PKK ve Almanya arasında pazarlık

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Yalısının çamaşır ipini cebinden eksik etmeyen Tansu Çiller şu sıra pek memnun... Televizyonda izlediğimiz sözlerinin Türkçeye çevirisinden anladığımız kadarıyla, şanlı tarihinde ilk kez suçsuzluğuna dair bir belgeyi ele geçirmiş bulunuyor.

Hatırlarsınız bir Alman yargıcının edepsizliği yüzünden sadece Tansu Çiller değil, Türkiye'nin tüm yönetici kadrosu uyuşturucu kaçakçısı ilan edilmek üzereydi. Sonunda mahkeme bu iddiaların mesnetsiz olduğunu kabul etti, iki ülke arasında muhtemel kriz önlendi.

Tansu Çiller işte bu yazışmaları Susurluk'ta açıklayacak, Uludağ'ın tepesindeki karlardan bile beyaz olduğunu anlatacak. Biliyoruz, boşuna zahmet ama, yakın çevresi Tansu Çiller'e Almanya'da değil Türkiye'de yaşadığını artık kesin dille anlatmalı.

Tansu Çiller bu gerçeği kabul ederse gerisi kolay...

Hele Tofaş ihalesi, mal varlığı araştırması, örtülü ödenek dolandırıcılığı gibi dosyalardan Meclis'te veya Türk adaletinin önünde beraat etsin, inanın kutlamaları birlikte düzenleriz. Değil Susurluk, Tofaş için Milano'ya, ABD'deki mal varlığı için İncirlik üssüne kadar gideriz.

* * *

Tansu Çiller Alman yargı sistemiyle kişisel kavgasını verirken her zaman olduğu gibi milli çıkarlardan habersizdi.

Çünkü Çiller'i abuk-sabuk ifadelere dayanarak suçlayan Alman yargıcın meslekdaşı, daha geçen hafta PKK lideri Abdullah Öcalan'la açık pazarlığa oturdu.

Federal Başsavcılık, Düsseldorf'ta süren mahkemede, 1993 yılında Türk kuruluşlarına seri saldırılar düzenlemek iddiasıyla yargılanan iki sanığın suçunu ‘‘terör'' kapsamından çıkardı. Sanıklar PKK üyesi olarak değil, adi suçlu olarak yargılanacak. Saygın ve sol görüşlü Alman gazetesi Tageszeitung'un haberine göre, PKK bu adli taviz karşısında Almanya'da şiddet eylemlerine başvurmama sözü verdi.

Şimdi soruyorum...

Hangisi daha önemli? Tansu Çiller'in Almanya'da aklanması mı, PKK'nın şantajla Alman adaletinden kaçması mı?

* * *

Üstelik Almanya ve PKK arasındaki pazarlık süreci yeni değil. Tansu Çiller başbakanlığı döneminde, ‘‘PKK'yı Avrupa'da yasaklattım'' diye övünürken, CDU'lu Heinrich Lummer 1995 ekim ayında Abdullah Öcalan'la görüştü. Lummer bu görüşmeyle ilgili olarak 22 Kasım 1995 tarihli ‘‘Neues Deutschland'' isimli yayın organına bilgi verirken, ‘‘Bay Abdullah Öcalan bana Almanya'da şiddet eylemine yönelmeyeceği sözünü verdi'' dedi.

Öcalan da 1996 yılı nisan ayında görüştüğü Zeit gazetesine Lummer'in sözlerini teyid etti, hatta Alman politikacısı aracılığıyla dönemin Anayol Başbakanı Mesut Yılmaz'a mektup yolladığını anlattı.

Apo buluştuğu Alman yetkilileri sayarken, bu ülkenin gizli servisi BND'den Grünewald'ın ismini de verdi.

* * *

Anlaşılan Almanya, ‘‘Türkiye zararlıları'' konusunda hep aynı taktiği izliyor. Önce suçluyor, sonra dost oluyor. Bu hesapla, Tansu Çiller ve Almanya arasında ebedi dostluk bağları yakında kurulur.

Yazarın Tüm Yazıları