Piyanist ve eğitimci Kámuran Gündemir'in ardından

BAZI sanatçılar vardır ki, bireysel başarılarının olağanüstülüğünü, yetiştirdikleri öğrencilerden izleyebilirsiniz.

İşte eğitimci, piyanist Kámuran Gündemir kendini öğrencilerine adayan, onların uluslararası başarı kazanmasını sağlayan unutulmaz bir addı.

Bugün dinlediğimiz, dünyanın sayılı eleştirmenlerinin övgülerini kazanan piyanistlerimizde onun emeği vardır.

Fazıl Say, ustası Kámuran Gündemir'i Uçak Notları'nda bakın nasıl anlatıyor:

"Kámuran Gündemir, yaşamımın en önemli döneminde hocam olmuştur: On iki yaşımdan on yedi yaşıma kadar. Şöyle demeliyim: Onunla çalışmaya başladığımda bir çocuktum, konservatuvarı bitirdiğimde piyanisttim.

Kámuran Hoca için ders vermek, öğrencilerine kendini adamaktı."

* * *

KÁMURAN GÜNDEMİR'in kısa biyografisi şöyle:

1933'te doğdu, Ankara'da Ferhunde Erkin'in ve Paris'te Lazare Levy'nin öğrencisi oldu.

Türkiye'ye döndükten sonra, Ankara Devlet Konservatuvarı'nda piyano öğretmenliğine başladı.

Türk bestecilerinden birçoğunun eserlerini ilk kez seslendirdi.

Fazıl Say, Muhiddin Dürrüoğlu Demiriz, Emre Elivar gibi piyanistleri yetiştirdi.

Piyanist ve eğitimci olarak başarıları dolayısıyla Kámuran Gündemir'e 2000 yılında Sevda-Cenap And Vakfı tarafından Onur Ödülü Altın Madalyası verildi.

4 Şubat 2006'da aramızdan ayrıldı.

Eşi Selçuk Gündemir de eğitimci ve piyanisttir.

Kámuran Gündemir'in yaşamını, müzik konusundaki düşüncelerini, çocukluktan başlayan yeteneğinin yükseliş grafiğini öğrenmek için Erhan Karaesmen'in Kámuran Gündemir-Piyanist, Hoca ve Cumuhuriyet Aydını (Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Yayınları) araştırmasını salık vereceğim.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ödül törenindeki konuşmasından bir paragrafı aktaracağım:

"Prof. Kámuran Gündemir, Cumhuriyet müzik devrimine piyanist olarak katıldıktan sonra, müzik birikimi ve kazanımlarını küçük yaşlardaki büyük yeteneklere aktararak, onları uluslararası başarılara hazırlayan seçkin bir sanatçıdır."

Ayvalık'ta başlayan, Ankara'da devam eden müzik yaşamında, sadece onun yaşamöyküsünü değil kuşakdaşlarının da müzik serüvenini öğreniyoruz. Halkevlerinin; sanatçıların, yeteneklerin yetişmesindeki işlevi bir kez daha onun yaşımında da ortaya çıkıyor. Müzik sevgisinin kaynağı hakkında söylediklerinden bir bölümü okumanızı isterim:

"Ben mesleği itibarıyla kundura imalatçısı ve tamircisi olan esnaf sanatkár bir babanın oğluydum. Müzik yeteneği taşıyan bir esnaf-sanatkár türüydü. Akşam saatlerinde amatör müzisyen arkadaşlarıyla buluşup devamlı bir şeyler çalarlardı. Ayrıca Ayvalık Belediye Bandosu'nun da tubacısıydı."

* * *

BÜYÜK eğitimcilerin emekleri, başarılı kuşaklarda yaşıyor.
Yazarın Tüm Yazıları