Piriştina’yı anarak bir hatırlatma

8 HAZİRAN 2001 günü bugün gibi aklımda...

Haberin Devamı

Ahmet Piriştina gazetecileri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini Bayraklı İskelesi’nden kalkan vapurda bir araya getirmiş, yeni İzmir’in projelerini anlatıyordu. Piriştina o gün çok heyecanlıydı, bizler de o heyecana iştirak ettik. Ne planlıyordu Piriştina?
Uluslararası bir yarışma açılacak, Türkiye’nin ünlü mimarlarından Prof. Dr. Doğan Kuban’ın başkanlığında komite çalışacaktı. Piriştina, bu projenin Dünya Mimarlık Birliği Kongresi’nde sunulacağını ve anlatılacağını söyledi ve ekledi:
“Bu kongrede Türkiye’yi, İzmir için hazırlanan bu uluslararası proje temsil edecek. İzmir’in birinci sınıf şehir olma özelliği var. Bu proje İzmir’in birinci sınıfa çıkması için bir fırsattır. Şu anda dünyanın 130 değişik yerinde insanlar İzmir’in bu projesi için fikir üretiyor...”
Öyle de oldu. Yarışma yapıldı. Piriştina, Alman mimar Jochen Brandi’ye 80 bin dolarlık ödül çekini verirken kürsüye çıktı ve aynen şöyle konuştu:
“İzmir’de son 20 yılda belediye başkanlarının önüne doğru projeler gelmedi. Bu kez de sanki gelişime karşıymışsınız gibi bir hava doğuyor. İşte bu proje bize bir misilleme olanağı verecek. Biz artık böyle proje sahiplerine İzmir’de uluslararası yarışma ile projesi seçilmiş, planları kabul edilmiş bir bölge olduğunu söyleyebileceğiz. Bu proje İzmir’in ve Türkiye’nin gelişimine katkı sağlayacak. Tarihi dokunun korunarak düzenlenmesi de hedeflerimiz arasındaydı. Bu proje ile esas korumak istediğimiz Kemeraltı ve Karşıyaka gibi bölgelerde yapılaşma baskısı da ortadan kalkacak. Siyasi otorite olarak yarışma sonrasında önemli görevler üstlendik. Jürinin önerdiği planlama için kurumsal yapı oluşturup, ilgili taraflar, kumu kurum ve kuruluşları, arsa sahipleri, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile diyalog içinde uzlaşmaya çalışacağız. Bu bir fikir projesi, bunun hayata geçmesi, yapılacak imar planlarının meclisten geçmesi ile mümkün olacak.”

Sonra neler oldu?

Haberin Devamı

Ahmet Piriştina hemen kolları sıvadı. Ancak Turan-Alsancak Liman arası Yeni Kent Merkezi Planı bir türlü yaşama geçmedi. Yürürlüğe kısa süreliğine giren ancak sürekli iptal kararlarıyla karşı karşıya kalan plan nedeniyle yatırımcılar zor durumda kaldı. Planı ilk olarak Temmuz 2003’te Büyükşehir Belediyesi onayladı. İtirazlar nedeniyle 2005’te revizyona uğradı. Bu arada başkanımızı kaybettik. Ama bu projedeki iradeyi Aziz Kocaoğlu da ortaya koydu. Başkan Kocaoğlu’nun önergesiyle 13 Mart 2006’da önemli bir değişiklik daha yapıldı. Büyükşehir Meclisi, zeminde yüzde 25, 30 ve 35 olan kullanım hakkını yüzde 40, 45 ve 50’ye yükseltti. Planda 3 ve 3.5 emsal olan inşaat yoğunluğu hakkı ise 4 ve 4.5 emsale çıkarıldı. Bu durumun inşaat yoğunluğunu artırdığı öne sürüldü. Valilik, eski plana göre sosyal donatı alanları, yeşil alanlar, otopark alanlarının yoğunluk artışına paralel artmadığı, bu durumun imar yönetmeliklerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal davası açtı. İzmir 4. İdare Mahkemesi de planın yürütmesini durdurdu. Büyükşehir, İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin yürütmesini durdurduğu planı iptal kararı çıkmadan değiştirdi. İnşaat yoğunluğundaki bir emsal artış geri çekildi. Tabanda kullanım alanı artırıldı. Bu planla uygun 1/1000 ölçekli planlarda 2008’de uygulamaya girdi. Davalar bitmedi. Ve Aziz Kocaoğlu son açıklamayı yaptı:
“İzmir 2. İdare Mahkemesi, 2010/1910 esas sayılı dosya ile 1/5000 ölçekli yeni kent merkezi nazım imar planının yürütmesinin durdurulması talebini reddetti...”
Her şey bitmiş değil. Mahkeme daha esas gerekçesini açıklamış değil. Ama çok önemli bir aşama bitmiş oldu.
İzmir bir “Ohhhh...” çekmiş oldu.

Haberin Devamı

İzmir’in yeniden yükseliş devri

Çünkü yeni yatırımlar, yeni projeler, “İzmir geriye mi gidiyor?” sorularını engelleyecek. Hatta şimdiden “İzmir’de bir şeyler oluyor” yorumlarını duymaya başladım bile. Nitekim Özelleştirme İdaresi’nden satın aldığı arazisi ile hukuki bir sıkıntısı olmayan Folkart Grubu Avrupa’nın beşinci en yüksek yapısı olacak 200 metre yüksekliğinde ikiz kulelerin temelini atıp inşaatına başladı bile.
Kavuklar Grubu ve Miray İnşaat ortaklığındaki, yüksekliği 100 metreyi aşan toplam 27 kattan oluşan ve 50 milyon dolarlık yatırım değeri taşıyan Bayraklı Tower’ın üçüncü katı çıktı.
Sur Yapı, Torunlar Gıda ve Hayat Kimya Ortaklığı ise Bayraklı’da eski Turyağ tesislerinin bulunduğu 45 dönümlük arazide toplam 270 milyon Euro’luk yatırımla alışveriş merkezi, 140 metre yüksekliğinde 35 katlı rezidans kulesi ve 360 yat kapasiteli marina yapmayı planlıyor.
İş Bankası’ndan Bayraklı’daki depoların olduğu 18 bin 392 metrekarelik araziyi devralan İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ise buraya lüks konut ve alışveriş merkezinden oluşan bir proje için düğmeye basmayı bekliyor.
Sabancı Grubu’nun da eski Piyale Fabrikası arazisine yapacağı büyük bir alışveriş merkezi yapımı ile girmesi bekleniyor. İzmir’in yeni kent merkezinde yine Altınbaşak Un Fabrikası’nın bulunduğu araziye alışveriş merkezinin yapılması planlanıyor. Rönesans Grubu lüks konut ve iş merkezi, Global Yatırım iş merkezi, Buz Grup alışveriş ve iş merkezi, Zorlu Grubu iş merkezi, Kula Mensucat arsalarına lüks konut ve iş merkezi, Veryeri İnşaat lüks konut ve iş merkezi, Salhane Yatırım da iş merkezi yapacak.
Projeler bununla da sınırlı değil.
İzmirli birkaç grubun çok ortaklı modelle yapacağı projeler de mahkemenin kararını bekliyordu.
İki yılda, her biri en az 100–200 milyon dolar olan 15 farklı projenin tamamlanması bekleniyor.
Bu da ilk etapta 5 milyar dolarlık kaynağın İzmir’e girmesi anlamına geliyor. Kent yenilemeyle birlikte bu rakamın 10 yıl içinde 20 milyar doları geçebileceği konuşuluyor.
Kuzeyde Liman Caddesi ile Çınarlı’da adliyeye kadar uzanan sahil kesimi, batıda Alsancak Garı’yla noktalanan demiryolu, güneyde Yenişehir, doğuda ise Bornova sınırına kadar uzanan bölgede yer alan İzmir’in yeni kent merkezinin yeni iş imkanları da sağlayacak.
Özetle...
İzmir’in siluetini değiştirecek projeler çok yakında başlıyor.

 


 

Yazarın Tüm Yazıları