“İklim değişikliği yok” demek “Dünya yuvarlak değil” demek gibi

Güncelleme Tarihi:

“İklim değişikliği yok” demek “Dünya yuvarlak değil” demek gibi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2013 12:25

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 2007’den beri ilk kez Değerlendirme Raporu yayımladı. Bu IPCC’nin 5’inci raporu.

Haberin Devamı

Bilmeyenler için IPCC, 1998’de BM’nin iki alt kurumu olan Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından kurulmuş bir panel.

“İklim değişikliği yok” demek “Dünya yuvarlak değil” demek gibi

IPCC iklim değişikliği konusunda var olan bilimsel çalışmaları eleştirel bir gözle derleyerek, ilgili sonuçları kapsamlı ve güvenilir biçimde insanlığın hizmetine sunuyor. IPCC’nin bir diğer amacı da, bilimsel sonuçlara göre karar vericilere tavsiyelerde bulunmak.

IPCC, şimdiye kadar dört adet değerlendirme raporu hazırladı. Bu raporlarda, son bilimsel tahminlere göre iklim değişikliğinin geldiği noktayı inceliyordu. Şimdi ise, dünya çapında 1000’e yakın bilim insanının katkı sunduğu, 5’inci Değerlendirme Raporu’nda iklim değişikliğinin bilimsel temelleri ve gelecek ile ilgili öngörüler paylaşıldı.

Haberin Devamı

Yarınki yazımda raporda öne çıkan noktaları paylaşacağım ama önden bir özet yapmak gerekirse…

Altını keçeli kalemle çizmemiz gereken şu: “İklim değişikliği var ve hemen harekete geçmemiz gerek. Yani iklim değişikliğini inkar edenler bugün artık vaktiyle dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen Galileo’ya gülenler kadar komik bir pozisyona düşüyor.

Raporda iklim değişikliğinin kesinlikle insan nedenli olduğunun altı çiziliyor.

1901-2011 yılları arasında küresel sıcaklıklarda yaklaşık 0.9 derece artışın görüldüğü ortaya konulurken yüzey sıcaklıklarının sanayi devrimi öncesine gore 2 derece yüksek olduğu son buzul arası dönemde, deniz seviyelerinin bugünkünden en az 5 ve en fazla 10 metre daha yüksek olduğu belirtiliyor.

iklim değişikliği ile mücadele için kapsamlı önlemlerin alınmaması durumunda kasırgaların, kuraklıkların artacağı, deniz seviyelerinin yükseleceğinin belirtildiği rapordaki öngörüler gerçekleşirse üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin de büyük risk altında kalacağı yönünde.

Küresel iklim değişikliğine neden olan sera gazı seviyelerindeki artışın ana sorumlusunun enerji sektörü olduğu ve ana çözümlerin yine enerji sektöründe yattığı belirtiliyor. Fosil yakıtlara dayalı enerji projelerinden vazgeçilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.

BAKMADAN GEÇME!