'Bağış' yapmadan mühürü bastılar.

Vergi değil, ceza değil... Ben yasal hakkımı kullandım, para vermedim. Ama bir yerde de yüreğim sızladı.

Biliyorum, bu parayla Vilayet’in bakım ve onarımını yapıyorlar, kömür alıyorlar. Bazı ihtiyaçlar için kullanıyorlar.’’

Bu bir örnek...

Devlet temel felsefesini yitirmemeli, bu kadar acz içinde olmamalı.

Devlet çöktü mü ne? Herkes vatandaşı soyuyor; tapucusuyla, nüfusçusuyla, okul müdürüyle, adliyecisiyle, belediyecisiyle...

Liberal ekonomi derken, 'laubali ekonomi'yi yarattık, onun da bir kuralı, düzeni olduğunu unutarak...

A.Ö.F. İktisat mezunuyum. M.Ü. Eğitim Fakültesi öğretmenlik formasyonunu tamamladım. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'ne öğretmenlik başvurusu için form almaya gittim. Ancak benim durumumdakilerle ilgili bir açıklama yokmuş. M.E.B.'nin 14 Eylül'de sona erecek öğretmenlik başvurularının bizi kapsayıp, kapsamadığını açıklamasını istiyorum.

Arzu ŞANSAN-İSTANBUL

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Demokrasiye, kalkınmaya ve serbest ticarete bir tehdit oluşturan bu yolsuzluk dalgası, örgütlü suçları da besleyen bir kaynak mahiyeti taşımaktadır.

( Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel )

Yazarın Tüm Yazıları