Yahudi lobisi lideri Ankara'yı suçladı
Güncelleme Tarihi:
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bir süredir İsrail’e bir müttefik değil bir düşman gibi davrandığını belirten lider kullanılan ifadelerin İsrail tarafından göz ardı edilmesinin mümkün olmadığını savundu.
ABD’nin en etkili Yahudi lobilerinden biri olan Anti-Defamation League’in ulusal direktörü Abraham Foxman makalesinde İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’un aldığı Büyükelçi Oğuz Çelikkol’u aşağılama kararını “talihsiz” olarak nitelendirirken, iki ülke ilişkilerinin geleceğine yönelik öngörülerde bulundu.
Yaşanan gerginliğin hemen birkaç gün sonrasında Ehud Barak’ın Türkiye’yi ziyaret ettiğini ve çok sıcak karşılandığını hatırlatan Foxman, bir yandan gerginlik bir yandan dostluk şeklinde ilerleyen ilişkilerin istikrarını sorguladı.
Türkiye-İsrail ilişkilerini iki farklı açıdan görmek mümkün. Strateji cephesinden bakıldığında Türkiye’nin birkaç ay önce İsrail’in Anadolu Kartalı tatbikatına katılmasını önlemesine karşın, hem Ankara hem de Tel Aviv birbirleri için hayati önem taşıdıklarının farkındalar.
Türkiye İsrail’in gelişmiş savunma sanayisinin ürünlerinden faydalanırken İsrail’le ilişkileri vasıtasıyla Washington’la da yakınlaşıyor. Diğer yandan İsrail çoğunluğu Müslüman olan bir ülkeyle müttefik ve stratejik ortak olduğu için, eğitim, koordinasyon, suya erişim ve Arap dünyasıyla ilişkilerinde avantajlar elde ediyor. Son yaşanan olaylar gerginliğe rağmen tarafların bu çıkarları elden bırakmaya hazır olmadıklarını gösteriyor.
“Ancak diplomasi cephesinde yaşananlar, stratejik ortaklığı bile tehdit edebilir görünüyor” diyen Foxman, bütün yaşananlar için Türkiye’yi suçladı. İsrail’in diplomatik ilişkileri en iyi şekilde sürdürmeye çalıştığını belirten yazar gerginliğin sorumlusunun başta Başbakan Erdoğan olmak üzere hükümet olduğunu ifade etti.
MÜTTEFİK MİYİZ DÜŞMAN MI?
Erdoğan’ın bir süredir İsrail’e bir müttefik değil bir düşman gibi davrandığını belirten Foxman, kullanılan ifadelerin İsrail tarafından göz ardı edilmesinin mümkün olmadığını savundu.
“Bu sadece bir ulusal gurur meselesi ya da ilişkilerde karşılıklı saygı meselesi değildir” diyen Foxman, bu durumun dünya çapında İsrail devletinin meşruiyetini zayıflatma çabalarının bir parçası olduğunu ve Tel Avvi’in bu duruma karşı çıkması gerektiğini belirtti.
Yazar “Türkiye bunu İslam dünyasının desteğini kazanmak için yapıyor olabilir ancak İsrail’in ya da Türkiye’deki Yahudi cemaatinin durumunun tehlikeye atılmasına izin verilmemelidir” dedi.
Son dönemde ABD’nin Türkiye üzerindeki etkisinin azaldığı yönünde gelen yorumlar yaygınlaştı. Ancak Foxman, Washington-Ankara ilişkilerinin her iki taraf için de kritik olduğunu savundu ve ekledi: “Ben Obama yönetiminden durumu yakından takip etmesini, Erdoğan’ın İsrail’le ilgili yorumlarında dikkatli olmasını sağlamasını isteyeceğim.”
Erdoğan’ın Batı’dan uzaklaşıp İslamcı tarafa yönelmesinin stratejik bir karar olmadığını savunan yazar, Başbakan’ın aynı anda her şeye sahip olmak istediği için böyle davrandığını belirtti.
Ancak ABD’nin Türkiye’ye “İsrail karşıtı kampanyaya devam ederseniz fark etmeden İslamcı kampa kayarsınız” şeklinde bir mesaj vermesi gerektiğini savunan yazar bunun Türkiye’nin modern devleti için bir felaket olacağını savundu.