PKK can havliyle

Kulaktan kulağa konuşmalarda, özel sohbetlerde PKK övgü, eskisi gibi elle tutulur, gözle görülür olmaktan çıkıyor.

Dağa çıkmak, PKK’ya katılmak DTP Milletvekili Emine Ayna’nın hevesiyle sınırlı. Yoksa, kendiliğinden dağa çıkmak ciddi biçimde azalıyor.

Bunu gören PKK çılgın gibi dağa adam çekmeye çalışıyor. PKK’nın sayısı her geçen gün azalıyor.

ÖN HAZIRLIK

İşin özeti, PKK zayıflıyor.

İşin özeti, PKK zayıfladığının farkında.

Zafiyet PKK’yı tetikliyor.

Zayıfladığı için, büyük bir hamleye hazırlanıyor.

Son günlerde değişik illerde görülen olaylar molotof kokteylleri, araba yakmalar, karakollara saldırılar daha büyük bir hamlenin ön hazırlığı.

PKK farklı yerlerde, toplu bir saldırı için hazırlığını yoğunlaştırıyor.

Buna çok dikkat etmek gerek.

MASAYA ÇEKMEK

PKK’da aniden ortaya çıkan saldırı fikrinin sebebi ne?

Kürt açılımı ile birlikte sessizliğe bürünen PKK, şimdi neden ölümüne savaşa geçiyor?

1- Genel olarak Güney Doğu’da halk artık terörden gerçekten bıkmış bulunuyor. Terörü artık unutmak istiyor. Gönüllü dağa çıkmaların azalması bunun tipik göstergesi. PKK bu bıkkınlığın önüne geçmeyi tasarlıyor.

2- PKK, Kürt açılımının kendisini bitireceğini hesaplıyor.

PKK’nın samimi dostları, DTP içinde yuvarlanan bazı kişilerin Kürt açılımına karşı çıkmalarının arkasında PKK’nın bu hesabı yatıyor. Açılım madem kendisini bitirecek, o zaman hem kendi varlığı için, hem de açılıma son vermek için, haydi silahlara.

3- İşte burası çok önemli. En can alıcı nokta.

PKK, devletin kendisiyle masaya oturmasını istiyor. Devleti masaya zorlamak için silahlarını ateşliyor.

Yoksa, Öcalan’ın 6 metrekaresi, DTP’nin mahkemesi, PKK için geriden geliyor. Bunların üstünde duruyor, ama asıl kendi varlığı.

Bunların üstünde dursa bile, öncelik başka yerde. Şimdi onun aklı fikri hayatta kalabilmekte. PKK belki de tarihi’nin en zayıf dönemini yaşıyor.

Şu anda iyice sıkışmış görünüyor. Köşeye sıkışan ne yapar? Saldırır.

PKK onu yapacak.

Anayasa Mahkemesi�kıvranıyor

BİR yanda hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri.

Öte yanda, Türkiye’nin gerçekleri.

Anayasa Mahkemesi birkaç gündür DTP’nin kapatılmasını görüşüyor. Nasıl karar verecek? DTP’yi kapatacak mı? Yoksa, DTP için hayat devam mı edecek?

Çapraşık bir soru.

Salt hukuk açısından, DTP’yi kapatmak için elde yeterli kanıt var. DTP’yi bu kanıtlarla gözü kapalı bitirmek mümkün.

Ama, ortada canhıraş bir soru var, hepimizin yüzüne bakıyor. DTP kapanırsa, Türkiye de neler olabilir?

Anayasa Mahkemesi üyeleri hukuki kanıtlarla Türkiye gerçeği arasında sıkışmış bulunuyor. Vereceği karar ne olursa olsun, mahkemenin üyeleri bunu ağırlığı altında kıvranıyor.

Buna karşılık, yıllardır siyasetin içinde yer alan bazı Kürtler farklı düşünüyor:

“DTP kapatılırsa öyle korkulacak şeyler olmaz. Bir iki gün sağda solda olaylar çıkar, sonra ortalık durulur.”

Kim bilir belki de öyle. Yine de, ben öyle düşünmüyorum.

Ankara nefesini tutmuş, bekliyor.