Petrolde fiyat istikrarsızlığı devam edecek

Güncelleme Tarihi:

Petrolde fiyat istikrarsızlığı devam edecek
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2008 17:41

Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol, " ucuz petrol donemi bitti, buna karşılık fiyat istikrarsızlığı devam edecek" dedi

Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol, “ Dünya Enerji Görünümü 2008” başlıklı araştırmada, finansal kriz ve ekonomik yavaşlamanın enerji talebini ve enerji yatırımını nasıl etkileyeceği konusuna yanıt ararken, “Ekonomik endişelerin dikkatleri, stratejik enerji güvenliğinden ve çevresel sorunlardan başka yöne çevirme riskinin bulunduğuna dikkat çekti.

Sabancı Holding’in enerji sektöründeki şirketlerinden Enerjisa’nın ev sahipliğinde yapılan toplantıda raporun sunumu gerçekleştiren Fatih Birol, “ Kendimizi ekonominin tekrar düzelmesiyle oluşabilecek arz çıkmazına hazırlıyor muyuz?” diye sordu. Birol Dünya enerji talebi bugün ile 2030 yılı arasında yılda ortalama yüzde yüzde 1,6 artışla yüzde 45 büyüyecek ve bu artışın üçte biri kömürden gelecek” dedi.

“ULUSAL PETROL ŞİRKETLERİ ÖNE ÇIKACAK”

2007-2030 arasını kapsayan enerji senaryolarını anlatan Fatih Birol, bugünkü enerji trendlerinin sosyal, çevresel ve ekonomik olarak sürdürülebilirlikten çok uzak olduğunu söyleyerek, şu tespitleri yaptı:

“Petrol ana enerji kaynağı olmaya devam edecek. Ancak,ucuz petrol donemi bitti, buna karşılık fiyat istikrarsızlığı devam edecek. Mevcut petrol sahalarının üretimlerindeki azalma yatırım ihtiyacının anahtar belirleyicisi olacak. Petrol pazarı, büyük ve kalıcı bir yapısal değişikliğe uğrayacak ve ulusal petrol şirketlerin egemenliği hızla artacak”

Birol, son yedi yılda, kömür talebinin diğer enerji kaynakları toplamından daha hızlı büyümekte olduğunu ve 2030’a kadar küresel enerji talebindeki artışın üçte birini karşılamasını beklendiğini belirterek, “ 2010 yılından sonra, hükümetlerin desteği, daha yüksek fosil yakıt fiyatları beklentisi ve azalan yatırım maliyetleri sayesinde yenilenebilir enerji kaynakları, kömürden sonra elektrik üretimi için ikinci büyük kaynak olacaklar” dedi.

“GÜNDE 45 MİLYON VARİLE İHTİYAÇ VAR”

Petrol talebindeki bütün artışın OECD üyesi olmayan ülkelerden geleceğine işaret eden Fatih Birol, “Bu talebin yüzde 43’ü Çin’den, yüzde 20’si Ortadoğu’dan,yüzde 20’si Hindistan’dan ve geri kalan bölümü de diğer gelişen Asya ekonomilerinden kaynaklanacak” diye konuştu.

Üretimin, 2030 yılında günlük 104 milyon varile yükseleceğini kaydeden Birol şu değerlendirmeyi yaptı:

“ OPEC dışı ülkelerin konvansiyonel petrol üretiminin düşmesiyle, Ortadoğu OPEC ülkeleri petrol pazarındaki büyümede aslan payını alacak. Petrol talebi 2030’a kadar bugünkü seviyede kalsa bile, sadece var olan petrol sahalarının üretimindeki azalmayı karşılamak için, günlük 45 milyon varil kapasiteye ihtiyaç olacak. Bu da kabaca Suudi Arabistan’ın bugünkü kapasitesinin dört katı anlamına geliyor. Petrol ve gaz üretiminde beklenen artışın yaklaşık yüzde 80’i ulusal petrol şirketlerinden gelecek”

"2030 KADAR 26 TRİLYON DOLAR GEREKİYOR"

2007 yılında, OECD üyesi olmayan en büyük 20 ülkenin enerji sektörüne yönelik yaptıkları sübvansiyonun toplamda 310 milyar doları bulduğunu belirten Fatih Birol, bu durumun ciddi bir ekonomik külfet yaratması yanı sıra çevresel etkileri şiddetlendirdiği için de sürdürülemez olduğunu söyledi. Birol “ Enerji arz yatırımları için 2030 kadarki dönemde toplam 26 trilyon dolar ya da yılda 1 trilyon doların üstünde yatırım gerekli, Bu rakamın sadece 13.6 trilyonu elektrik enerjisi yatırımları için olacak. Ancak kredi krizi harcamaları erteleyebilir” dedi.

Dünya çapında, 600 GW’in üstünde elektrik üretim kapasitesinin inşa halinde olduğunu ve bu kapasitenin 2015 yıllarında kullanıma hazır hale geleceğini, bu kapasitenin dörtte üçünün OECD dışından olduğunu ifade eden Birol “Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisinin maliyeti, yenilenebilir enerjinin kullanımının artmasıyla düşecek, bu da teknolojik ilerlemeyi hızlandırıp ölçek ekonomilerini arttıracaktır” diye konuştu.

Biyoyakıt kullanımına değinen Birol, biyoyakıt üretiminin 2007 yılındaki günlük 0,6 milyon varilden, 2030 yılında günlük 3,2 milyon varile tırmanmasının beklendiğini kaydederek, “ Bu rakam toplam karayolu ulaşım yakıtları talebinin yaklaşık yüzde 5’ini oluşturacaktır” bilgisini verdi.

SABANCI HOLDİNG CEO’SU: “ YAPISAL REFORMLAR SİYASİ İRADE İLE MÜMKÜN”

Toplantının açılış konuşmasını yapan Sabancı Holding CEO’su Ahmet Dördüncü, konuşmasında, kritik bir öneme sahip olan enerji sektöründe uluslararası rekabette başarılı olabilmek için liberalizasyonun sağlanması ve rekabetçi bir ortamda faaliyetlerin sürdürülebilmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye’de enerji tüketiminin, 2020 yılına kadar, dünya ortalamasının üzerinde artacağının tahmin edildiğini söyleyen Dördüncü, “Hangi koşulda olursa olsun, enerji yatırımlarının önünün açılması Türkiye’de sürdürülebilir, rekabetçi ve güvenilir enerji sağlanması açısından hayati önem taşımaktadır” dedi.

Kamu ve özel sektör arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi, sektördeki sorunların tespiti ve çözüm önerileri için kurumsal bir mekanizmaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Dördüncü, tam rekabetçi ve işleyen bir piyasa oluşturulması için bu mekanizmanın şart olduğunun altını çizdi. Ülkelerin en önemli hedeflerinden birinin enerjinin arz güvenliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması olduğunu belirten Dördüncü, “Bu ise ancak rekabet ve yatırım ortamını kuvvetlendirecek yapısal reformların gerçekleştirilmesi yönündeki siyasi irade ile mümkün olabilmektedir” diye konuştu.

AB ile müzakere süreci açısından da liberal bir piyasanın oluşmasının önemli olduğunu belirten Ahmet Dördüncü sözlerini şöyle tamamladı: “Avrupa Enerji politikası arz güvenliğinin sağlanmasında ve enerjinin rekabetçi fiyatlardan temininde ulusal kamu idaresinin piyasadaki hâkimiyetinin azaltılmasını, piyasada şeffaflığın sağlanmasını öngörmektedir
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!